Çıkış yolu!

Vladimir Putin Rusya'da 15 yıldır hala iktidarda

Putin'in başarısını sadece batı sömürge düzenine karşı sert söylem ve tutumuna bağlayabilir miyiz? Hiç sanmıyorum.

Rusya, Putin'den önce 2000 yılında dünyanın 21. büyük ekonomisine sahipti.

Putin ile tablo değişti.

Rusya artık dünyanın en büyük 10. ekonomisi oldu.

Putin Rusya'ya ekonomide 11 basamak atlattı.

Ak Parti, 2002 sonunda iktidara geldi.

2002 yılında Türkiye dünyanın 19. ekonomisiydi; şimdi ise 18. büyük ekonomisi.

Türkiye ekonomide 1 basamak yükseldi.

Ve seçmene karşı davranış: "Bu büyük başarı karşısında nasıl oy vermezsin?" Ders alma yerine nerede ise seçmen dövülecek...

***

"Ak Parti çok şanslı" başlıklı yazımda yazmıştım. Ak Parti ve Recep Tayyip Erdoğan'ın bu ülkede paradan çok daha önemli görevleri vardı.

Bu ülkede bir zulüm vardı ve bitiren kişi Erdoğan ve Ak Parti oldu.

Bu hizmetin karşılığı millet desteğini hiç eksik etmedi. Ak Parti'nin ve Recep Tayyip Erdoğan'ın sürekli arkasında durdu.

***

Ak Parti bir ideoloji partisi olarak misyonunu büyük oranda tamamladığını yazdım. Artık yeni bir sayfa açması gerekiyor.

12 yıldır ekonomiye nerede ise hiç imza atılmadığını belirttim. Ak Parti'nin uyguladığı siyaset politikası ile ekonomi politikasının birbirinin tam zıttı politikalar olduğunu rakamlarla izah etmeye çalıştım.

Ve dedim ki

"Şimdi sıra ekonomiye gelmeli. Ak Parti ideoloji partisi misyonunu ikinci sıraya alarak birinci sıraya ekonomiyi oturtmalı. Özal'ın ANAP'ı gibi yeni bir kalkınma hamlesine girişilmelidir."

Aslında hem Ak Parti'nin hem de Ahmet Davutoğlu'nun tek şansının ve ülkemiz için tek çıkışın yeni bir kalkınma hamlesinden geçtiğini açıkladım.

Bunu yazalı iki haftayı geçti.

Ama şimdi yazılar yazılıyor: "Ak Parti ANAP'laştırılarak mı bitirilmek isteniyor" diyorlar.

Hayret...

***

12 yılda ne oldu? Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH) 230 milyar dolardan 800 milyar dolara yükseldi ama bu büyümenin çok büyük kısmı fiktif-hormonlu.

AK Parti liderliğinde geçen 12 yılda;

Türkiye'nin basit yıllık büyüme oranı %4,8

sanayi üretim artışı %5,6

ANAP imzalı 12 yılda ise;

basit yıllık büyüme ortalaması %5,2

sanayi üretim artışı %6,8

İşin aslı şu ki, son 12 yılda ülkeye 517 milyar dolar para geldi. Bu para ile bir balayı dönemi yaşadık, yüksek yüksek binalar yaptık. Daha az çalıştık, daha az ürettik ama daha çok tükettik. Tükettiğimiz mallar da daha çok bizim mallar değil, yabancıların malları oldu. Yabancılardan borç alarak yabancıların mallarını tüketip güzel bir hayal yaşadık.

Maalesef bunu da başarı olarak gören bir kesim var.

***

ANAP imzalı 12 yılda -10,3 milyar dolar cari açığımız vardı. (Yabancının parasına muhtaçlığımız)

Ak Parti imzalı 12 yılda ise cari açığımız -445 milyar dolar oldu.

Artık yolun sonuna geldik.

Balayı bitti

Maalesef yıllarca balayı yaşayacağımıza yatırıma çalışalım diye çırpınmamın hiçbir anlamı olmadı. Net söyleyeyim dokuz köyden kovulduk.

Ama şimdi zorunlu olarak yeni döneme giriyoruz.

Mecburen çalışacağız.

***

Gelir dağılımı bozulmuş, üretim sistemi tıkanmış bir ülkeyiz.

Üretemiyoruz

İhracatımız geriliyor. Dışarıya değerli mal satamıyoruz. Teknolojimiz ve bilgi düzeyimiz artmıyor. Yapısal sorunlar çok birikti.

Çalışanlar hem az maaş alıyor hem de ücretler geriliyor. Çünkü çalıştıranlar da kar edemiyor. Ak Parti'nin temel hatları ile hiç dokunmadan uygulamaya devam ettiği "IMF-Derviş ekonomi programı" bizi kapana öyle bir kıstırdı ki!

Artık yeni bir ekonomi programı şart. Üretim odaklı ve refahı dağıtıcı bir program. Defalarca yazıyorum ama bir kez daha yazacağım. Türkiye hızla İspanya yolunda ilerliyor. Evet, Yunanistan değiliz ama İspanya yolundayız.

Rant ekonomisinin sonu geldi.

Üretim ekonomisine geçmemiz elzem.

(Bugün Yunanistan konusunda akıl verenler dün Türkiye'de görev başında bu programa sıkı sıkıya bağlı olanların olması başka bir acı ya)

Türkiye'nin ve Davutoğlu'nun tek şansı veya çıkış yolu bu.

Hormonlu ve borçlu büyüme dönemimiz bizi öyle tüketti ki...

Ya yeni yol yazarlar ya da erir giderler.

***

Peki, umut var mı? Yeni yol yazabilecekler mi?

Bakalım

Sayın Davutoğlu Başbakan olduktan sonra iki büyük ekonomi reformu açıkladı. Kasım 2014'te "Ekonomide Öncelikli Dönüşüm Programı ve Eylem Planı" açıklandı.

Nisan 2015'de ise "İstihdam ve Teşvik Paketi" açıklandı. Bu iki eylem planı ve reformların dışında Sayın Davutoğlu bir de ekonomi ağırlıklı seçim bildirisi açıkladı.

Açıklanan programlar ve eylemler büyük oranda Kalkınma Bakanlığı'nın kalkınma planlarında yazılmış olan eylemler.

Ama Türkiye'de eylem planlarının hiçbiri tutmadı.

Maalesef Orta Vadeli Programlar (OVP'ler) sadece yılın son aylarında yapılan revizyonlarla ancak tutturulabiliyor.

Mesela yıla yüzde 5,0 büyüme hedefi ile giriyoruz ve daha yıl ortasında revizyonla hedef küçültülüyor. Nihayet Aralık ayında o yılın ekonomik hedefi ile gerçekleşen büyüme birbirine uydurulabiliyor.

Sayın Davutoğlu'nun açıkladığı ekonomi programlarında da maalesef istenen sonuçlar çıkmadı. Bu yılın ilk üç ayında sanayi üretimi ve yatırımlar sıfır noktasında kaldı.

Büyüme azaldı ama asıl azalacak denilen cari açık maalesef enerji dışında azalmadı.

Kısaca, Davutoğlu ekonominin temel sorunu olan bürokrasiye ekonomi reformu hazırlattı ve sonuçlar hiç istenen şekilde olmadı. Zaten ekonomide en önemli sorun bizzat bürokrasiydi.

Oysa Türkiye'nin çok derin ekonomik dönüşümlere ihtiyacı var.

Hatta Davutoğlu'nun seçim bildirisini açıkladığı zaman dolar çok hareketli günler yaşıyordu. Ülkenin Başbakanı seçim bildirisi okudu.... O dakikalarda düşmesi gereken dolar sadece yatay bekledi... Bildirinin okunması biter bitmez dolar yeniden yükselişe devam etmişti.

Mesaj netti.

***

İşin özeti şu: Ak Parti Recep Tayyip Erdoğan ile müthiş bir politik değişim başarmıştır. İdeoloji partisinin yapabileceği nerede ise her şeyi inanılmaz başarılar ile gerçekleştirmiştir. Ama ekonomide yeni bir şey yapılmamıştır.

Yeni Genel Başkan ve yeni hükümet ile Ahmet Davutoğlu Ak Parti'nin ideoloji partisinden kalkınma partisine dönüşümünde büyük bir şans olmalı.

Ama ilk veriler bu yönde somut bir başarı göstermiyor. Hatta seçim listelerine ekonomik kalkınmayı kavrayacak bir kişi bile konmaması belki de işin en sorunlu tarafı. Listelerde yer alanlar üretimci değil, finansal entegrasyoncu kişiler.

Biz buna "finansal vesayet düzeni" diyoruz. Sanki bilinerek ve istenerek yeni vesayet düzeni kurulmak isteniyor.

***

Bir son sözde ANAP erimesine?

Sahi Ak Parti ANAP'laştırılarak eritilmek isteniyor diyenler ANAP neden eridi bir baksa ya. ANAP kalkınma ve büyümede bu kadar başarılı iken neden eridi?

Ben sadece iki nedeni söyleyeyim:

1- İki başlılık

ve

2- Aile

Türkiye 90'lı yıllara geldiğinde Turgut Özal sorunu yerine bir Semra Özal ve çocukları sorunu yaşıyordu.

ANAP'ı aile kararları ile açmayan papatyalar eritti.

YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
1 Yorum