Çok ama çok kötü
"Hadi biraz da iyimser şeylerden bahsetsene...
Nedir bu 3-4 yıldır aşırı karamsarlık.
Yıllarca kriz tellallığı yaptın da ne oldu? Krizi mi engelledin?”
...diyorum kendime.
“Hatta o kadar ekonomik tehlikeden bahsetmeyi bırakıp, asıl tehlikenin önümüzde olduğunu söyledin de ne oldu?
Toplum farklı bir refleks mi gösteriyor sandın?”
.... diyorum kendime.
“Bak her 100 yetişkinden kaçı işsiz?
1994 krizinde her 100 yetişkinin 4,8 kişisi işsiz kalmış.
2001 krizinde ise 5,1 kişi işsiz kalmış
2008-09 küresel krizde ise 6,3 kişi işsiz kalmış
ama ya şimdi...
2018 son çeyreğinde başlayan ekonomik krizin henüz daha başında olmamıza rağmen, her 100 yetişkinden 7,2 kişi işsiz.
Eeee, işsiz de ne oldu? Bir şey mi değişiyor.”
.... diyorum kendime.
Evet, durum çok kötü.
Hatta kötüden de öte kötü.
1994 krizini
2001 krizini mumla arıyoruz.
Hatta bize ait olmayan ve tüm dünyayı sallayan 2008-09 küresel krizi bile geçtik.
Nerede mi?
Elbette işsizlikte.
TÜİK hesapları size farklı sonuçlar verebilir. İşsizliğin son 10 yılın en yükseği vs dedirtebilir ama gerçek o değil.
Gerçek şu ki, 80 sonrasını bilen 50 yaş civarındaki nesil, bugün yaşanan kriz gibi bir ekonomik kriz daha ne gördü ne de yaşadı.
Şu an işsizlik açısından 1980 sonrasının en ağır ekonomik krizi yaşanıyor.
Millet işsiz
Millet aç
Millet fakir
Her 100 yetişkin içinde benim bildiğim son 40 yıllık verilerde hiç bu kadar işsiz kalmamıştı.
Evde, tarlada, köyde, şehirde... yani tüm toplumun 15+ yaş üstü her 100 kişiden 7,2 kişi işsiz.
Yani evine ekmek getiremiyor
Yani çevresinin bakımı ile yaşıyor. Ya da yaşamıyor...
***
Niye bu kadar karamsarsın diyorum ya kendime.
Millet henüz göremedi diye mi acaba.
Millet hele bir gerçek krizi yaşasın, o zaman ne olur bak?
Ne olacak; sabah biraz din...
akşam da milliyetçilik ile yer yatarız aşağıya.
Hadi iyi uykular.