Dolar özel yükselişe geçti
Haziran ayının ortasında Dolar/TL kuru 6,85 bandına oturdu ve bu stabil hareket 27 Temmuz gününe kadar devam etti. Bu süre zarfında dolar fiyatı adeta hiç kımıldamadı.
Aynı zaman diliminde Euro/Dolar paritesi 1,07 bandından 1,17 bandına yükseldi. Kısaca Euro dolara karşı yüzde 10 civarında değer kazandı.
Euro/TL ise aynı süre zarfında 7,70 seviyesinden sadece 7,90 seviyesine yükselebilmişti. Ortada bir terslik vardı. Dolar sabit kalırken, euro parite etkisi ile bile yükselemiyordu.
Ve bu kontrollü dolar fiyatı bu hafta başı yıkıldı.
Dolar/TL birden Cuma kapanışı olan 6,84’den 6,96’ya yükseldi. Ve bu seviyelerde işlem görmeye devam etti.
TL’nin fiyatının dolara karşı adeta stabil kaldığı 15 Haziran 27 Temmuz arasında, bizim emsal olarak gördüğümüz diğer para birimlerinde ise şu hareket yaşandı:
Rus Rublesi 69,50’den 71,5’e yükseldi.
Brezilya Reali 5,05’den 5,15’e çıktı.
G. Afrika Randı ise 17,10’dan 16,40’a indi.
Yerel paraların dolar karşısında çok sert hareketlerinin olmadığı, hatta bazı düşüşlerin olduğu bu zaman diliminde, Lira daha sıkışık ve tek fiyat etrafında hareket etti. Ama zincir hafta başında koptu.
DÖVIZ ALIMI HIZLANDI
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BBDK) verilerine göre Mayıs ayında döviz alımında sert hareketler olmuştu.
Mayısın başında 218,7 milyar dolar olan yabancı para (YP) mevduatları haziran ayı başında 226,7 milyar dolara ulaşmıştı. 4 hafta içerisinde tam 8 milyar dolarlık alım yapmıştı tasarruf sahipleri.
Ama bu sefer günlük verilere baktığımızda döviz alımının yeniden ve çok daha sert şekilde arttığını görüyoruz. Yabancı para mevduatları geçen hafta şu şekilde gelişti:
20 Temmuz : 227 milyar 898 milyon $
21 Temmuz : 229 milyar 389 milyon $
22 Temmuz : 230 milyar 834 milyon $
23 Temmuz : 231 milyar 629 milyon $
24 Temmuz : 232 milyar 702 milyon $
Sadece 4 iş gününde alınan döviz tutarı 4,8 milyar dolar olarak tarihe geçmiş oldu.
Henüz 24 Temmuz sonrasını göremiyoruz ama muhtemeldir ki, döviz alımı devam etmiş oldu. Günlük döviz alımının 1,2 milyar dolara ulaştığı görüldüğünde bu talebi karşılayacak bir varlığın olmadığı da anlaşılıyor.
KAMU BANKALARI TUTAMADI IDDIASI
Döviz talebinin sert olduğuna yönelik bir başka iddia da yurtdışından geldi. Yurtiçinde açıklanmadığı için kimsenin bilemediği Kamu Bankalarının 2 günde 2 milyar dolar satışına rağmen dövizin yükselişi durdurulamadı.
Blomberg’e dayanan ve Financial Times’de de yer alan habere göre dolardaki yükselişi durdurmak için kamu bankaları 2 günde 2 milyar dolar sattılar. Bu satışa rağmen dolardaki yükseliş durmadı.
Reuters ise geçen yılın başından beri dövizin ateşini söndürmek için yapılan müdahalenin 100 milyar dolara ulaştığını aktarmıştı.
Özel sektörün bu yılın ilk 5 ayında 18,7 milyar dolara ulaşan dış borç ödemesi hesaba katıldığında gerçek döviz alımının boyutunu da yaklaşık olarak öğrenmiş oluyoruz.
2020 yılının başında 220 milyar dolar olan YP mevduatları son gün itibari ile 232 milyar dolara çıkmış oldu. Ama bu arada ödenen 18,7 milyar dolarlık dış borç hesaba katıldığında azalması gereken YP mevduatlarının 12 milyar dolar daha artış gösterdiği anlaşılıyor. Böylece sadece 2020 yılında özel sektörün ve gerçek kişilerin alım yaptığı döviz tutarının 31 milyar doları geçtiğini söyleyebiliriz.
BIZE ÖZEL DEĞER KAYBI
Dün dolar fiyatını gösteren ekranda TL yüzde 0,55 değer kaybediyordu. Aynı dakikalarda ise dolar karşısında diğer ülke para birimlerinin değişimi eksi yöndeydi.
Mesela Rus Rublesi 0,12 düşüşteydi. Brezilya Reali ise 0,67 düşüşü gösteriyordu. Yine benzer şekilde G Afrika Randı 0,18; Hindistan Rupisi 0,14; Macar Forinti 0,50; Şili Pesisu ise 0,21 değer artışını işaret ediyordu.
Dün yaşanan gelişmeler piyasa- larda Türkiye’ye özgü bir değişimin ve fiyatlandırmanın olduğuna işaret ediyordu.
Son iki günde BIST endeksi 120 seviyesinden 112’ye gerileme gösterirken düşüş oranı sadece 2 günde yüzde 6,7’ye ulaştı. Keza benzer şekilde faiz piyasasında da oranlar kısa vadede yüzde 11,0’in üzerine çıkarken, uzun vadede yüzde 13,0 sınırına dayandı.
Oysa Merkez Bankası hala tek hane enflasyon hedefi açıklarken, bankalara yüzde 7,52 yerine artık yüzde 5,6’dan para vermeye devam ediyor.
Piyasada oluşan fiyatlandırma farklarının yine Türkiye özelinde negatif ayrışmayı tetiklediği, kur hareketi ile borsa düşüşüne de mazeret oluşturduğu anlaşılıyor.
Döviz alımının hangi boyuta varacağı, açıklanacak enflasyon ve kur etkisinin boyutları ile özellikle dış politik risklerin önümüzdeki dönemde piyasaların seyrinde etkili olacağı görülüyor.