Ekonomide 'V' hayali
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak '2020’nin ikinci yarısında ‘V’ şeklinde toparlanma bekliyoruz' dedi.
Haziran ayında da “Türkiye’nin bu süreçten V şeklinde bir toparlanma ile çıkmasını bekliyoruz demişti.
Sayın Bakan Albayrak Şubat 2019’da ise şu tarihi açıklamada bulunmuştu:
“2019 yılında 2.5 milyon yeni istihdamı hayata geçireceğiz. Bugün Türkiye istihdam alanında devrimi yaşadığı bir günü yaşıyor. 2019’da rakamların üzerine çıkacağız. 2018 gibi zor yıla rağmen doğrudan yabancı yatırım rakamıyla 2019’da daha da büyümeye devam edeceğiz. Yurtdışındaki sermayenin gerek kredi kapama, gerek Türkiye’ye para gelmesiyle gerçekleştiğinden giriş olarak gerçekleşti. Güçlü bir girişle bu iyileşme noktasında güçlü bir sermaye akışı bekliyor. Tutanlar bekleyenler düşünsün. Şunu ifade ettim. Aralık, kasımdan, ocak aralıktan, şubat ocaktan daha iyi olacaktır. Dediğimizden çok daha iyi noktaya geldik. Mart nisan mayıs çok daha iyi performansın sergilendiği dönem olacak.
Hayaller bu şekilde.
Ya gerçekler ne oldu?
Önce 2,5 milyon istihdama bakalım: 2018 yılında 28 milyon 738 bin olan çalışan sayısı 2019 yılında 28 milyon 80 bine düşmüş. 2,5 milyon kişiye iş bulacağız derken, meğerse 658 bin kişi işini kaybetmiş.
Çalışanlar Bakan Albayrak’ı dinlediklerinde: Dimyata giderken evdeki bulgurdan oldular tabii.
Burada not düşelim: 2017 yılında çalışan sayısı 28 milyon189 bin ve 2018 yılında çalışan sayısı 28 milyon 738 bin kişidir.
Acaba çalışan sayısı hangi tarihte 29 milyon sınırına ulaşıp V hareketini yapmış olacak? Şu anda çalışan sayısı pandemi etkisi ile 26 milyon civarında seyrediyor.
***
Sayın Bakan ‘2019 yılında rakamların üzerine çıkacağız’ diyordu. Ama 2018 yılında krizle birlikte %2,96 olan büyüme krizin derinleşmesi ile 2019 yılında %0,92’ye geriliyor.
Zaten beklenen olmadığı için ne istihdam artıyor ne de büyüme...
Sayın Bakanın Temmuz 2019’da “Yabancı sermaye dönüşü başladı! 3 ayda 10 milyar dolar geldi” açıklaması da maalesef kayıtlara giremedi. Çünkü devletin resmi kayıtlarında hiç öyle yabancı sermaye girişi olmadı.
Şubat 2019’daki konuşmasında da değindiği “Doğrudan yabancı yatırım rakamı ile daha da büyümeye devam edeceğiz” sözü de karşılık bulmadı.
2019 yılında borçlanma ağırlıklı olarak 5,6 milyar dolar yabancı sermaye alabilmişiz. Doğrudan yatırımlar ise 2018 yılına göre yüzde 33 düşüş göstermiş.
***
Şimdi gelelim V büyümeye.
Bu model şu anlama geliyor: Ekonomik kriz 4 çeyrek küçülüyor ve ardından ertesi 4 çeyrekte de kaybedilenler yerine konuluyor. Biz bunu yakın tarihte 1994 ve 2001 krizlerinde yaşadık. Hatta 2008-09 küresel krizden de tam da bu şekilde çıktık.
Fakat şimdi rakamlar öyle söylemiyor.
Küçülme oranı önceki krizler gibi sert görülmüyor ama işsizlik mesela çok daha vahim durumda.
Bu sefer kayıtlara göre: Az küçüldük ama çok işsiz kaldık. İşte biz buna bunalım+kriz olarak ekonomik buhran diyoruz.
Türkiye 2018 ve 2019 yıllarında çok küçük oranda büyümüş görülse de aslında nüfus büyümesini taşıyamıyor. Hatta istihdamın ve elektrik enerjisi tüketiminin gerilediği 2019 yılında nasıl büyüme gösterdiğimiz şaşılacak bir durum.
2018 yılı ilk yarısında 106,7 olan sanayi üretim endeks değeri, 2019 yılında 101,6’ya geriledi. Bu yıl ise pandemi etkisi ile 98,1’e düştü. Buradan yüzde 5 büyüme yaşansa bile 2018 yılının gerisinde kalacağımız belli. Zaten 2017 yılı tamamında 108,0 olan sanayi üretim endeksi 2018 yılında 109,6 ve 2019 yılında da 109,5 olarak gerçekleşti.
Yaklaşık olarak 2 yıldır yerimizde saydığımız bellidir. Ama nüfus artmaya devam ediyor.
Sadece nüfus değil, birçok insan zaruret dışı ihtiyaçlarını da ertelemiş durumda. Ertelenen talep, biriken nüfus vs etki ile elbette yeniden eski tüketim seviyesine ulaşacağız.
Burada temel mesele şudur: Ya sonra?
94 krizi 95’te telafi edildi ama ardından 96-97 yıllarında da sert büyüme oldu. 2001 krizi 2002’de telafi edildi ama ardından 2003-04-05 ve hatta 2006-07 yıllarında da sert büyüme oldu. Keza 2008-09 kriz ardından 2010-11-12 yıllarında da sert büyüme geldi.
Şimdi ne olacak?
Kaybettiğimiz ülke gelirine -1; +1 yıl olmasa da bunalım içinde belki gelebiliriz. O da belki...
Ama yeni istihdam, yeni üretim ve yeni bir büyüme hamlesi için hiç boşuna beklemeyin. Çünkü yatırım yok...
Mülkiyet güvencesi bile sakatlanan ülkemizde yerli yatırım bile 2015 yılının gerisinde.
O nedenle zaten 3 yıldır bunalım ve kriz içerisinde büyük bir ekonomik buhran yaşayan ülkemizde kimse hayale kapılıp yeniden hızlı büyüme süreci beklemesin. Hiçbir veri bu hayali desteklemiyor. Durumumuz çok ciddi, bilesiniz.