Ekonomide yeni bir sayfa

AK Parti’nin daha birinci dönemiydi. Toplumun önemli bir kesimi henüz ne olduğundan ve neler olacağından oldukça şüpheliydi. Hatta toplumu bırakın, birçok büyük şirket ve holding dahi temkinli bir duruşla yeni açılım ve risklere girmiyordu.

Oysa ülkemizde yeni bir sayfa açılmıştı. Beklentilerin tersine iyi şeyler oluyordu. Ve trene ne kadar geç binen olduysa, fırsatlar da o derece geriden gelmişti ya da kaçırılmıştı.

Süreç epey devam etti. Ama aynı zamanda gerekli değişim ve modeller de gelmiyordu. Hatta gittikçe eski sistemdeki ısrar ekonomide yeni sorunlar biriktiriyordu. Ve tam bu sıralar sahneye geç kalmış yeni eski aktörler çıkmaya başladı.

Yer yer raydan çıkmaya başlayan vagonlar yolculuğu sarsıntılı ve tehlikeli hale getirirken, trene son binenlerin tutuculuğu hayret vericiydi. Yolculuğun başlangıcında treni taşlayan bu kitle şimdi yolculuğun en sadık aktörleri olmuşlardı.

***

Bugün reform adı altında aslında hiçbir şey yapılmıyor. Ana hatları ile eskimiş trenin tehlikeli bir yolculuğu sürüyor.

Peki, ne olacak?

Yeni sayfa ve yeni bir Türkiye hayali kurulabilecek mi?

Orta yaş fırsatı da bitiyor. Önümüzdeki 15-20 yıl içinde nüfusumuzun yüzde 15’ini aşan bir yaşlı hayatı oluşacak.

Gençliğinde krizleri ve yanlışları çok daha rahat atlatan toplum gitmiş, yerine yaşlı ve belini zor doğrultan bir toplum gelmiş olacak.

Peşinen söyleyeyim: Bugünkü gibi az çalışıp uzun süre emekli olamayacağımız kesin. Siyasetin de israfa dayalı seçim modelleri kullanamayacağı aşikar.

Yeni bir sayfa açmak gerekiyor hem de şimdi. Yarın açılacak sayfalar gençliği bitmiş bir toplumda karşılık bulamayacak.

***

İdeolojinin, davanın ya da devrimin karın doyurmadığını bir kez gördük.

Çok acil yeni bir model ve yapının kurulması gerekiyor. Ama bu iş öyle basit yama tedbirlerle olacak gibi değil.

Bazı yazılarımda ara ara bahsettiğim çözüm önerileri var: Mesela nüfus yapısının sağlanması için bireysel gelir vergisinden aile gelir vergisine bir an önce dönmemiz gerekiyor. Vergi dilimleri aile sayısına göre belirlenmelidir.

Bir başka nokta ise kurumlar vergisinin yeniden yazılmasıdır. Kurumlar üzerinden israfın tıpkı devlette olduğu gibi önlenmesi gerekiyor. Hatta faiz giderinin bile tasnif edilerek (yatırım ve ticari krediler gibi) kademeli olarak vergi indirimi kaldırılabilir.

İş hayatı; çalışanın da süründüğü, emeklinin de süründüğü muhtaçlık üzerinden kurtarılması gerekiyor.

Aslında parça parça bahsettiğim ama bir bütün olarak değişmesi gereken çok büyük bir makro politikaya ihtiyacımız var. Kredi-finans piyasamız bugün bize uzun vadeli yatırımı nerede ise imkansız kılıyor. Hele hele yüksek teknolojiye dayalı riskli özel sektörün desteği nerede ise sıfır noktasında.

Defalarca yazıyorum: Türkiye’nin demografik fırsatı (orta yaş fırsatı) geçmeden çift haneli büyüme ve tek haneli enflasyonu bir an önce elde etmemiz gerekiyor. Hem de 10-15 yıl sürecek şekilde.

Tren kaçıyor...

Kısır döngülerle, inanç duvarları ile örülmüş dar kalıplardan kurtulmamız o kadar acil ki; pek kimse farkında değil.

Kredi-faiz döngüsünde sıkışan ekonomiye yine kredi-faiz paketleri ile müdahale ederek ilerlemeyi alkışlayan oda ve meslek örgütleri de sil baştan değişmek zorunda.

Kısaca yeni bir sayfa ve yeni bir anlayış gerekiyor.

Herkesin ama herkesin aynaya bakması kendileri yerine çocuklarını ve torunlarını düşünmesi gerekiyor.

Köprülerin, havalimanlarının, şehir hastanelerinin vs. vs. kamusal yatırımların yapım maliyetlerinin borçlarını çocuklarına ve torunlarına bırakan mantık bir an önce son bulmalıdır.

Tek haneli düşük enflasyon, tek haneli düşük işsizlik ve çift haneli yüksek büyüme ve kalkınma hayal değildir.

Dış açığa dayalı büyüme süreçleri de bitti. Kendi tasarrufunu ürettiği kendi katma değeri ile sağlayacak modeli çok rahat kurabiliriz.

Yeter ki isteyelim.

Yeter ki yeni modelin hepimize kazandıracağını görebilelim.

Veya bu gidişin uçurumdan aşağıya olduğunu bilmek de yeterli. Uçuyoruz ama aşağıya doğru.

Acil ama çok acil değişim gerekiyor.

Ama bu değişime yönelik ışığı da görmemiz gerekiyor.

Sabırsızlıkla ve umutla bekliyoruz...

YORUMLAR (51)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
51 Yorum