Enerji, enflasyon faiz ve hükümet
Galiba yeterince edebiyat dersi almadım. Hatta Türkçe eğitimimin de zayıf olduğunu söyleyebilirim. Anlatım bozukluğu da epey yukarı seviyede. Kabul ediyorum hatalıyım...
Bir gün arkadaşım çok önden koşmakla, geride kalmak arasında çok fark yoktur demişti. İyi ama ben önden koşan biri olamadım ki. Bakın 1991 seçimleri olmadan verilen vaatleri dinleyen rahmetli Adnan Kahveci Türkiye’nin batacağını o günlerde söylemiş. Ve Türkiye 10 yılını kaybetti.
Benim o noktaya gelmem için galiba daha çok çalışmam gerekiyor. Yıllarca bir şeylerden bahsediyoruz ama gelin görün ki ne bakan var ne de anlayan. Demek ki sorunum epey büyük.
AK Parti iktidara geldiğinde “ortaklık piyasası” canlanacak diye sermaye piyasalarına yöneldiğimde mesela ne kadar hata yaptığımı yıllar sonra anlayabildim. Meğerse Türkiye’miz son 15 yılını kargadan başka kuş-faizden başka ekonomi modeli yokmuş gibi geçirdi. Yıllarca kredi (faiz) piyasası GSYH’nın yüzde 10-15 aralığında iken, son 15 yılda yüzde 70’ini geçti. Anlayacağınız her tarafımız faiz oldu. Faiz ile yatıyor- faiz ile kalkıyoruz.
İşin üzüntü verici bir diğer tarafı da faizi sadece oran üzerinden tartışmamız. Sanki faizin oranı düşünce cazibesi ve günahı azalıyormuş gibi bir durum var. Yazıp dururum ama anlatamıyorum: Faizin oranını tartıştığımız kadar faizin kendisini tartışsaydık ya. Bir de asıl sorun faizin tek başına oranı değil, makasıdır derim. Yani para yatırırken verilen faiz kadar, kredi kullanırken ödenen faiz oranı arasındaki fark daha büyük meseledir.
***
2014-2015 yıllarında hızla artan gıda fiyatları yüzünden enflasyon yükseldi. Yükselen enflasyon nedeniyle faizlerde de yükseliş yaşandı. Ekonomi yönetimi çözüm olarak gıda ithalatına gitmeyi aklına koydu. Hatırlayın argümanlarını: Gıdada ithalat yaparak ucuzluk gelecek, enflasyonla beraber faizlerde düşecek. Böylece herkes kazanmış olacaktı. O dönem Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker ve Müsteşar Vedat Mirmahmutoğulları’nın ithalat kapıları açıldığında çiftçiliğin ağır yara alacağını görerek karşı koyuşlarını çok iyi bilirim.
Şimdi olay geldi bir başka kapıya. Artık gıda fiyatlarında artış çok yüksek değil; yıllık artış bile sadece yüzde 1,38’de kalmış durumda. Herkes çekirdek enflasyonun yüksekliğinden bahsediyor. İyi de Temmuz 2014’den beri çekirdek enflasyon zaten manşet enflasyonun üzerindeydi. Bu ne anlama geliyor: Gıda fiyatları düşse bile enflasyondaki ana eğilim düşmeyecekti. Nitekim öyle oldu. Bunu biz 05 Mayıs 2015’de “Merkez Bankasının Çekirdeği Kırması” başlığı ile detaylı bir şekilde yazdık. Hatta NTV’de Gökay Oytam ile iki program yapmıştık. Biri bu konuydu, diğeri de büyüme olmadan artan istihdamın bir “yozlaşma” olduğuydu. Büyüme yoksa ve istihdam artıyorsa o ekonomi değer üretemiyor, yozlaşıyor demektir. Neyse dedik ve bitti...
Bu günlerde enflasyonda düşüşü engelleyen en önemli mesele enerji. 11,3 dolar olan doğalgaz sm3 fiyatı Nisan 2016’da 4,1 dolara kadar geriledi. Artan Dolar/TL kuru bile bu düşüşten daha az. Yani elektrik üretiminin de yüzde 35’ini doğalgazdan karşılayan Türkiye’de en azından yüzde 20-30 arası bir indirim çok rahat olabilir. Ama görün ki yılbaşında bizler elektrik fiyatlarına zam yaptık.
Bugün kimse şunu diyemiyor: Dün, gıda fiyatları arttığında ülke kazanacak diye çiftçileri görmezden gelip ithalat yapalım derken, bugün neden enerji fiyatlarını indirmiyoruz. Sabancı Holding CEO’su Zafer Kurtul diyor ya “elektrik fiyatları 2015’de yüzde 17 düşerken...Enerjisa yatırım yapıyor”. Tabii kimse soramıyor-sorgulayamıyor: Elektrik fiyatı düşerken devletimiz neden zam yapıyor?
BOTAŞ 2012 yılında 771 milyon TL, 2013 yılında 68 milyon TL, 2014 yılında 1.680 milyon TL faaliyet zararı yapıyor. 2015 yılında ise 2 milyar 357 milyon lira faaliyet karı ediyor. 2015 yılında ortalama doğalgaz fiyatı 7,3 dolar (sm3) ve ortalama dolar kuru 2,62 TL. (19,13 TL). Bu yıl 4 ayda ortalama doğalgaz fiyatı 4,7 dolar ve ortalama dolar kuru 2,95-3,0 TL civarı. Yani sm3 fiyat TL bazında düşüyor 14,0 liraya.
Doğalgazda 19,1 liradan 14,0 liraya düşen fark kimin cebine gidiyor? 2015 yılında bile 2,3 milyar TL kar yapmış olan BOTAŞ’a. İşte ekonomide biz buna halkçılık diyoruz.
Bugün piyasalar istim üzerinde ve çok acil bir müdahale gerekiyor. Neden enflasyonu ve faizi düşürecek adım atılmasın ki? Hem de çok acil....