2015 yılında ülke gelirimiz 1 trilyon 953 milyar liraydı. Yapılan yeni bir gelir hesabı ile gelirimizin aslında 2 trilyon 338 milyar lira olduğunu öğrenmiş olduk. Kısacası aslında var olduğu aklımıza gelen gelirimizi kayda almış olduk.
Ülke olarak meğer 385 milyar liramız varmış, ama haberimiz yokmuş.
Şimdi öğrendik...
Fakat bu işin bir de vergi boyutu var elbet. Biliyorsunuz ki gelirden devlet vergi alır. Devlet hizmetleri bu vergi gelirleri ile topluma sunulur.
Galiba dün Maliye Bakanı Sn Naci Ağbal bu yeni vergileri açıkladı. Böylece sanal gelire gerçek vergi gelmiş oldu.
Sayın Bakanının yeni vergi artışları hakkındaki açıklamasında “savunma sanayi” vurgusu önemli. Yani artan vergiler ülkemizin -beka sorunu- hakkında. Hani “Karadenizli fındık fiyatına bakmaz, onlar için ülkenin beka sorunu daha önemlidir” demiştim ya... Şimdi bu sorun tüm-hepimiz için ortak maliyet haline geliyor. Vergi artışından gelecek olan yeni paranın büyük kısmı ülke savunmasına gitmiş olacak.
OVP İLE UÇACAĞIZ
Orta Vadeli Programa (OVP) göre, 2020 yılında ülkemizin geliri 4 trilyon 321 milyar liraya ulaşacak. Kişi başına gelirimiz ise 13 bin 024 dolar olacak. Ortalama nüfus hesabına göre 2020 yılında ülke gelirimiz dolar bazında 1 trilyon 69 milyar dolara çıkmış oluyor.
Tabii burada dolar kurunun 2020 yılında ortalama 4,04 TL olarak kabul edildiğini unutmayalım.
Gerçi daha 1 yıl önce yapılan OVP tahminlerinde durum şuydu; (2019)
GSYH -TL: 2 trilyon 987 TL (Şimdi 3 trilyon 872 TL)
GSYH - $: 884 milyar dolar (Şimdi 984 milyar dolar)
Çalışan sayısı : 29 milyon 534 bin (Şimdi 30 milyon 281 bin)
Bütçe gelirleri: 710 milyar TL (Şimdi 765 milyar TL)
Bütçe harcamaları: 751 milyar TL (Şimdi 839 milyar TL)
Ben buradan şu sonucu çıkartıyorum: TÜİK’in yapmış olduğu yeni GSYH hesabı vatandaşa gelir olarak yeni bir şey sunmadı. Ama devletin tüm hesapları yeni gelir hesabına göre yapıldığı için bütün dengemiz bozuldu.
Mesela Ankara artık daha yüksek bütçe harcaması yapacak.
Bakın burası çok önemli. Hiçbir zaman hedeflenen harcamanın altına kolay kolay düşmeyiz. Ama hedeflenen gelirin altına düşünce hemen yeni vergilere yapışırız. Eeee gelirimiz de arttığına göre artık itiraz edecek bir yer de kalmıyor.
Ama unut mayın ki, 3 yıl sonra ülke olarak 1 trilyon doların üzerinde bir ekonomik büyüklüğe sahip ülke olacağız. En azından buna sevinelim.
ORTA SINIF SORUNU
AK Parti döneminde orta sınıfın son yıllarda eridiğini son iki haftadır gündeme taşımaya çalışıyorum. Üniversite okumanın değerinin azaldığını, üniversite okuyanların yoksulluğunun arttığını belirtiyorum. Dün Habertürk Gazetesinden Rahim Ak olayın yoksulluk kısmını verdi.
Bir ülkenin kültürünü, sanatını, demokrasisini, adaletini dert edinen en önemli kesim orta sınıftır. Zenginlerin paraya baktığını son aylarda görüyoruz. Nereden mi? Batıdan...
Batının siyasi olarak, demokrasi olarak, adalet olarak en çok eleştirisinin arttığı dönemde Türkiye’ye gelen para da artıyor. Batılı zenginler için artan siyasi tansiyon Türkiye’ye daha yüksek faizden para verme fırsatı oluşturuyor. Durum aslında budur...
Gelelim bizim meseleye...
Dün Sn Naci Ağbal yeni vergi artışlarında 3. dilimin yüzde 27’den yüzde 30’a artırıldığını açıkladı. Nedir 3. dilim?
Maaşınız brüt olarak (2017 için) 30 bin lirada kalıyorsa sorun yok. Ama 30 bin lirayı aşıyorsa (70 bin liraya kadar olan bölüm) artık %27 değil, %30 vergilenecek. Kısaca aylık brüt maaşı 2500 liranın üzerinde olanlar için yeni bir vergi artışı daha geldi.
Eeee... Ülkemizin beka sorunu var ise bu yükü asıl eğitimli orta sınıf çekmek zorunda.
