İşçinin ekmeğini kim aldı?

Yazıya başlamadan önce peşinen belirteyim: Konu çok zor ve anlaşılması da o kadar karmaşık.

Önce bir kaç tespit:

Bir toplumda işveren de (girişimci) işçi de bir bütünün parçalarıdır. Ne işveren düşmandır ne de işçi köledir.

Ücret düzeyi sorunu tıpkı bugün hükümetin market fiyatlarında yapmaya çalıştığı gibi yasalarla-kamu zoruyla çözülemez. Nihai başarı pazar şartlarının rekabetçi kılınması ile sağlanabilir. O rekabet için pazarın iyi işlemesi ve canlı olması en temel şarttır.

-Marketlerde tavan fiyat uyguladığınızda aslında pazarı bitirir ve yokluğu getirmiş olursunuz. Ücretlerin de kamu gücüyle yükseltilmesi işsizliği getirir.

Yazıda diğer tespitlerimizden de bahsedeceğiz.

Şimdi tabloyu görelim.

***

SGK verilene göre, 2010 yılında 10 milyon 31 bin çalışanın (4/A-özel) aylık ortalama brüt kazancı 1.302 TL’dir. (Brüt asgari ücret ise 760,5 lira. Fark %42)

Kasım 2021’de 16 milyon 257 bin çalışanın ortalama brüt ücreti 5.770 TL’dir. Aynı ayda brüt asgari ücret ise 3.578 lira (Fark %38).

Son 11 yıllık dönemde enflasyon %240; ortalama brüt ücret ise %343 ve asgari brüt ücret %370 artış göstermiştir.

Görüntüde ücret artışı enflasyonun üzerinde gerçekleşmiş görülüyor. Dolayısı ile çalışanlar bir reel gelir kaybına uğramamış, tersine reel kazanç elde etmiştir.

Fakat durum pek öyle değil.

2010 yılında %15 vergi dilimi 8.800 TL’dir ve 2021 yılında 24.000TL’ye gelmiştir. Vergi dilimi artışı %172 ila enflasyonun (%240) altında kalmıştır. Hatta %20’lik ikinci vergi dilimi 22.000 liradan sadece ve sadece %140 artışla 53.000 liraya çıkmıştır. Buradaki artış %140 ila enflasyondaki %240 artışın nerede ise yarısında kalmıştır.

Bunun anlamı şudur: Ola ki işvereniniz size azıcık yüksek maaş ödedi; ola ki okudunuz vs ile yüksek ücret alıyorsunuz... İşte o parayı devlet, ya da devleti yönetenler hemen alıvermişler.

Bunu şöyle ifade edeyim: Son 11 yılda ortalama net ücret asgari ücret oranında artsaydı net maaş 3.945 lira yerine 4.310 lira olacaktı. Ortalama ücretlerde geçen yıl 12 ayın biri gitmiş, yerine 11 ay maaş almış olduk.

***

Şöyle bir hesap yapalım:

2021 yılında aylık 5.770 lira brüt ücretten net kazancınız yaklaşık 3.945 liraya geliyor. 2010 yılında ise 1.302 lira brüt ücretten aylık net kazancımız 913 liraya geliyordu.

Brüt ücret artışı 11 yılda yüzde 240 enflasyonun üzerine çıkarak %343 olmuştu. Ama vergi dilimleri sayesinde çalışanın eline geçen net ücret aynı süre içinde 913 liradan 3.945 liraya çıkarak %332 artışta kalmıştır.. (Yine de enflasyonun üzerinde bir artış görülüyor. Enflasyon oranına göre ortalama net ücret 3.104 liraya çıkacaktı.)

***

Gelin bir de bu hesabı ekmek üzerinden yapalım:

Zorunlu tüketimi en yüksek ürün olan ekmek hesabına göre durum şu: 2010 yılında 913 TL ortalama net ücret ile 1 ayda 443 kg ekmek alıyordunuz. Kasım 2021’de ise 3.945 liraya gelen ortalama net ücret ile alabileceğiniz ekmek artık 434 kg.

Çalışanların ekmek alım gücü enflasyon üzerinde maaş artışına rağmen artmamış, tersine 9 kg azalmıştır.

Kim almış bu ekmekleri? Devlet...

NOT: Ücret artışı enflasyona göre reel artışa işaret etse de ekmek örneğinde olduğu gibi gıda ve alt sektörler olarak: Et-balık; süt-peynir, yumurta; katı ve sıvı yağlar ila sebze sektörlerinde sadece alım gücünü koruyabilmiştir. Çalışanların gıda tüketimi açısından reel bir kazancı maalesef olmamıştır.

YA DEVLET? - EMEKLİLER

Asgari ücreti nihayetinde kamu belirlemiş olsa da ödeyen özel sektördür. Bu nedenle %240 enflasyon ve %310 gıda enflasyonuna karşı özel sektörde ortalama ücret %332 artışla gelir seviyesini koruyabilmiştir. (Gıda dışında reel artış ama gıda da sadece mevcudu korumuş)

Ya devlet-Hükümet ne ödemiş?

2010 yılında 9 milyon 518 bin 704 dosyaya 78 milyar 957 milyon 499 bin lira maaş ödemesi yapılmış. (2010 yılı ortalama emekli maaşı aylık 690 TL)

2021 Kasım ayında ise 13,6 milyon emekliye aylık 35,1 milyar lira ödenmiştir. Buna göre kişi başına emekli maaşı 2.580 liraya geliyor.

Özel sektörün çalışanlarını sadece gıda karşısında koruyan ücretlerine rağmen kamu-hükümet emeklileri gıda harcamasında reel kayba uğratmıştır.

2010 yılında 1 emekli 1 aylık maaşı ile 334 kg ekmek alıyordu

2021 yılında 1 emekli 1 aylık maaşı ile 284 kg ekmek alıyor

Emeklinin aylık 50 ekmeğine kim el koydu?

SONUÇ: Ülkemizde ücretli kesimin maaş düzeyi oldukça düşük seviyede ve refahtan (gıda özelinde) pay alamamaktadır. Asgari ücret ile ortalama ücret farkı giderek azalmakta ve bu durum eğitimle orta-sınıf bilinci oluşmasının önüne set çekmektedir. Oysa demokrasilerin gelişmesi ve hak arayışlarının sağlanması bu sayede güçlenebilir.

Özel sektörün ödediği ücretler nispeten daha fazla artış göstermiş olsa da özellikle emeklilik sistemi adeta yokluk maaşına hapsolmuş durumdadır. Kaybet-kaybet formülünü bir an önce kazan-kazan formülüne geçirmemiz gerekiyor.

Son aylarda yaşanan yüksek enflasyon ve özellikle gıda-kira artışları çalışanları açlık sınırının altına düşürerek yeni bir hak arayışını zorunlu kılmaktadır.

Bu durum sadece özel sektör ödemeleri ile değil, asıl sorumlu olan kamu ve ülke yöneticilerinin sorumluluğu ekseninde ele alınmalıdır.

a13.jpg

YORUMLAR (40)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
40 Yorum