Kampanya sonuçları

Piyasaya suni müdahalelerin kısa vadede bazen istenen sonuçları verebileceğini ama uzun vadede daha ağır sonuçlar doğurduğunu sık sık dile getiriyorum.

Aynen faizde olduğu gibi

Neden ısrarla kafamızı faizin oranına takıyoruz? Yeniden yıllardır anlatmaya çalıştığım konuyu tekrar edeyim:

1-) Faizin oranına değil, asıl FAİZE kafayı takmamız gerekiyor: Peki, faize kafayı takıp ne olacak? Tabii ki alternatifini geliştireceğiz. Hatırlarsanız sürekli bir veriden bahsederim. 2002’de faiz piyasasının ülkemiz ekonomisindeki büyüklüğü %12-13 bandındaydı. Şimdi bu oran %76,6’ya ulaştı. (Eski GSYH hesabı ile) Yani 2003’ten bu yana faiz piyasası Cumhuriyet tarihinin bütün rekorlarını kırarak en yüksek seviyelere çıktı.

Neden?

Çünkü alternatifi yok.

Faiz piyasasının en büyük alternatifi olan “Ortaklık Piyasasını” kumarhaneye çevirdik. Millet orada resmen soyuldu ve bütün kurumlar olarak bu soygunu seyrettik. Önceki gün sosyal medyada şöyle yazıya rastladım “....patronunun hissesini aldım; bir yıla yakın hisseyi oynatmadı. İki gün önce hisseleri sattım, hemen borsaya şirketle ilgili güzel açıklamalar yolladı. Hisseler peş peşe yükseldi.” Ben bu oyunların daha felaket düzeylerini size anlatabilirim. Eskiden anlatıyordum da... Sonra susmam için 3 yıl hapis cezası verdiler. Ve sustum...

Daha “Halka Arz Seferberliğinde” satılan 42 şirketin nasıl batık hale geldiğinin hesabını soramamışız. O dolandırıcılar şimdi hangi kamu kurumlarında?

İşin özü şu: Vatandaşa parasını faiz haricinde yatıracak bir alan bırakmadığımızda doğal olarak para dolara akıyor. Bugün bu sorunu yaşıyoruz. Oysa batı ülkelerinde faizin alternatifi borsalardır. Para oraya gider.

2-) Faizin oranına değil, makasına bakın: Yani aracı kurumlar (bankalar) ne fark alıyor? Bence ikinci büyük mesele burası. Banka, mevduata verdiğinin yüzde100 fazlasını krediden alıyorsa o ülkede yatırım da üretim de zorlaşır. Faizin oranı değil, asıl makası önemlidir. Bunu da bir kez daha tekrarlamış olayım. Yıllardır tekrarladığım gibi.

***

Gelelim dolar bozdurma kampanyasının vardığı noktaya. Dün, FED kararı sonrası piyasada dolar yükselirken kamu bankaları önlem alıyordu. Dolar yükselişinin önünde kamu bankaları denge kuruyordu. Peki vatandaş ne yaptı?

Kampanyanın ilk haftası sosyal medyada başlamıştı. İlk hafta sonuçlarını geçen hafta vermiştim. Sosyal medyada ve döviz büfeleri önünde verilen onca pozlara rağmen döviz hesaplarında bir azalma olmamış, tersine 759 milyon dolar artış olmuştu. Hatta ‘Gerçek Kişiler’ hesaplarından 146 milyon dolar bozdurmuş ama karşılığında 323 milyon dolar değerinde euro almışlardı. Dolar bozdurup euro alınmıştı...

Kampanyanın en yoğun olduğu geçen haftaki sonuçlar da geldi. Merkez Bankası “Haftalık Para Banka” istatistiklerine bakıyoruz.

Bankalardaki yabancı para mevduatları 724 milyon dolar azalarak 172 milyar 373 milyon dolara düşmüş. Yani iki hafta öncesine...

724 milyon doları kim satmış?

Gerçek kişiler 441 milyon dolar ve 103 milyon dolar değerinde eurolarını satmışlar. Ve karşılığında 503 milyon dolarlık kıymetli maden depo hesabına geçmişler. Kısaca, Gerçek kişiler toplamda 49 milyon dolar satışta bulunmuşlar.

Ya şirketler?

Onlar da 698 milyon dolar satmışlar ama 362 milyon dolar değerinde de euro almışlar. Tıpkı bir hafta önce gerçek kişilerin yaptığı gibi. Bu sefer şirketler dolar satıp-euro almışlar. Ama satılan dolar daha fazla. Şirketler de toplamda 294 milyon dolar satışla kampanyaya katılmışlar.

Yurtdışında yerleşikler ise 219 milyon dolar satışı ile katkı sunarken, yurtdışında yerleşik bankalar da 122 milyon dolar bozdurmuşlar.

Toplamda kampanyanın en yoğun olduğu haftada 724 milyon dolarlık döviz hesabı bozdurulmuş oldu. Kampanyanın başladığı iki hafta toplamında ise yabancı para mevduatlarında bir azalma olmamış görülüyor. Sadece 1 milyar 064 milyon dolar satılmış ama karşılığında 919 milyon dolar değerinde euro alınmış.

***

Burada bir noktaya yeniden işaret etmek istiyorum. Ben dolar bozdurulmasının, insanların ve şirketlerin kendi iradelerine bırakılmasının doğru olduğunu düşünüyorum. Burada sadece bankaların 2001’deki gibi oyun yapmaması önemli. Bankalar izlensin yeterli...Hem de çok iyi izlensinler.

Ama bu kampanya aynı zamanda TL kullanma kampanyasına dönüştü. İşte orası çok önemli. Her yerde liranın geçerli olmasında devletin de payı çok önemli. Köprüyü geçmeden liranın önemini kavramamız gerekiyordu. Umarım hepimize ders olur.

YORUMLAR (14)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
14 Yorum