Kiler Marketi sattırmayız

Yakın tarihte "sattırmam" kelimesini Rahmetli Turgut Özal'ın köprünün gelirini satma planına karşı çıkan Necdet Calp'ten duymuştuk.

Turgut Özal, Calp'in karşı çıkışına yönelik "hem de çok iyi satarız" diyordu. Calp ise "sattırmam efendi sattırmam" diye sert direniş gösteriyordu.

Aradan yıllar geçti ve bu sefer karşımıza Telekom satışı gelmişti. 1990'lı yılların ortasında Dünya'da bir telekom furyası yaşanıyordu. Fiyatlar dudak uçuklatacak kadar yüksekti. Türk Telekom için belirlenen fiyat 35-40 milyar dolar arasındaydı. Ama bu kez Mümtaz Soysal bu satışın karşısında dimdik durdu.

Ve açtığı davalar ile Türk Telekom'u sattırmadı.

Yıllar sonra Telekom'a 12 milyar dolar anca fiyat biçildi ve satılabildi.

Geçen hafta bu hikayelerin dışında bir satış açıklaması gündeme düştü. Bir özel mülkiyeti bir başka özel mülkiyetin alacağı açıklandı.

Satışa konu olan şirket: Kiler Market

Satın alacağını açıklayan şirket ise: CarrefourSA

Ve bu sefer ben kamu şirketi olmamasına rağmen Calp ve Soysal gibi bu şirketlerin karşısına dikilip "satamazsınız" demek istiyorum.

Neden mi?

Önce iki olayı hatırlayalım ki gelişmeleri daha iyi değerlendirebilelim:

1-) CarrefourSA Genel Müdürü Mehmet Nane Aralık 2014'de Blomberg HT'de açıklamada bulunuyor. Nane, 2015 yılına girerken şirketin yeni yıl perspektifini çiziyor: "Gündemde satın alma çalışmamız yok". Ve "yeni yılda 200 yeni mağaza daha açmayı planlıyoruz". diyor.

Yeni yıl başlıyor:

CarrefourSA Şubat 2015'de ISMAR'ın 26 marketini satın alımına girişiyor ve alıyor. Ardından Antalya Market'in 29 marketini satın alıyor.

Büyük olay ise Mayıs ayında açıklanıyor. 15 Mayıs sabahı CarrefourSA, halka açık bir diğer şirket olan Kiler Alışveriş'in halka açık olmayan yüzde 85 hissesinin devrine ilişkin sözleşme imzaladığını açıklıyor.

2-) Gelelim Kiler Alışveriş serüvenine: 27 Ocak 2011'de borsada ilk işlemlerini 7,40 TL'den kapatan şirket bir süre sonra hızla değer kaybına uğruyor. Hani derler ya "borsa uzun vadeli yatırım yeridir, kısa vadeli düşünenler kaybeder". İşte Kiler Alışveriş 2011 yılında 7,40 TL'den başlayan ilk gün serüvenine 2013 yılında 1,17 TL seviyelerine kadar düşerek devam ediyor. İşin belki de güzel tarafı kayıp serüveni uzun vadeli olması. Hep uzun vadeli kazanmıycaksınız ya...

Bu yılın Mart ayında Kiler Alışveriş'in borsa fiyatı 1,70 TL seviyelerinde seyrediyor. Tam 4 yılda 7,40 TL'den 1,70 TL'ye varan erime serüveni.

Neyse mesele bu kadarla kalmıyor. Mart 2015'de 1,70 TL olan hisse fiyatı birden hareketleniyor ve Mayıs ayında (14 Mayıs 2015) 3,72 TL'ye kadar yükseliyor. Ortada ne bir açıklama ne de bir özel durum var.

15 Mayıs sabahı yapılan açıklamalar ile Kiler Alışveriş marketlerinin hisse başına 3,75 TL fiyattan CarrefourSA'ya satılacağı açıklanıyor.

2011 yılında Mart 215'e kadar Kiler'e yatırım yapanlar 7,40 TL'den 1,70 TL'ye kadar paralarının yüzde 70'ini kaybediyor. Kiler Alışveriş'e Ocak 2011'de 100 lira yatırımda bulunan kişinin parası Mart 2015'de 30 TL'ye düşüyor.

Ama Mart ayında rüyasında şirketin satılacağını görenler 4 yıldır kaybettiren şirketin birden kazandıracağını anlıyor ve yaklaşık 2 ayda paralarını ikiye katlıyor.

Ve bunun adına borsa diyorlar....

Neyse hikayemiz bu da değil. Gelin Kiler Alışveriş marketlerinin neden satılmaması gerektiği noktaya gelelim. Ve bu satışa benim değil Merkez Bankası'nın karşı çıkması gerektiğini anlatalım:

2015 yılı Şubat ayında Merkez Bankası bir araştırma yayınını kamuoyunun bilgisine sunuyor. Çalışmanın başlığı şu: "Taze Meyve-Sebze Tedarik Zincirindeki Engelleri Azaltıcı Tedbirlerin Fiyatlar Üzerindeki Etkisi"

Araştırma ile 01 Ocak 2012'de yürürlüğe giren "Yeni Hal Yasası" sonrası fiyat değişimleri inceleniyor. Rapordan bazı bölümler verelim:

" Analizlerimize göre politika reformu taze meyve ve sebze toptan fiyatlarını yüzde 20-25 aralığında düşürmüşken, perakende fiyatlar için anlamlı bir etki bulunamamıştır."

"Politika reformu sonrasında toptancının önemli oranda fiyat düşürmesi, üretici ile fiyat rekabetine girmiş olma olasılığını düşündürmektedir. Toptancı firmalar genel olarak küçüktür ve bulundukları piyasa çoğunlukla yerel yetkililer tarafından kontrol edilmektedir. Dolayısıyla toptancıların fiyat belirleme kapasitesi sınırlıdır."

"Öte yandan, perakende ürün piyasası bir kısmı uluslararası ortaklı olan sınırlı sayıda büyük perakende zincirlerinden oluşmaktadır. Perakende firmalarının fiyatlama gücü toptancı ve üreticiye kıyasla ciddi oranda fazladır. Bu bağlamda, toptan fiyatlardaki gerilemenin perakende fiyatlara yansımamasının fiyat belirleme gücündeki bu farktan kaynaklanabileceği düşünülmektedir"

"Eğer hedef taze meyve ve sebze fiyatlarını azaltmak ise, Türkiye’de toptancı ve üreticinin fiyatlama davranışını etkileyen politikalardan ziyade perakendecinin kar marjını hedefleyen politikalar tercih edilmelidir."

Kısaca Merkez bankası diyor ki gıda fiyatlarının yükselerek halkın mutfak masrafını, gıdasını pahalılaştıran perakende sektörüdür.

Ve perakende sektöründe oluşan yoğunlaşma ile gıda fiyatlarındaki artış uyumludur. Boşu boşuna stokçu-toptancı gibi küçük tüccarlarla uğraşıp işin asıl noktasını örtmeyin.

Şimdi size soruyorum: Kiler Alışveriş marketin CarrefourSA'ya satışını nasıl değerlendirirsiniz?

YORUMLAR (3)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
3 Yorum