Merkez Bankasının çekirdeği kırması

Enflasyon Nisan ayında yine şaşırttı.

Merkez Bankası 30 Nisan günü 2015-II enflasyon raporunda bu yıl ki enflasyon hedefini 1,3 puan artırarak yüzde 5,5'den yüzde 6,8'e çıkardığını açıklamıştı. Fakat daha yılın ilk dört ayında enflasyon yüzde 4,71'e ulaşarak MB'nin hedefi yakalanmasının zor olacağı ortaya çıktı.

Merkez Bankası nerede ise bir yıldan uzun süredir enflasyonda gıda fiyatlarından kaynaklanan artışı tek gerekçe gösteriyor. Söylemlerin altında "gıda enflasyonu olmasa her şey güzel olacak" demek istiyor.

Merkez Bankası bu söylemini nerede ise her enflasyon raporuna, her açıklamasına ve Başkan'ın her konuşmasına ekleyerek ve vurgulayarak veriyor.

Aslında ilk bakışta Merkez Bankası'nın ne kadar haklı olduğunu görüyoruz. Son bir yılda enflasyon (manşet enflasyonu) yüzde 7,91'e yükselirken, gıda ve alkolsüz içecekler grubu yüzde 14,36'lık bir fiyat artışı yaşıyor.

Hatta, lokanta ve oteller gurubunda da son bir yılda yüzde 13,34 oranında yaşanan fiyat artışının temel nedeni gıda fiyat artışlarına bağlanıyor.

Düşünsenize Merkez Bankası ne kadar haklı!

Toplum, 100 liralık gelirinin 31,23 lirasını gıda ve gıdaya bağlı sektöre harcıyor. Ve bu iki sektörde yaşan fiyat artışı enflasyonun iki katı.

Suçlu hemen bulundu... Ceza çiftçiye mi çıkacak?

İşte bu konuda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı koordinasyonunda bir komite oluşturuldu ve soruna çözüm aranmaya başlandı. MB Başkanı Erdem Başçı konuşmalarında bu komiteden çok şey beklendiğini söylüyor.

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ise tarım üretimi ile ilgili 2007'den sonra 2014 yılında büyük bir kuraklık ve don olayı yaşandığını söylüyor. Ama Bakanlık buna rağmen meyvelerde görülen zarara karşılık ihtiyaca binaen gıda üretiminde büyük sorun yaşanmadığını rakamlarla açıklayıp duruyor.

O zaman sorun nerede?

Nitekim tarım ürünleri üretici fiyat endeksi geçen yıl hasat döneminde nerede ise hep eksi seyrediyor. 2014 yılı Mayıs ayında tarım ürünleri üretici fiyatları sıfır artış yaşarken Haziran ayında -0,18, Temmuz ayında -0,73 ve Ağustos ayında -0,55 gerileme göstermiş.

Zaten 2003 yılından 2014 yılına kadar 11 yılda tarım ürünlerinde üretici fiyatları hasat dönemleri ortalama artışı hep eksi olmuş. 11 yıllık ortalamalara göre Haziran -1,06, Temmuz -1,79, Ağustos -0,73 olarak tarımda üretici fiyatları gerilemiş.

TUIK'in yayınladığı enflasyon tablosuna göre 10 yıldan uzun süre tarım ürünleri fiyat artışlarında çiftçinin para kazanamadığı net şekilde ortaya çıkarıyor.

Gıda fiyatlarında bir başka acı tablo 2013 yılında yaşanıyor. 2011 yılı Kasım ayında gıda fiyatları yıllık ağırlıklı ortalama artış yüzde 5,79'a kadar düştükten sonra fiyatlar yeniden artmaya başlıyor. Ve asıl fiyat artışı Nisan 2013'de 6,90 seviyesinden başlıyor ve hiç hız kesmiyor.

Şimdi tekrar edelim: Gıda fiyatları Nisan 2013'de 6,90 seviyesinden başladığı hızlı fiyat artışını Nisan 2014'de 13,25 ile zirveye taşıyor. Oysa 2013 yılı tarım ürünlerinde Cumhuriyet tarihinin rekor kırdığı yıllardan biri oluyor ama fiyatlar da üretimin zirve yaptığı yıl zirveye yolculuk yapıyor.

Şu ana kadar verdiğimiz veriler gösteriyor ki sorun tarım üretimi, kuraklık ve çiftçi değilmiş.

İyi de enflasyon neden yüksek? Yıllardır Merkez Bankası bir türlü enflasyon da hedefi neden tutturamıyor? Hatta enflasyon uğruna ekonomide öyle frenlere basıldı ki son üç yıldır nerede ise yerimizde sayıyoruz.

Hani Cumhurbaşkanı patinaj olarak tanımladı ya...

O zaman asıl soruna gelelim.

Ocak 2007'den Ağustos 2014'e kadar Merkez Bankasının 'en' çekirdek (-I- endeksi) enflasyonu manşet (bildiğimiz tüketici) enflasyonundan hep daha az olmuş. Mesela 2008 yılında çekirdek enflasyon ile ana enflasyon farkı yüzde 40'ın üzerine çıkıyor. Temmuz 2008'de manşet enflasyon yüzde 9,43 iken çekirdek enflasyon yüzde 5,37 geliyor. Fark en fazla Aralık 2010'da gerçekleşiyor (Yüzde 51). Manşet enflasyon yüzde 8,57 gerçekleşirken çekirdek enflasyon yüzde 4,13'de kalıyor.

15-05/05/enflasyon-grafigi.jpg

Ama o güzel günler geride kalıyor.

Sorun 2011 sonlarında başlıyor ve çekirdek enflasyon hızla yükselişe başlıyor. Çekirdek enflasyonda ikinci patlama 2013'de başlıyor ve 2010-2011 yıllarında yüzde 3-4 seviyelerinde gezinen çekirdek enflasyon 2013-2014 yıllarında yüzde 8-9 bandına yerleşiyor.

İşin belki de en acı tarafı Temmuz 2014'de başlıyor: Çekirdek enflasyon manşet enflasyonu bile geçiyor.

Düşünün, Merkez Bankası para politikası ile kontrol edemediği ürünleri kademe kademe ana enflasyon (manşet enflasyon da diyoruz) sepetinden çıkararak çekirdek enflasyon endeksleri oluşturuyor.

Mesela Merkez Bankası diyor ki ben faizi ne yaparsam yapayım insanlar ekmek alacak, yemek yiyecek, gıda tüketecek. Veya bana bağlı olmayan şekilde dünyada petrol fiyatları yükselince içerde enerji fiyatları artacak. İşte tüm bu politikalar ile kontrol edilemeyen ürünler çıkınca en çekirdek enflasyon olan -I- endeksine ulaşıyoruz.

Toplam ürünlerin yüzde 52'si olan ve Merkez Bankası'nın her şeyiyle kontrol ettiği bu endeks tüm ürünlerden oluşan toplam enflasyonun daha üzerine çıkıyor.

Bir yerde çekirdek patlamış ama patlayan çekirdeğin suçunu ve maliyetini çiftçiye ve tarıma kesmek sanırız bu işin ilk bakıştaki en kolay yolu oluyor.

Gelin işin zor tarafına bir sonraki yazıda devam edelim.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.