Ülkenin çıkarı mı yoksa yönetimin çıkarı mı? Hangisini tercih edersiniz?

Milletin çıkarı uğruna mı mücadele edersiniz, ideolojik ya da duygusal olarak bağlandığınız yönetim lideri için mi?

Deprem olmuş, ülkemiz büyük bir yıkım yaşamış; Asrın Felaketini Asrın İhmali ile atlatmaya çalışıyoruz.

Gerçeği buradan söylemek zor olsa da tüm gerçeği deprem bölgesinde enkazın başında bekleyenler biliyor.

Deprem öncesini 23 yıldır yönetememişiz... Deprem günlerinde bu yönetimsizliği çok daha aşikar göstermişiz... Deprem sonrası 1 yılda ne yapacağız?

İşin ehli olmayan, liyakatsiz kadrolarla yönetimsizliğin ne olduğunu aslında herkes görmüş oldu.

Kaybetmememiz gereken binlerce canımız gitti.

Ülkemiz şimdi ne olacak? Mesele bu.

***

Bu meseleyi seçim olarak da görebiliriz, ya da yönetimin büyük değişimi olarak da...

Bir kere net olarak görüldü ki 2017 Başkanlık Referandumu olumlu sonuç vermedi. Hem ekonomide olsun hem de deprem afetinde olsun adeta yıkım yaşadık.

Öncelikli düşüncemiz bu sistemin düzeltilmesi yönünde olmalıdır. Ve derhal kadroların liyakat üzerinde sil baştan ele alınması gerekir.

Bugün ülkemizde dış borçlanma faiz oranları yüzde 10 seviyelerinde seyrediyor. Risk primini, yani ülkemizin risk derecesini düşürmezsek bizim deprem maliyetinin altından kalkmamız çok zor olacaktır.

Yıkım adeta her yerde... Dış açık rekor kırarken döviz ihtiyacımız had safhada...

Bu durum sürdürülemez.

Bırakın dış açığı, bütçe açığını da bu süreçte sürdüremeyiz.

Yardım kampanyasında görüldü ki, toplumun bu maliyeti katlanmada Ülke Yönetimine güveni çok düşmüş durumda. Toplanan 115 milyar liralık yardımın nerede ise 100 milyar lirası yine kamudan geldi.

Ama bu kamu kaynaklarının da net bir karşılığı yok.

Bu demektir ki epey bir parasal genişleme yaşayacağız. Bir başka deyişle para basacak gibi bir durumdayız...Bu ise bize enflasyon olarak dönecektir.

Kısaca bizleri büyük bir maliyet bekliyor. Ödediğimiz 40 binin üzerindeki can kaybı bu maliyetin boyutunu bize göstermiş olması gerekir.

Böyle bir dönemde çözüme gitmek muhaliflik değil, ülkemizin ve milletimizin menfaatini düşünmekten başka bir şey olamaz. Sorunları göreceğiz ki o sorunları çözebilelim. Aksi halde ödeyeceğimiz fatura çok daha ağır olacaktır.