O zaman para nerde?

Nasrettin Hoca fıkrası:

Hocanın canı et çeker ve kasaptan 2 kilo et alıp eve bırakır. Eşine “akşama güzelce pişir bunları” der. Ama eşi gelen misafirlere eti yedirir. Akşama Hoca geldiğinde et yoktur. Hoca et nerde diye sorduğunda eşi “ eti kedi yedi” der. Kediyi tartan hoca 2 kilo gelen kediye bakarak “kedi bu ise et nerde, et buysa kedi nerde” diye sorar.

Sayın Başbakan Binali Yıldırım hafta sonu gazetelerin ekonomi müdürleri ile bir araya geldi. Önemli açıklamalarda bulunan sayın Başbakan, Yap-İşlet-Devret modeli ile şikayetlerin geldiği Osman Gazi ve Yavuz Sultan Selim köprüleri hakkında “kamuya kalsaydı 50 yıl daha yapılamazdı” dedi.

Önceki gün Maliye Bakanı Sayın Naci Ağbal 2017 bütçesini sunarken “2002’de bütçede her 100 liranın 86 lirası faize gidiyordu” dedi.

***

Şimdi biraz rakamlara bakalım:

2002 yılında:

GSYH: 350 milyar 476 milyon TL

Devletin topladığı para: 108 milyar 509 milyon lira

Devletin harcadığı para (faiz dahil): 146 milyar 267 milyon lira

2002 yılında devletimiz vatandaşının parasının yüzde 31,0’ini almış.

2015 yılında:

GSYH: 1 trilyon 953 milyar 561 milyon TL

Devletin topladığı para: 798 milyar 628 milyon lira

Devletin harcadığı para (faiz dahil):798 milyar 481 milyon lira.

2015 yılında devletimiz vatandaşının parasının yüzde 40,9’unu almış.

2002 yılından 2015 yılına gelene kadar GSYH’mız 350 milyar liradan 1 trilyon 953 milyar liraya yükselmiş. Aynı süreçte devletimizin topladığı para da sadece miktar olarak artmamış, aynı zamanda oran olarak da artmış.

Eğer devletimiz 2002’deki orandan (%31,0) para toplasaydı, 2015 yılında vatandaşından 798 milyar 628 milyon lira yerine 605 milyar 604 milyon lira alacaktı.

Veya şöyle ifade edelim: Diyelim ki devlet yüzde 31,0 payını artırmasaydı bugün vatandaşlarından yılda (2015) 193 milyar 024 milyon lira daha az para toplayacaktı.

***

Şimdi gelelim ikinci meseleye: Sayın Maliye Bakanımız “2002 yılında 100 liranın 86 lirası faize gidiyordu” diyor. Ve ekliyor; “artık paranın sadece 11 lirası faize gidiyor”. Bakanımızın açıklamasına göre para artık devlette kalıyor.

Ne muhteşem şey değil mi?

1-) Devlet daha büyük ekonomiden para topluyor

2-) Devlet topladığı paranın oranını da 10 puan artırdı. Yılda fazladan 193 milyar lira alıyor.

3-) Devlet faize ödediği parayı her 100 lirada 86’dan 11’e düşürdü.

İyi, tamam, çok güzel. Ama o zaman neden köprüleri, yolları özel sektöre yaptırıp vatandaşını bir köprü geçişine 90 liraya mahkum ediyor? Neden büyük araçlar 92 TL trafik cezası+500 TL yeni cezaya rağmen Yavuz köprüsü yerine, Rahmetli Turgut Özal’ın kamu vergileri ile yaptığı Fatih Sultan Mehmet Köprüsünü kullanıyor.

Hani Nasrettin Hocanın dediği gibi: Devlet daha çok para topluyor, daha az faize gidiyor ve kamu yatırımlarına para hala yetmiyorsa: O zaman para nerde?

Bu işte yanlışlık var!

***

Yeni bütçe politikasına baktığımda iki sevindirici gelişme gördüm. Sayın Başbakan’ın değindiği gibi “kamuda personel fazlalığı var” noktası artık dikkate alınıyor.

2007 yılında 50 milyon 177 bin çalışabilir nüfusun 2 milyon 925 bini kamudaydı (%5,8). 2016 yılı Haziran döneminde ise 58 milyon 686 bin çalışabilir nüfusun 3 milyon 622 bini kamuda istihdam edilmektedir (%6,2).

Bir diğer güzel gelişme ise maliye politikasının yatırım eksenli yeniden şekillenmesi. Ama buradan korkumu belirteyim: Bireyin ve toplumun maliyetini azaltacak, özel sektörün üretim maliyetini düşürecek kamu yatırımlarına ihtiyaç yüksektir. Aksi halde gösteriş yatırımları, verimsiz yatırımlar ülkeyi daha da zora sokacaktır.

***

Her şeyi dolara bağlamayalım!

Cümle Sayın Başbakanımıza ait. Çok önemli tespit.

Ben eğer 23 Nisan olsa ve Başbakanlık koltuğuna otursaydım ilk işim ithalata bağlı olmayan ürünlerin fiyatını dolara bağlayan bürokratları görevden almak olurdu.

23 Nisan da olsa, koltuğa 5 dakikalığına da otursaydım ithal ürünlerle alakası olmayan köprülerin, otoyolların ve tüp geçidin fiyatını dolar bazında belirleyen bürokratları hemen görevden azlederdim.

Bu ülkede dolar bazında yol fiyatı mı belirlenir? Bu nasıl bir anlayış... Eğer önlem alınmaz ise Hükümete karşı kurulan en büyük tuzak bunlardır derim. Bir geçişin 90 lira olduğu, km başına 8 sent ödendiği bir kamu yatırım anlayışı olamaz. Bu tuzak AK Partiye kurulmuş en büyük tuzaktır. Bence derhal köprüler ve yollar kamulaştırılmalı ve eski köprü ve yol fiyatlarına indirilmeli. Keşke 23 Nisan olsa...

YORUMLAR (8)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
8 Yorum