Pollyanna’nın ekonomi programı!
İlki 2024 yılı Bütçe Programı
ikincisi 3 yıllık Orta Vadeli Program
Ve üçüncüsü de 12. Kalkınma Programı
Bazı satır başları ile konulara değinelim.
Bütçe diyor ki, cari fiyatlara göre 2022 yılında 15,01 trilyon lira olan GSYH 2024 yılında 41.16 trilyon liraya yükselecek. Büyüme+enflasyon ile GSYH artışı iki yılda %174 olacak.
Ama büyüme+enflasyon üzerinden alınan vergiler 2022 yılında 2,38 trilyon liradan 2024 yılında 7.48 trilyon liraya yükselecek. Yani büyüme+enflasyon %174 artarken devletimizin toplayacağı vergiler yüzde 214 artacaktır. (Müjde: 2023 ek vergileri geçici değil, kalıcıdır)
OVP diyor ki, 2022 yılında 15,01 trilyon GSYH içinde genel devlet yatırımları 430,8 milyar liraydı (GSYH oranı %2,87). Ama devlet çok vergi toplayınca ne olacak biliyor musunuz? 2024 yılında devletin toplam yatırımı 1,11 trilyon lirada kalacak ve GSYH’ya oranı %2,69’a gerileyecek. Böylece toplam bütçe gelirleri içerisindeki genel devlet yatırım oranı da %10,3’den %8,62’ye düşmüş olacak. (Müjde devletten yol-su-elektrik gibi kamu yatırımı beklemeyin)
Ama hiç merak etmeyin mesela 12. Kalkınma Programı’na göre hızlı tren hatlarının uzunluğu 2251 km mesafeden 5343 km mesafeye çıkacak.
Oysa benim ilgimi çeken şu büyüme ve elektrik tüketimi:
12 Kalkınma Programı’na göre sabit fiyatlarla (1999 fiyatları) GSYH 2022 yılındaki 2 trilyon 122 milyar liradan 2 trilyon 820 milyar liraya yükselecek. Yani toplam 6 yıllık reel büyüme %32,9 olacakmış.
Bu büyümeye karşılık 2022 yılında 30 milyon 752 bin olan çalışan sayısı da 36 milyon 638 bin kişiye yükselecekmiş. Yani yüzde 32,9 reel büyümeye karşılık yüzde 19,1 istihdam artışı öngörülüyor.
Şimdi bir hesaba bakalım: Türkiye 2015 sonrası fiili Başkanlık Sistemi ile yönetilirken ekonomide nasıl bir rota izledi? Yani teknolojisi, bilimi ilerledi mi?
2015-2022 arası 7 yıllık dönem toplamında reel büyüme oranımız %38,19 oldu. Aynı dönemde çalışan sayısı ise 26,5 milyon kişiden 30,7 milyon kişiye yani yüzde 15,9 artış gösterdi. Yani her bir 2,4 büyüme oranına karşılık 1 puanlık istihdam artışı oluşmuş.(Teknolojik büyüme sanıyorsunuz)
Yani yeni plan diyor ki, her bir 1,72’lik büyüme oranı 1 puanlık istihdam arıtışına yol açacak... Bu demektir ki daha emek yoğun büyüme yaşayacağız.
Ama diğer yandan da 12. Kalkınma Planı diyor ki: 2022 yılında 331 TWh olan elektrik enerjisi talebi 2028 yılında 430 TWh seviyesine yükselecek.
Bunu şöyle özetleyeyim: 2022-2028 yıllarında reel büyüme %32,89 olarak hesaplanıyorken elektrik enerjisi talebinin %29,9 artacağı hesap ediliyor.
Ben size 2014-2022 reel büyüme ve elektrik tüketimini daha önce vermiştim ama tekrar edeyim: Yüzde 46,6 reel büyümeye karşılık net elektrik tüketimi sadece yüzde 30,3 artmıştır.
Kısaca Türkiye ekonomisi yeniden enerji tüketen bir ekonomiye mi dönecek? Hem yüksek enerji tüketimine geçeceğiz ama hem de daha yüksek emek yoğun büyüme sağlayacağız.
Bu ikisi birden nasıl olacakmış... Benim aklım geçmiş verilere göre almıyor. Ama aklı alanlar olmuş ki önceki verilerin tersi verilerle programlar yazılıp-çizilmiş.
Hem kamu yatırım oranı düşecek hem de kamu yatırımları artacak... Aynı anda devlet yüksek vergi toplayıp daha az harcama yapacak ama özel sektör çılgın gibi yatırımlarla ülkeyi büyütecek...
Hem çalışan sayısı artacak hem de emeklilere mesela 2024 yılı bütçesinden 1,5 trilyon lira bütçe desteği verilecek.
Pollyanna bir kalkınma programı yapsaydı sanırım bundan daha iyisini yapamazdı.
Zaten eski kalkınma programına bakın ne dediğimi anlarsınız. Mesela 2011 yılında çizilen 2023 hedeflerinin tam yarısında kalmış bir Türkiye var ama yine de kalkınma programları, OVP’ler vs yazıp çiziyoruz.
Peki, ülkesinin çizmiş olduğu u hedeflere ulaşamamasını dert edinen var mı? En azından söyleyeyim ki seçmenin yarısından fazlası fakirliği-yoksulluğu dert edinmemiştir.
SGK verileri diyor ki, 2022 sonunda 8.507 lira olan asgari ücret yüzde 34,0 zam ile 11.402 liraya yükseldi. Ama ocak ayında 12.495 lira olan ülkemizdeki ortalama ücret temmuz ayında 16.527 liraya yükselebildi. Yani asgari ücrete yapılan yüzde 34 zamma rağmen ortalama ücret artışı %32,3’de kaldı.
Bunun anlamı şudur: İşverenler bu yılın ortasında en fazla yüzde 30 maaş zammı ile işi kapatmışlar. Ve böylece toplumun ortalama ücreti ile asgari ücret makası biraz daha kapanmış.
Hep söylediğim şeyler ile bitirelim: AK Parti ve Erdoğan bir TABAN SINIF partisidir. Toplumu refahta ve zenginlikte birleştirmek yerine taban sınıfta, yani cehalette ve fakirlikte birleştirmektedir.
Böyle bir ülkenin kalkınmasını bırakın gerilememesi bile mucizedir.
İsrail-Netenyahu zulmüne karşı orada-burada para arayan bir Türkiye yerine güçlü bir Türkiye olsaydı böyle mi olurdu? Bir de bu yönden düşünün bakalım... Mavi Marmara’yı 20 milyon dolara niye bitirdik sanıyorsunuz?