Revizyonist büyüme modeli

Bir de çok büyük reform diyorlardı. Hani tasarruflarımız yetersizmiş ve tasarrufları artırmamız gerekiyormuş. Cari açığımızın da ana nedeniymiş tasarruf açığı. Tasarruf reformu devreye girince cari açık sorunumuz da ortadan kalkacaktı. Ama gerçek öyle değilmiş...

Meğer tasarruf oranlarımız bize söylendiği gibi düşük değilmiş. Yeni hesaba göre tasarruf oranımız yüzde 13,0-14,0 bandında değil, yüzde 23,0-25,0 aralığındaymış.

Bakın burada iki nokta var. 1-) Tasarruf oranı yaklaşık 10 puan daha yüksekmiş. 2-) Ayrıca GSYH’mızda eskiye göre 385 milyar lira daha fazlaymış.

Gelin 2015 üzerinden rakamla olayı anlatalım: 2015 yılında eski hesaba göre GSYH’mız 1 trilyon 953 milyar liradır. Tasarruf oranımız ise yüzde 14,6 seviyesinde; yani tasarruflarımız 285 milyar liraydı. Oysa 2015 yılında GSYH’mız 385 milyar liralık pozitif düzeltme ile 2 trilyon 338 milyar liraya yükseldi. Bir de tasarruf oranı yüzde 24,8 olarak hesaplanınca, aslında tasarruf miktarımızın 285 milyar lira değil de 580 milyar lira olduğunu anlıyoruz.

Yani ülkemizin büyüme ve kalkınması için tasarrufa ihtiyacı olduğu argümanı bir kalemde bitti-gitti. Zaten zorunlu BES uygulaması da epeyce sulandı. Herkesle başlayacak uygulama, şimdilik asgari 1000 çalışanı olan işyerlerinde zorunlu oldu.

***

Bir kalem hesabı ile anladık ki; aslında yatırımlarında bizim gördüğümüz kadar yetersiz olduğu gerçek değilmiş. Aslında bu ülkede yatırımlar da gayet yüksekmiş. Yatırımların payı yüzde 30’muş meğerse.

Aslında bilmiyormuşuz....

Daha zenginmişiz.

Büyüme hızımız epey yüksekmiş

Tasarruflarımız da fazlaymış

Yatırımlarımız ise gayet iyiymiş

İyi ama o zaman nasıl ve neden küçüldük? Hatta daha vahimi, küçülmeye rağmen neden cari açık verdik? Bence kilit nokta burası. Çünkü, Türkiye hatırladığım kadarı ile hiçbir küçülme döneminde cari açık vermedi. (çeyrek verilere çok eskiye doğru ulaşamadığım için)

Galiba yatırım yaptık ama üretemedik diyeceğiz. Yatırım yaptık ama boşa... Yani fabrikaları, işyerlerini boşta kalıp seyretmek için yaptık. Çünkü işsizlik oranı azalmıyor, tersine artıyor.

Kısaca anlatmaya çalıştığım mesele şu: Kağıt üzerinde hesaplarla riskleri aşağıya çektik. Problem saydığımız sorunların aslında sorun olmadığını da kendimize anlattık. Ama insani değerlerimizde bir düzelme göremedik.

***

Eskiden kurlar artınca ithalat azalır, ihracat artardı. Bakın 2016 büyüme verisinde bu da terse çalıştı. Son 3,5 yılda dolar/lira 1,80 seviyesinden 3,60’a yükseldi. Oysa aynı dönemde (10 ay) ihracat 126 milyar dolardan 117 milyar dolara geriledi. İthalatta ise son iki yılda nerede ise tamamı enerji fiyatlarındaki düşüşten gelen bir azalma yaşandı.

2016 üçüncü çeyreğinde cari açığın yanında, dış ticaretin de küçülmeye negatif katkı verdiğini bir düşünün bakalım. İşte o zaman işin içinden çıkamayız.

***

Verilerde revizyon elbette olabilir. Hatta Türkiye, bir başka kriz yılında milli gelirinde revizyona gitmişti. Hatırlamayanlar için söylemek istiyorum; 2008 yılında da yapılan revizyonla GSYH’nın 2006 yılında 576 milyar lira değil, 758 milyar lira olduğu anlaşılmıştı. Kişi başına gelirde de 2 bin dolarlık artış olmuştu. Anlayacağınız son 10 yılda iki revizyonla kişi başına gelirimiz en kaba hesapla 4 bin dolar artış gösterdi. Bugün 11 bin dolar olan gelirimizin 4 bin doları 2008-2015 revizyonlarından geldi. Gerisi ise 1923’den beri yapılan çalışma ile.

Gerisini siz hesap edin.

Kısaca son yıllarda ekonomide gerçek büyümemiz revizyonlarla sağlandı. Yıllık hesaplarla yeterince büyüyemedik ama yüksek revizyonlarla aniden çok hızlı büyüme oranlarına ulaşabildik. Ve de işin en acı yanı, artan fiktif gelirden dolayı daha sevinemeden, vergi oranları hızla yükseldi ve reel vergi olarak gider hanesine hemen yazıldı.

Sonuç olarak

Gelirler fiktif olarak arttı ama

Giderler reel olarak hemen cebimizden çıktı.

Bireylerin kazancı kağıt üzerinde kaldı ama.

Devletimiz gelirini hemen kasaya aktarmayı bildi.

Kısaca bağlarsak: Hesabı yapan, parayı alır.

YORUMLAR (11)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
11 Yorum