Sistem değişimi ve ekonomik büyüme
Daha dün gibi hatırlıyorum. Ak Parti hükümeti ekonomide tarih yazıyordu. 2004 yılında %9,4 büyüme oranı yakalanmıştı. Ardından 2005 yılında yine %8,4 gibi muazzam bir büyüme elde edilmişti. 2006 yılında da yüzde 6,9 büyüme oranı ile sadece 3 yılda ekonomimiz reel fiyatlarla %26,7’lik artış göstermişti.
O tarihleri iyi hatırlayın... 2003 yılında 47,3 milyar dolar ihracatımız, 2006 sonunda 85,5 milyar dolara yükselmişti. 2 yıl sonra da 2008’de 132 milyar dolara ulaşmıştı.
İşte o tarihlerde yabancılar da bize oluk oluk para akıtıyordu. Önceki yıllarda yılda 1-2 milyar doları geçmeyen doğrudan yatırımlar adeta patlama yaşamıştı. 2005-2008 yıllarında yabancılar ülkemizde tam 51 milyar 929 milyon dolarlık doğrudan yatırımda bulunmuşlardı.
Bir tarafta ekonomik büyüme
diğer tarafta ihracat ve
dışarıdan da yabancı yatırımları ile ülkemizde adeta bahar havası esiyordu.
O tarihlerde ülke içinde ise “iç mihraklar” meşhurdu. Cumhuriyet mitingleri, 367 kararı, kaosa kalkan eller, cari açık odaklı ekonomik eleştiriler baş sayfalardaydı.
Hükümet bir Merkez Bankası başkanını bile seçemez haldeydi. Nihayet orta yol olarak Durmuş Yılmaz’da karar kılındı.
***
Hepimiz bu ekonomik mucizenin ardında dünya ekonomik ortamının olduğunu düşünmüş olacağız. Mesela 2004’de dünya ekonomisi %5,0 büyürken, Türkiye %9,4 büyüdü. 2005 yılında da dünya %4,7 büyürken, Türkiye %8,4 büyüdü. Bu rakamlar dünya ekonomisindeki büyümenin nerede ise iki katı oranında büyüyen bir Türkiye ekonomisi olduğunu gösteriyor. Ama 2006-2007 yıllarında bu bağ zayıflıyor ve bizim büyüme katsayımız dünyanın 1,5 katı seviyesine geriliyor. Zaten uzun vadede de böyle bir orantı kurulabiliyor.
Gelelim son 4 yılımıza (2012-2015). Hani sayın Cumhurbaşkanımızın da ekonomide “patinaj” olarak tanımladığı yıllara bakalım.
Dünya ekonomik büyüme ortalaması %3,35
Türkiye ekonomik büyüme ortalaması %3,33 (Eski seri)
2011 yılında 135 milyar dolar olan ihracatımız 2015 yılında ancak 142,5 milyar dolara çıkıyor.
Gelelim yabancılara...2012-2015 yılları içerisinde ülkemize doğrudan yatırımların devam ettiğini görüyoruz. Ekonominin patinaj yaptığını kabul ettiğimiz 2012-2015 arasında yabancılar tam 56 milyar 902 milyon dolarlık doğrudan yatırım yapmışlar. Açıkçası ekonominin patinaj yaptığı son yıllarda “dış mihrakların” yatırımlara devam ettiğini görüyoruz.
Peki, patinajın sorumlusu yine eskiden olduğu gibi “iç mihraklar mıydı?”...
2006 yılında Merkez Bankası Başkanını bile atayamayan bir hükümet vardı. Oysa, 2016 yılında Merkez Bankası başkanının (bağımsız) konuşamadığı bir siyasi tabloya ulaştık.
Bağımsız kurum olan MB yerine, para politikasında tüm piyasanın gözü diğerlerin ağzına çevrilmişti. Biri “faiz artırmam”, diğeri “döviz sattırmam” diyerek Merkez Bankası’nın hem bağımsızlığını hem de hamlelerini boşa çıkartıyorlardı.Ve bu süreçle Türkiye’yi hiç yoktan bir ekonomik sıkıntının içine atmış olduk.
Ne zaman ki, Merkez Bankası ‘izin aldı’ ve “örtülü faiz artırdı”, işte o zaman dolardaki hızlı yükseliş yerini sakinliğe bıraktı. Ne zaman bağımsız uzman kurum çalıştı ve bireysel inanca dayalı para politikasından vazgeçilerek, bilimsel politikaya dönüldü, o vakit krizin etkileri hafifledi.
Dün sayın Başbakanımız da “mevcut sistemin Türkiye’nin büyümesine ayak uyduramadığını” söyledi. Eğer, yeni sistemle inanca dayalı para politikası uygulamaya yeniden kalkarsak acaba bizim dış mihraklar teorimizi bu millete nasıl anlatacağımızı da hazırlamamız gerekiyor.
Rakamlar sorunun ne “dış mihraklarda” ne de “iç mihraklarda” olduğunu göstermiyor. Sorun galiba “inanca dayalı para politikası” ile “bilime dayalı para politikası” arasındaki değişimde yatıyor.
ELEKTRİK TÜKETİMİ VE BÜYÜME
Türkiye’nin gerçek büyüme oranı nedir? 2006 ve 2016 yıllarında iki kez büyüme oranı revizyonuna gittik. 2006 revizyonunda GSYH’ya 127 milyar dolar ve 2016 revizyonunda da 137 milyar dolar ekledik.
Belki de zaten gelirimiz yüksekti. O zaman soru şu: Yeni hesapla GSYH’mız 2003’de sadece 6 milyar dolar artıyor ama 2015 yılında 137 milyar dolar artıyor. Yeni hesap sistemi ile GSYH’mız neden son yıllarda daha hızlı büyüyor?
Şimdi bu grafiklere bakın ve elektrik tüketimi değişimi ile büyüme oranlarını karşılaştırın. Yorum size kalmış.