Toplum ne istiyor; gençler neden önde?

Acaba birden bir patlamamı yaşanıyor, yoksa bir birikim mi patlıyor? Sokaklara taşan protesto hareketleri neden ortaya çıktı?

Bazı veriler eşliğinde dönemsel incelemede bulunacağız (tamamı TÜİK verileri).

2003-2017 Başkanlık öncesi dönem:

1 yıl sonrası nasıl olacak?

-daha iyi olacak diyenler %34,9

-daha kötü olacak diyenler %11,4

2018-2024 Başkanlık Dönemi

1 yıl sonrası nasıl olacak?

-daha iyi olacak diyenler %26,1

-daha kötü olacak diyenler %25,2

1 yıl sonrası daha iyi olacak diyenler yüzde 34,9’dan yüzde 26,1’e gerilerken, daha kötü olacak diyenler yüzde 11,4’den yüzde 25,2’ye yükseliyor. Toplumda genel bir karamsarlık durumu hakim.

Gençlere bakıyoruz. (18-24)

2003-2017

-mutluyum diyenler %62,6

-mutsuzum diyenler %9,4

2018-2024

-mutluyum diyenler %51,5

-mutsuzum diyenler %13,3

Gençlerde mutluluk oranı -11,5 puan düşerken ileri yaş gruplarında mutluluk oranı sadece -2,9 puan düşerek 60,2’den 57,4’e iniyor. Gençlerin yaşadığı travmayı ileri yaş grubu yaşamıyor.

Benzer süreç eğitim durumuna göre mutluluk düzeyinde de yaşanıyor. 2004-2017 döneminde ve 2018-2024 döneminde mutluluk değişimi şu şekilde:

-bir okul bitirmemiş olanlar %57,1’den %54,4’e: -2,6

-ilkokullu olanlar %57,5’den %51,6’ya: -5,9

-ilköğretim veya ortaokul %58,8’den %49,2’ye: -9,6

-lise ve dengi olanlar %59,2’den %49,5’e: -9,7

-yükseköğretimliler %63,5’den %49,8’e: -13,6

Burada da net şekilde görülüyor ki, eğitim seviyesi arttıkça mutluluk oranındaki kayıpta artıyor. Bir okul bitirmemiş olanların mutluluğu sadece 2,6 puan azalırken yükseköğretimlilerde bu kayıp 13,6 puana ulaşmaktadır.

Son 5 yılda ülkemizde 15+ yaş çalışabilir nüfus 4.458 bin kişi artıyor. Ve yine bu 5 yıllık dönemde 4.578 bin kişi iş buluyor. Dikkat ederseniz çalışabilir nüfus artışından daha büyük sayıda kişi iş bulup çalışmaya başlıyor.

Oysa yine bu dönemde ne eğitimde ne de istihdamda olan genç nüfus 24.103 binden 24.291 bine yükseliyor. Buradan anlayacağımız şudur: İstihdam artışı maalesef gençlere uğramıyor.

2014 sonrasında ülkemizde 6.388 bin yeni hane oluşmuştur. Maalesef bu yeni hanelerin 3.212 bini kirada oturmaktadır. 2014 sonrası yeni hanelerin kiralık oranı %50,3’e gelmektedir. Türkiye genelinde de kiracılık oranı yüzde 21’lerden yüzde 28’lere ulaşmıştır.

Bir ev sahibi olmak ve/veya barınma imkanı sağlamak gençler açısından mucizelere kalmıştır.

GENÇLERİN GELECEĞİ SATILDI

Gelecekten umutsuz gençler açısından belki de en vahim tablo gençlerin geleceklerinin 3-5 Hazine garantili müteahhide satılmış olmasıdır.

Türkiye’de özellikle 2013 sonrası Hazine garantili adrese teslim ihaleler yapıldı. Bu ihaleler ile özellikle büyük kamu kaynakları 20-30 yıl süre için bir elin parmakları ile sayılan müteahhitlere teslim edilmiş oldu.

Yıllık 300 milyar liraya yakın ödeme Hazine’den gerçekleşirken bu yolları-hizmetleri kullananların ödediği fahiş fiyatlar ise ayrıca müteahhitlerin kasasına gidiyor.

AK Parti yaklaşık 70 milyar dolarlık özelleştirme ile ülkenin geçmişini satarken yaklaşık 250-300 milyar dolarlık ihale ile de geleceği satmış oldu.

Fakirden alıp zengine vererek kendince yeni bir yol belirleyen bu ekonomik model sayesinde gelir dağılımı o derece bozuldu ki, 2014 sonrası gelir payını artıran sadece en zengin yüzde 5’lik kesim oldu.

Sonuç olarak ortaya umutsuz-mutsuz ve işsiz bir gençlik çıktı. Gelecekleri dahi satılmış bir gençlik aynı zamanda hukuksuz ve adaleti çökmüş bir ülkede yaşıyor oldu.

Hayat pahalığını yüzde 29,2, eğitimi yüzde 15,7 ve yoksulluğu yüzde 14,0 sorun olarak gören toplumda adaletten şikayet oranı yüzde 5,5’dan yüzde 8,2’ye yükseldi.

Türkiye için gelecek açısından en önemli sorunlardan biri de şüphesiz “Beyin Göçüdür” diyebiliriz. Özellikle iyi eğitimlilerin ülkeyi terk etmeye başladığı Başkanlık Sistemi sonrası gelecek umudunu kaybeden bir nesil ortaya çıktı. Ortaya çıkan bu soruna yönetim iradesi ise “giderlerse gitsinler” diyerek ülke sorunlarına bakışını göstermiştir.

Acaba böyle bir tabloda ortaya çıkan protesto selini neyle izah edebiliriz? Tek başına İBB Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun bir sabah gözaltına alınıp tutuklanması mı; yoksa birikmiş sorunların bir patlaması mı? Sizce hangisi…!

1-005.jpg

2-003.jpg

YORUMLAR (50)
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.
50 Yorum