Uçuyoruz ama...
Ekonomimiz ne durumda?
Uçuyor muyuz?
Ya da düşüyor muyuz?
Kafalar epey karışık. Borsa endeksi geçen ekim yıl ayında 93 bin seviyelerinden 125 bin sınırına kadar yükseldi. Bu önemli bir gösterge mi? Hatta borsa endeksinin Mayıs 2019’daki 85 bin seviyesini aklımıza getirdiğimizde önemli bir mesafe almış gibi görünüyor.
Sevindirici gelişme sadece borsa endeksinde yaşanmadı. Mesela tahvil faizleri de en son Mayıs 2019’da yüzde 25,0’lerin üzerini görmüştü. Şimdi onlar da tek hane sınırında seyrediyor.
Mevduat faizlerinde bile artık tek haneye düştük. Tabii ki kredi faizleri de daha hızlı geriledi.
Ortada adeta bir finansal bahar havası esiyor.
Bu finansal bahar reel sektörü ne derece etkiliyor acaba?
Mesela Tüketici Güven Endeksi hâlâ 60 seviyesinin altında seyrediyor. Orada umutlar bir türlü yeşeremiyor. Oysa sıfır araç satışları dahi stoklarla karşılanamazken, tüketici geneli niye bu kadar karamsar?
Bu durumu şöyle izah edelim: Zengin semtlerde, yollarda araçlar hala trafik oluştururken, 4,5 milyon işsizin derdi kimi geriyor?
***
Merkez Bankası Reel Kesim Güven Endeksi ve Kapasite Kullanım Oranı anketlerinde üreticilere bazı sorular soruyor.
-Sanayi dalınızdaki genel gidişat konusunda bir ay önceye göre görüşünüz nedir?
İyimser oranı Mayıs 2019’da yüzde 5,6 düzeyindeyken, Ocak 2020’de yüzde 16,8’e yükselmiş. Aynı diyenlerin oranı da nerede ise yüzde 75 düzeyi ile aynı. Kötümserlerin oranı yüzde 27,3’ten yüzde 8,3’e geriliyor.
-Şu anda hangi faktör üretiminizi kısıtlamaktadır?
Kısıtlayan faktör yoktur diyenler Nisan 2019’da yüzde 46,5’ten ocak 2020’de yüzde 48,7’ye yükseliyor. Talep yetersizliği ise yüzde 18,8’den yüzde 20,8’e çıkıyor. Mesela burada finansal yetersizlik sadece yüzde 9,7’den 8,7’ye geriliyor. Dikkat ederseniz oran hem çok az hem de çok küçük düşüş var.
-Şu anda kayıtlı toplam siparişlerinizin miktarı nedir?
Normal üstü diyen kesim Mayıs 2019’a göre 2,7’den 3,2’ye çıkıyor. Normal diyenlerin oranı ise, 74,7’den 75,9’a yükseliyor. Soruya pozitif ve negatif cevap verenlerin yüzde farkı -19,9’dan -17,7’ye düşüyor. Oysa finansal iyimserliğin yanında reel gerçeklerde oynama farkı oldukça düşük kalıyor.
-Gelecek 3 ayda üretim hacmi beklentiniz nedir?
Mayıs 2019’da yüzde 27,9 artacak diyenlerin oranı Ocak 2020’de yine yüzde 27,2. Aynı kalacak diyenlerin oranı ise 59,2’den 62,5’e çıkıyor.
Şimdi ana konulara gelelim:
Mevcuttaki toplam sipariş Mayıs 2019 - Ocak 2020 aylarında 80,1’den 82,3’e çıkıyor.
Stok durumu ise 99,2’den 97,1’e düşüyor.
Gelecek 3 ayda üretim hacmi 115,0 endeksinden 116,9’a çıkıyor.
Asıl vurgulardan biri ise sabit sermaye yatırımı.
Onca faiz düşüşüne, onca kredi kanalı açılmasına rağmen yatırım eğilimi sadece en karamsar ay olan Mayıs 2019’un üzerinde. Mesela Nisan 2019’da yatırım endeksi 105,5 iken, şimdi 103,4 düzeyinde. Hatta Aralık 2019’da bile 110,8 seviyesinden buraya düşmüş.
***
Bütün bu verilerden ne çıkartabiliriz?
Ortalıkta finansal olarak bahar sayılabilecek bir hava var. Özellikle şeffaf olmayan mali işlemler ve ilişkiler ile bu hava daha da belirginleşiyor.
Ama henüz bu bahar havası reel kesime ve tüketici ayağına çok küçük yansımış durumda. Oralarda hala kriz rüzgarları esiyor.
Bu tablo değişir mi, değişmez mi bilemiyoruz. Lakin ikisinden ayrışan bir piyasanın uzun vadeli süremeyeceğini söyleyebiliriz.
Meydanlara çıkıldığında ekonomi uçuyor dendiğinde bir haklılık payı elbette var. Ama bu uçuş henüz İNSAN’a yansımamış durumda. İşsizlik, talepsizlik, yatırımsızlık gibi temel insani sorunlar sürmektedir.
Ama borsa uçuyor, faiz düşüyor ya... Daha ne istiyoruz?