Tam da dünya lideri olacakken

Ülkede yaşanan sorunları “dünya lideri olmamızı istemeyen dış güçlerin oyunu” diye açıklamaya çalışanlar mızrak çuvala sığmaz olunca “Ekonomide, şurada burada bazı ufak tefek sorunlar var ama bugünkü iktidar dış politikada çok başarılı” şeklindeki propagandaya dönmüşlerdi.

Bu temelsiz propagandanın ciddi bir müşterisi olduğunu seçimlerden önce yazmıştım. Hamaset sosuyla süslenmiş bir retorik kimi insanların gözlerini boyayabiliyor çünkü. Gelgelelim “Amerika, Avrupa bizden korkuyor, çünkü bizim ihalarımız sihalarımız var” nutukları yalnızca seçmen tabanındaki erimeyi durdurabilir. (Ne kadar durdurabilirse artık…) Dış politikanın iç politika malzemesi yapılarak ülkeye verilen zararları geri getiremez.

Ekonomi kötü olabilir… Ama dünya lideriyiz. (Öyle bir dünya lideriyiz ki Gazze’de soykırım yapan İsrail’e biz değil Güney Afrika dava açtı.) Patatese soğana bakma dış politikamıza bak.

Oysa belli bir zihniyetin eseri olan kötü yönetimin yalnızca belirli bir alanda söz konusu olduğunu veya yalnızca belirli bir alanı etkilediğini düşünmek mantık dışı. Demek ki ekonomi yönetimindeki yanlışlar bir bütün halindeki yönetim anlayışından bağımsız değil. Eğitim de tarım da sağlık da yargı da aynı anlayışla yönetiliyor. Dış politika da. Bakanların kim olduğunun, bürokratların hangi kökenden geldiğinin falan bir önemi yok bugün.

Gerçi şimdilerde ekonomi yönetiminde ortodoksi ve rasyonalite yeniden hakim kılınmak isteniyor ama ba’de harâbi’l-Basra!

Dış politikada da bir süredir yeni adımlar atılıyor. Orada da yine Basra harab olduktan sonra aklımız başımıza geldi.

Suriye iç savaşının ardından Suudi Arabistan, Mısır, BAE gibi ülkelerle ilişkilerimizi bozarken dış politikada şahlanıyorduk. Sonra bu ülkelerle dargınlıklarımızı giderme yolunda atılan adımlar da “dış politika başarısı” diye sunuldu.

Gelinen noktada bölge ülkeleriyle ilişkileri “normalleştirme” siyaseti bir zaruret ama Cemal Kaşıkçı dosyasını Suudilere teslim edebilecek kadar ifrat ile tefrit arasında gidip gelen bir dış politika olur mu?
Diğer ülkelerle ilişkilerin normalleşmesi hatırına hangi tavizlerin verildiği de meçhul bu arada…
Uluslararası ilişkilerde kimse kimseye karşılıksız dostluk eli uzatmıyor. Kolayca kaybedilen dostluklar da yeni bir bedel ödemeden geri kazanılamıyor.

KARAR’daki ilk yazılarımdan birinde, yani daha sekiz yıl önce dış politikanın hedefi “dostları çoğaltmak, düşmanları azaltmak” olmalı diye yazmıştım. Bu sözü sonradan seçim sloganı olarak kullandılarsa da etrafımızda Katar dışında selam verip alabileceğimiz kimse bırakmadılar. Ta ki ekonomide yaşanan kötü gidişin icbar ettiği normalleşme arayışına kadar.

Geç olsa da neticede doğru bir siyaset diyebilirsiniz buna ama ekonomik darboğazdan kurtulma ümidiyle dış politikada “bütün tuşlara birden basılması” doğru bir siyaset olabilir mi?

Hep söylüyoruz, devletin dış politikası uzun vadeli planlar, milli çıkar kriteri doğrultusunda ilgili kurumsal birikimlerin ve tarihi tecrübelerin ışığında rasyonalite temelinde oluşturulmalıdır…

Dış politika alanında son dönemde yapılanlara bakın bir de. Uzun vadeli planlar nerede? Milli çıkarlar nerede? Kurumsal birikim nerede? Tarihi tecrübelerin ışığı nerede? Rasyonalite nerede?

Kurumsal geleneklerin, tarihi tecrübenin, stratejik planlamanın yerini miting meydanlarında kalabalıkları coşturabilme kriteri aldı bu dönemde. Şimdi oradan rasyonel bir dış politikaya dönmek kolay mı?

Kolay değil. Onun için bütün tuşlara birden basıyoruz şimdi. Ancak panik halinde klavyedeki bütün tuşlara basarak iç politika malzemesi yapmak uğruna kaybettiğimiz milli çıkarlarımızı geri almak mümkün değil. Yeniden uzun vadeli planlar, milli çıkar kriteri doğrultusunda ilgili kurumsal birikimlerin ve tarihi tecrübelerin ışığında rasyonalite temelinde bir dış politikanın oluşturulması lazım.

Bu iktidar bunu yapabilir mi? Nasıl bir iktidar bunu yapabilir. Önce bu sorulara cevap bulmak zorundayız.

YORUMLAR (182)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
182 Yorum