Yargıtay’ın MHP kararını beklerken

Yargıtay demişken… Osmanlı’da 1868’de kurulan Yargıtay İstanbul işgal altında olduğu için bağımsız çalışamaz hale geldiğinde, yani Milli Mücadele döneminde TBMM hükümeti tarafından yeniden teşekkül ettirilmiş… Eski başkentten ve ülkenin dört bir tarafından gelen hâkim ve savcıların katılımıyla Anadolu’da yeniden bir Yargıtay kurulmuş. Nerede kurulmuş biliyor musunuz? Sivas’ta. Neden TBMM’nin ve hükümet kurumlarının bulunduğu Ankara’da değil de Sivas’ta peki? Siyasetin etkisinden uzak olsun diye!

Bilahare Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra ülkenin diğer bölgelerinden Sivas’a ulaşım zor olduğu için başka bir merkez aranmış Yargıtay’a. Yine bazıları Ankara’da olmasını önermişler ama aynı hassasiyet dolayısıyla hukukçular mesafeli durmuşlar bu öneriye ve Eskişehir’e taşınmış mahkeme.

Yargıtay’ın Ankara’ya geliş tarihi 1935. Yani başta Avrupa olmak üzere bütün dünyada otoriter ve merkeziyetçi bir siyaset anlayışının revaçta olduğu, Türkiye’de ise bir “tek adam” idaresi altındaki “tek parti”nin hem yasama hem yürütme hem de yargı olmayı kendisine hak gördüğü yıllarda…

Batı Avrupa ve Kuzey Amerika’daki sosyo-ekonomik gelişmenin gerisinde kalmış olmanın motivasyonuyla iktisadi kalkınma ve modernleşmesini “kısa yoldan” tamamlama azmindeki bir kısım ülkelerin demokrasiyi ayak bağı olarak görmeye başladıkları yıllarda…

Almanya, İtalya, Rusya, bilumum Balkan devletleri ve Japonya’nın yanı sıra o malum rüzgârın etkisindeki Ankara’ya da Locke’ın veya Montesquieu’nun artık demode görünmeye başladığı yıllarda…

Lafı uzatmayalım… Siyasi etkilerden korunsun diye 1935’e kadar faaliyetlerini başkent dışında sürdüren Yargıtay’ın Ankara’ya nakli işte o yılların entelektüel ve politik atmosferinin bir eseriydi. Yargının bağımsızlığı meselesi de o günden bu güne harareti hiç eksilmeyen bir meselemiz olmaya devam ediyor.

AK Parti’nin iktidara geldiği günlerde bu mesele bu partinin belli başlı gündem konularından biriydi. Zira kurucu kadronun büyük bölümünün içinden geldiği hareket bu işin çilesini çekmişti. Partileri yargı kararlarıyla kapatılmış, her seferinde yeniden yola koyulmuşlardı. Yargı kararlarıyla çarpışarak büyümüştü o hareket ve nihayet tek başına iktidara gelmişti.

AK Parti’ye gelinceye kadar bütün milli görüş partilerini sırayla kapatmış olan yargı gücü, dünyada sayıları giderek azalan başka örnekleri gibi, siyasete “bağımlı” bir kurum muydu?

Bana kalırsa bağımlı yargının bir ideolojik bir de organik olmak üzere iki çeşidi var… Doğrudan siyasetin emrinde olan yargı kurumunun örnekleri bugün üçüncü dünya ülkelerinde bolca var. Yakın tarihten ise Hitler Almanya’sı gibi örnekler akla geliyor bu konu açılınca. Organik bağımlılık bu. Bir de ideolojik bağımlılık var. Yani yargı kurumunun mensuplarının devletin ideolojisine veya ait oldukları toplumsal yapının değerlerine bağımlı düşünüp davranmaları…

Türkiye’deki model daha çok bu ikincisindendi. Siyasetin kurumlara egemen olması değil, tam aksine bazı kurumların siyaset üzerindeki vesayeti problemdi. Çoğu zaman evrensel ve kadim hukuk değerleri yerine ideolojik bakışı ve günlük politik yaklaşımları gözeten bir yargı düzenine yol açmıştı bu vesayet.

AK Parti iktidarı döneminde söz konusu vesayet yıkıldı; yargı kurumu ise o kavgada yararlığı görülen bir cemaate ganimet olarak bağışlandı. Bahsi geçen cemaatin niyetleri sonradan keşfedilince yargı kurumlarımız bu yapının unsurlarından da temizlenmeye çalışıldı.

Yargının vesayet altında olduğunu söylediğimiz günlerde AK Partili bir cumhurbaşkanının seçilmesini engellemek için uydurulan “367 kuralı” ve Yüksek Mahkeme’nin bu konudaki kararı bütün yargı mensupları için hala bir utanç belgesi… Şimdi MHP’deki genel başkanlık kavgası çerçevesinde Gemerek ve Tosya’daki mahkemelerin almış oldukları tartışmalı kararların da aynı gözle görülmesini engellemek yargı kurumunun elinde galiba…

Yargıtay’ın MHP kararını beklerken benim aklıma gelenler bunlar…

YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
1 Yorum