Dövize endeksli faiz garantisinin başarılı olma koşulu

Şunu bilelim: Doların fiyatı kendiliğinden ve uzay boşluğunda 18 liranın üzerine tırmanmadı.

Bu tırmanış, adeta doların fiyatını nasıl olur da daha fazla arttırırız diye davranan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın siyasi kararları ve en çok da demeçleri yoluyla yaşandı.

Merkez Bankası’na faizi indirten, dolar kurundaki aşırı tırmanışa rağmen Aralık ayında bile bankanın pas geçmesine izin vermeyen Erdoğan daha bu pazar günü İlim Yayma Cemiyeti’nin ödül töreninde, “Bir Müslüman olarak naslar neyi gerektiriyorsa onu yapmaya devam edeceğim. Hüküm bu” demişti, unutmayın.

Erdoğan, bu konuşmadan 24 saat sonra fiilen faizi arttırdı, döviz kuruna bağlı hale getirdi.

Bu dönüş sonrası dolar kuru hızla geriledi ama sadece 12 liraya. Oysa dolar bundan 5 hafta önce 10 lira bile değildi. 18 liraya göre 12 lira elbette daha iyidir ama hala çok yüksek. (Yıl başında kur 7.43’tü, 12 liralık kur yüzde 60’ın üzerinde artış anlamına gelir.)

Bugün, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıkladığı, önceki gün itibarıyla da yürürlüğe giren yeni faiz uygulaması üzerinde durmak istiyorum. Bu yazının amacı bu.

Tane tane gidelim:

1. Hepimiz biliyoruz, bankalardaki 1.1 trilyonluk vadeli TL mevduatın yüzde 93’ünün vadesi 3 aydan kısa. En büyük zorluk bu: Vatandaşı en az 90 gün boyunca parasını bağlamaya ikna etmek.

2. Diyelim ki ikna oldu vatandaş, o zaman kurun hangi seviyesinden sisteme gireceği son derece önemli. Mesela dün ilk kez bu düzen için saat 11.00’de Merkez Bankası kur ilan etti, doların alış kuru 12,348; satış kuru ise 12,37 oldu.

3. Bankaların mevduat faizleri yüzde 15-18 arasında bir yerde. Biz yüzde 20 kabul edelim. Sisteme dün giren bir vatandaş, yatırdığı mesela 100 bin liraya 90 gün sonra (faizi çok kabaca hesaplıyorum) 5 bin lira faiz alacak, yani parası 105 bin lira olacak.

4. Aynı vatandaş dün Merkez Bankası satış kurundan 100 bin lirayla dolar alsaydı 8,084 doları olacaktı. O vatandaşın aynı miktarda dövizi 90 gün sonraki 105 bin lirasıyla alması için dolar kurunun en fazla 12,98’e gelmesi gerekir. Doların fiyatı 12,98’in üzerine çıkacak olursa Hazine’miz (veya dolardan dönüp TL’ye geçtiyse Merkez Bankamız) dolar kuruyla faiz arasında oluşacak farkı ona ödeyecek.

5. Bundan sonra dolar düşecek olursa, dün bankaya en az 90 günlüğüne TL yatıran vatandaşlar bu düşüşün kalıcı olmasını dileyecekler; çünkü dolar düştükçe TL faiz olarak elde edecekleri kazanç kur kazancından daha yüksek olacak, 90 günün sonunda daha fazla dolar alabilecekler.

6. Öte yandan doların fiyatının düşmeye devam etmesi, henüz parasını yatırmaya karar vermemiş vatandaş için de hem teşvik edici olacak hem durdurucu. Daha düşük dolar kuru, daha yüksek kazancı vaat edecek ama ya kur daha da düşerse beklentisi de onun karar vermesini geciktirecek.

7. Diyelim ki dün 100 bin liranızı bankaya 90 gün vade yüzde 20 faizle koydunuz. Aynı anda da bir forex işlemi yapıp 90 gün sonrası için 12,98 fiyatla 8084 dolar aldınız. (Alamazsınız, çünkü kimse size o fiyattan ileri tarihli dolar satmaz ama benimkisi örnek.) Devletimiz bankaya para koyarsak zarar etmeyeceğimizi, çünkü 90 gün sonra 8084 dolar karşılığı TL’miz olacağını söylüyor. Kur daha az artarsa faizden kazançlısınız forex işleminde oluşan zararı kapatır başa baş gelirsiniz. Ama yok kur 12,98’den daha yüksek gelirse, bu kez hem forex işleminden hem devletin ödeyeceği paradan çifte kazanç elde edersiniz. (Bu bir yatırım tavsiyesi değil, söylemek istediğimi daha iyi anlatmak için verdiğim bir örnektir.)

9. Gelin, bir de sisteme bankaların açısından bakalım. Merkez Bankası’nın bankalara haftalık borç verme faizi yüzde 14; daha birkaç gün önce MB, bankalarımıza 113 milyar lira borç verdi, bunun bankalarımıza maliyeti yüzde 15 oldu.

10. Yani Merkez Bankası’ndan istediği zaman yüzde 15’le borç bulabilen, belki gelecekte politika faizinin düşmesiyle fonlama maliyeti daha da azalacak olan bankalar vatandaşa neden yüzde 15’ten fazla faiz versinler?

11. Mevcut faizler enflasyonun bir hayli altında, negatif seviyede. Merkez Bankası yüzde 14’ten TL sağladığı sürece faizi arttırmanın bir anlamı yok. Parasal genişleme tam olarak bu zaten.

12. Kaldı ki, Merkez Bankası’nın faizi arttırması, bankaların mevduat faizlerini arttırması Cumhurbaşkanı’nın faizle savaşından sadece fiilen değil resmen de vaz geçmesi anlamına gelir. O yüzden böyle bir cinlik bulundu, faizi arttırmadan arttırmak için.

13. Kurdaki artış faizi geçerse, Türkiye Cumhuriyeti Hazinesi ve Merkez Bankası, miktarı yeni uygulamanın göreceği ilgiye göre değişecek olmakla birlikte bir kur riskini üzerlerine almış oluyorlar. Hazine ve Merkez Bankası, bir yandan dolar kurunun banka faizinden daha fazla yükselmemesi için dua edecek bir yandan da banka faizinin artmamasını. (Beyaz Show’daki unutulmaz karakterlerden biri, “Karnıyarık istiyorum ama karnı yarılmasın istiyorum” derdi.)

14. Peki ya bu dualar (ve diğer şeyler) tutmaz da, dolar kuru banka faizlerinden daha fazla artarsa? Artışın bedelini, geçmediği otoyol ve köprünün, kullanmadığı havaalanının parasını ödeyen Türk milleti ödeyecek.

YORUMLAR (13)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
13 Yorum