Abdullah Gül HDP ve müzakere toplumu

Sayın Abdullah Gül’ü “parlamenter sisteme dönüş yolunda yapılacaklar” analizlerime eklemlemesem söylediklerim eksik kalırdı. Çünkü “altılı masa”ya ilaveten, seçimi etkileyebilecek en önemli şahsiyetlerden biridir.

Sayın Gül, milletvekilliği, Dışişleri Bakanlığı, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı yapmış bir şahsiyettir. Bir faninin bu ülkede gelebileceği bütün üst düzey makamlara gelmiştir.

Bu makamları hazmetmiş “gözü tok” bir şahsiyetin makam ve menfaat peşinde koşmayacağı da, toplumun ortak kanaatidir.

Öte yandan Sayın Gül, idealist bir insandır. Fikirlerini ve ideallerini kendi üslubuyla savunmaktan da hiç vazgeçmemiştir.

Biliyoruz ki, Sayın Gül, parlamenter sistemi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine (CHS) tercih ettiğini defalarca beyan etmiştir.

Geçmişte AK Parti’ye oy vermiş fakat bugün parlamenter sistemi tercih etmesine rağmen, siyaseten karar vermekte zorlanan seçmenler, Sayın Gül’den bir önderlik bekliyorlar.

Çünkü Parlamenter Sistem Anayasasını oluşturacak “kurucu meclis” ve “Cumhurbaşkanı”nı seçecek çoğunluk ancak ve yalnız AK Parti’yi destekleyen seçmenlerin %20’sinin saf değiştirmesiyle mümkün olabilmektedir.

DEVA ve Gelecek Partilerine, AK Parti’den gelen teveccühün toplamı bu seviyede olur mu, belli değil.

Doğrusu AK Parti’den kopan büyük bir kitlenin niçin bu benzeş iki partiye de gitmediklerinin kolay bir cevabı yok; belki de iki ayrı parti olarak örgütlenmelerini doğru bulmuyor.

Her geçen gün kalıcılaşma ihtimali olan bu bölünme hem soru işaretlerini büyütüyor hem de hayal kırıklıklarını.

“Küskün ve mütereddit” Ak Partili seçmenlerin Sayın Gül’den beklediği ilk yardım, bu iki partiyi tek bir çatı altında birleştirmeye çalışmasıdır.

Hatta Sayın Gül’den, bu birleşik partiye liderlik etmesini bekleyenler de var.

HDP’NİN TERCİHİ

Kamuoyu araştırma şirketleri HDP’nin bu seçimde kilit parti rolü oynayabileceğini gösteriyor.

Bu anketler göre HDP hangi ittifakı desteklerse o taraf seçimi kazanır.

Eğer mesele bu kadar basitse, niçin taraflar seçim konusunda HDP’yle müzakere etmiyorlar?

Cevap: Çünkü hem HDP’yle müzakere edenin seçmen kaybedeceğine hem de müzakerelerden bir sonuç alınamayacağına inanılıyor.

Her şeye rağmen, ittifakların toplam söyleminden, eğer kazanamayacaklarsa, her iki tarafın da seçimlerin ikinci tura kalmasını istediğini anlıyoruz.

Peki, kendisiyle müzakere edilmeyen HDP ne yapabilir ve seçenekleri nelerdir?

1) HDP kendisine ayrı bir ittifak kurarak seçimin ikinci tura kalmasını ve ikinci tur için pazarlık gücünü artırmak istiyor.

2) Çünkü her iki taraf da HDP’yi, ikinci turda ikna edebileceğine inanmaktadır.

TEMSİL SORUNSALI

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı II. seçiminde İmralı (Abdullah Öcalan), Silivri (Selahattin Demirtaş) ve Kandil (KCK) arasında bir ihtilaf oluştuğu izlendi.

İmralı AK Parti lehine kanaat bildirirken, Kandil “tutuklu liderin tavsiyeleri dikkate alınmaz” söylemi tutturdu ve Silivri dolaylı olarak CHP adayı lehine kanaat bildirdi ve CHP kazandı.

İkinci turdan sonra ittifaklar, masa başında HDP’nin resmi temsilcileriyle müzakere ederken, aslında HDP’nin tercihinin, Kandil, İmralı ve Silivri’nin ortak kanaatinin belirleyeceğini ya da geçmişte olduğu gibi son sözü Kandil’in söyleyeceği sanılıyor.

Bu seçimde Kandil, İmralı ve Silivri’nin, bu defa, aynı yönde karar alamayacakları ve en az iki eğilimin ortaya çıkacağına ihtimal verenler az değil.

Belki de önceki seçimlerin tartışmasız patronu Kandil, bu seçimde aynı etkiyi gösteremeyebilir.

Yani HDP’nin ikinci turda kimi destekleyebileceği bugünden anlamak zor görünüyor.

Parlamenter sistem bir “müzakere toplumu”nu öngörür. “Müzakere Toplumu” ifade ve düşünce hürriyetini geliştireceği ve kalıcılaştıracağı için bu özgürlükler HDP’li kitlelerin toplam talebine aykırı değildir.

Fakat HDP adına karar alacak odakların öncelikleri, başka konular olabilir.

Parlamenter sistemi tercih edenlerin açık ara bir seçim kazanması şart, bu da, ancak AK Partili kitlelerin kararlı desteğiyle mümkün olabilir.

Güvenilir, birleştirici ve referans şahsiyetlerin “makul müteredditler” üzerindeki etkisi sanıldığından daha yüksek olur.

YORUMLAR (38)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
38 Yorum