Ekonomiyi çökertici faizler

Çok yüksek faiz oranları her ekonomide sorun yaratır.

Yurt dışı borçlara ödenen faizler, tabiri caizse, ekonominin damarlarındaki kanın yabancılara emdirilmesidir. Uzun vadede, yurtiçi kredi faizlerin olumsuz etkisi birse, yurtdışı kredi faizlerinin olumsuz etkisi on’dur, yüz’dür veya daha fazladır, kanaatimce.

Bu zayıflatıcı hatta çökertici etki, ekonomik kalkınma yolundaki toplumların önündeki en önemli engellerden biridir.

Bilindiği gibi, cari açık, basit olarak bir ülkenin döviz gelirlerinin, döviz giderlerine yetmemesi anlamına gelir.

Parası güçlü olan ülkeler, satın aldıkları mal ve hizmetleri kendi milli paralarıyla ödedikleri için dış borç almaya ihtiyaç duymazlar.

Mesela Amerika alımlarını Dolar’la, Avrupa Euro’yla, İngiltere Sterlin’le, Japonya da Yen’le yapar. Cari açık verdiklerinde kendi iç piyasalarından borçlanırlar veya para basarlar.

Türkiye gibi ülkeler ithalatlarını Dolar, Euro, Yen ve benzeri paralarla yapmak zorunda olduklarından, cari açık verdiklerinde; uluslararası finansal piyasalarından Euro veya Dolar borç alır ve açıklarını kapatırlar.

Elbette aldıkları borçlar için de faiz öderler.

Acaba Türkiye dış borçları için yıllık ne kadar faiz ödüyor?

Türkiye iki yüz yıldır cari açık veriyor. İki yüz yıldır, takatinin üstünde cari açık verdiği için de iki yüz yıldır dış borçlara çok yüksek faiz ödüyor fakat Ak Parti dönemi bir istisna.

Borçlanma için ödenen yüksek faizler, Türkiye geri kalmışlığının temel sebeplerinden biridir.

FAİZ ÖDEME ŞAMPİYONU TÜRKİYE

Türkiye geçen yıl dış borçları için ortalama yıllık %5 faiz ödemiş olabilir. Faizler yükselme trendine girdiği için muhtemelen bu yıl %6, 2023’te %7 ve 2024’te de %8 ve 2025’te %9 civarında faiz ödenecek.
Rakamlara dökersek, tahminen, geçen yıl 21 Milyar dolar, bu yıl 25 Milyar dolar, seneye 30 milyar dolar, 2024’te de 35 Milyar dolar ve 2025’te 40 Milyar dolar.

Ya önümüzdeki beş yılda, dış borçlar için Türkiye toplamda 151 Milyar dolar faiz ödeyecek ya da Türkiye iflas edecek.

Ödenmekte olan faizlerin GSYH’ya oranı yaklaşık olarak %3,5 civarında gezinecek. Dünyada, aldığı dış borçlara GSYH’nın %3,5’i kadar faiz ödeyen ve iflas etmeyen ikinci bir ülke bilmiyorum.

Bu faizler nasıl ödeniyor?

Her yılsonunda ülke Hazine ve Maliye Bakanı ile Cumhurbaşkanının imzaladığı bir çek’le mi ödeniyor?

Yoksa TCMB başkanı ile Hazine Müsteşarı (Bakan Yardımcısı) ortaklaşa bir çek mi imzalıyorlar?

Bu yazıyı Sayın Nurettin Nebati okusa, hemen “Ne şahsım, ne Sayın Cumhurbaşkanı, ne TCMB Başkanı ne de her hangi bir kamu yetkilisi böyle bir çek imzalamıyor” diye itiraz edecektir.

Soralım.

Türkiye’nin faizli en az 420 Milyar dolar dış borcu var mı? Cevap: Var.

Bu dış borçlar içinde kamunun da borçları var mı? Cevap: Evet, 165 milyar dolar dış borç var.

O zaman bu faizleri kim ödüyor, diye sorsak şöyle bir cevap gelecektir: “Herkes kendi borcunun faizini ödüyor.” Yani özel sektör kuruluş ve şirketleri kendi borçlarının faizini, kamu kurum ve şirketleri de kendi borçlarının faizini ödüyor.

Sonuçta bu borçların faizi olan paralar Türkiye’den çıkıyor.

Eğer Türkiye’de bu faizleri ödeyecek para yoksa dış borç alınıyor.

Korkarım ki, eninde sonunda bütün dış borç faizlerini kamu üstlenip ödeyecek.

Nasıl mı?

ÖZEL SEKTÖR BORÇLARININ KAMULAŞTIRILMASI

Bütün özel sektör şirketlerini tek bir şirket ve bütün bankacılık ve finans sistemini de tek bir banka olduğunu varsayalım.

Özel sektörün dış borçlarını ödeyemediği durumda ne olur?

Banka, özel sektörün dış borçlarına kefil olduğu için önce bu borçları öder; sonra gider alacaklarını tahsil etmek için firma aleyhine kanuni tahsilat süreci başlatır.

Bu normal zamanlarda bile çok sık rastlanan bir olgudur.

Peki, bankalar yurtdışından aldıkları ve taahhüt ettikleri dış borçları ödeyemezse ne olur?

Cevap: Bankalar TMSF’ye geçer yani bir bakıma kamulaştırılır, kamu da bu bankalara para bularak dış borçların tamamını ve birikmiş faizlerini öder.

Peki, ödeyemezse ne olur? Cevap: Ülke resmen iflas eder.

Geçmişte yaklaşık olarak batan kırk Türk Bankası, kamulaştırılarak TMSF bünyesine geçmiş ve bütün yurt dışı taahhütleri ödenmiştir.

Görüldüğü gibi ülke içindeki bütün dış borçlar, bir kriz anında, borçluların kim olduğuna bakılmaksızın kamulaştırılmaktadır.

Türk ekonomi tarihinin bütün sorunlarının kök sebebi bu cari açık ve etkileridir.

Acaba muhalefet partileri başta cari açık olmak üzere bu konularda ne öneriyorlar? Perşembeye.

YORUMLAR (21)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
21 Yorum