Her altın çağ bağrında bir zaafiyet tohumu taşır

Türkiye’nin en kırılgan ülkeler ligine terfi ettiği yıllar 2013’ün öncesine uzanır; sebebi de daha 2013 yılında 395 milyar dolara çıkmış olan dış borçlardır.

Bugün dış borçlar, Türkiye’yi akranları arasında dünyadaki en zayıf finansal yapıya sahip ülkesi yapıyor, maalesef.

Aşırı borçluluğun sebebi 2003 – 2013 döneminde baskılanan döviz kurlarıdır. Bu dönemde ithal ürünler ucuzlatmış ve adeta gökten mal yağmıştı. Türkiye bu on bir yıllık dönemde, tam 640 milyar dolar dış ticaret açığı vermişti. Bu 640 milyar doları temin etmek için özelleştirmelerden, doğrudan yatırımlardan, işçi dövizlerinden temin edilen tüm dövizler kullanılmış, yetmeyince de 262 milyar dolar daha dış borç alınmış ve 2013 yılında toplam borç 395 milyar dolara çıkmıştı.

Üstelik bu dönemin tek yanlış alanı bu değildi. Devam ediyorum.

Bu dönemde Türkiye, dudak uçuklatıcı o kadar yüksek reel faiz ödemiş ki…

Devlet İç Borçlanma Senedi (DİBS) alanlara ödenen reel faizler

En basit Formül (%Faiz – %Enflasyon) = Reel Faiz(%)

2003 (49,3-18,36)=30,94
2004 (29,50-9,32)=20,18
2005 (15,00-7,72)=7,28
2006 (19,14-9,65)=9,49
2007 (17,44-8,39)=9.05
2008 (18,74-10,06)=8,68
2009 (12,15-6,53)=5,62
2010 (9,78-6,40)=3,38
2011 (9,43-10,45)=-(1,02)
2012 (9,12-6,16)=2,96
2013 (6,83-7,14)=-(0,31)

2003-2010 arası sekiz yılda DİBS’ne yani bono ve tahvillere ödenen ortalama reel faiz oranı %11,83 ediyor.

BETERİN BETERİ

Yabancı finansal yatırımcılar, yurt dışından getirdikleri dövizi TL’ye çevirip hazine tahvillerine yatırınca ve kurlarda düşünce, inanılmaz oranlarda yüksek paralar kazandılar.

Ak Parti iktidarının en çok övülen ilk beş yılında yabancıların dolar olarak kazançları: 2003’te %74, 2004’te %34, 2005’te %15, 2006’da %10 ve 2007’de tam %37. (Doların her yılbaşında TL’ye döndüğünü ve her yılın 30 Aralık günü dövize çevrilerek geri gittiği varsayılmıştır.)

Gelecekte 2003 - 2013 verilerini inceleyenler “Sanayinin kökünün ithalatla kazındığını, Hazine’nin alenen soyulduğu, yurtiçinden yurt dışına kaynak aktarıldığı,” yıllar diyebilir. Bu eğilim azalarak da olsa 2018 yılına kadar devam etti.

VATANDAŞIN TALEBİ

Önceki iki yazımda bu dönemde elde edilen başarıları tek tek saydım ve hak ettiği değeri verdim. Fakat görüldüğü gibi madalyonun öteki yüzünde, yıkıcı nitelikte aşırı borçlanma verilerini de bugünkü yazıda kısmen anlatmış olduk.

Bugün, Türkiye temeli 2013’e kadar olan dönemde atılmış dış borç baskısı altında adeta kıvranıyor.

Bu verilere rağmen, her üç yeni parti de (Ak Parti pek çok bakımdan yenilendiği için onu da yeni addediyorum) görev alan ve geleceğimizde söz sahibi olması muhtemel insanları bu borç yükü yüzünden suçlamak, her şeye rağmen, adil ve isabetli bir değerlendirme olmaz. Yöneticiler her zaman değerlendirme hatası yapabilir.

Fakat aynı zamanda, geçmişten bir Altın Çağ veya masal kahramanları üretilmesi de itirazı hak ediyor. Toplum üstü örtük de olsa, özeleştiri içeren analizleri; hak edilmiş bile olsa, övgülere her zaman tercih eder.

“Güçlü, Sürdürülebilir ve Kapsayıcı Büyüme…

Ülkemiz 2013 yılında Yüksek Gelirli Ülkeler grubuna geçme aşamasına gelmiş iken, izlenen yanlış ve popülist politikalar sonucunda…”

Yukarıda tırnak içindeki ifadeyi Deva Partisi programından, hüzünle alıntıladım. Varsın bu çıkarım DEVA’nın kendine biçtiği misyon, bizim de duamız olsun.

Fakat gerçek şu ki, Türkiye “yüksek gelirli ülkeler kategorisine geçme aşamasına” hiçbir zaman gelememiştir, gelemezdi ve gelmesi mümkün değildi; gümrük birliğinde kaldığı sürece de bu mümkün olmayacak. Gelebilecek ülkeler Kore, Tayvan ve Singapur’du, hala öyle.

Ey Üç Partideki dostlarım, arkadaşlarım ve yetkililer! Eğer dış borç konusunda benimle hemfikir değilseniz bu yazıyı unutun gitsin, hemfikirseniz; bize, dış borç/GSYH oranını önce %50’nin altına, sonra da %40’ın altına nasıl indireceğinizi anlatınız.

Çünkü Türkiye’nin dış ödemeler krizine girmesi artık bir zaman meselesidir.

YORUMLAR (27)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
27 Yorum