Tilki yetişemediği üzüme koruk, hükümet indiremediği kura “rekabetçi kur”
Bütün iktisadi sorunların temelinde, devasa dış ticaret açıklarını gören bir kişi olarak her zaman “rekabetçi olmayan kur” yani değerli TL politikalarına itiraz ettim ve lütfen “rekabetçi kur” uygulayın tavsiyelerinde bulundum.
Rekabetçi olmayan kur, Gümrük Birliği ve Serbest Ticaret Anlaşmalarının tasallutu altındaki Türkiye Sanayisi beklenen gelişimini sağlayamadığı gibi potansiyelinin gerisinde kalmıştır.
Değerli TL politikaları yüzünden, Batı Avrupa ülkelerinin terk etmediği, neredeyse hiçbir sektörde sanayimiz yeşeremedi ve yaşayamadı.
Hâlbuki ihraç ettiği malların çoğunluğu orta ve orta-alt teknolojik seviyede olan bir ülke için “mutedil” bir “rekabetçi kur”, mesela TL’nin gerçek reel değerinden en çok %10 daha ucuz olması, destekleyici bir faktördür.
Rekabetçi kur ifadesi, ekonomi yönetimi tarafından ilk defa 2020 yılında; TCMB “128 milyar $”ı satıp bitirdikten sonra, satacak dövizi kalmayınca ve döviz fiyatlarında sıçrama oluşunca; temelsiz de olsa, ifade edilen bir söyleme dönüştü.
Rekabetçi kur kavramının içerdiği iki yönelim vardır: İthal ikamesi ve ihracat dayalı büyüme. Doğrusu hükümet bunu bildiği halde, bunun tersi olan kolay yolu yani ithalatçılığı seçmiştir.
REKABETÇİNİN DE REKABETÇİSİ BİR KUR OLUR MU?
TCMB, Reel Efektif Döviz Kuru (REDK) endeksleriyle TL’nin ticaret yaptığı ülke paralarına karşı gerçek değerini ölçmeye çalışır. Bu endekse göre TL’nin değeri 100 ise para ne değerli ne de değersizdir. 100’ün üzerindeyse TL değerlidir yani ithalat yanlısıdır.
REDK endeksi 100’ün altındaysa TL değer kaybetmiş demektir. İşte bu değeri düşmüş TL’ye “rekabetçi kur” denilmektedir.
Varsayalım ki TCMB, REDK endeksiyle sadece, TL’nin $ karşısındaki gerçek değerini ölçüyor ve endeks bir $’ı, 7 TL olarak ölçtü.
Bu ölçüme göre “rekabetçi kur”, bir $’ın değerinin 7 TL ve üzerinde olması demektir. Yani REDK endeksinin 90 ile 100 arasında dalgalanması kâfidir.
Örneğimize göre, “rekabetçi kur” bir $’ın, 7,01 ile 7,70 arasında dalgalanması anlamına gelir.
Fakat şu anda 90 olması gereken REDK endeksi 60’lara düşmüş.
90’da rekabetçi olan TL REDK endeksi, 60’a düşünce ekonominin dengeleri öyle bozulur ki rekabetçi kurun sağladığı faydalar zarara dönüşebilir.
Ara bir özet yapalım: Ak Parti hükümetleri, Haziran 2003 tarihinden Eylül 2017 tarihine kadar, tam 172 ay boyunca “rekabetçi olmayan kur” yani değerli TL politikaları yani ucuz ithalat düzeni kurmuşlardı. Yani 90 ila 100 arasında dalgalanması gererken REDK endeksi 101 ile 137 arasında dalgalanmıştı. Bu yanlıştı. Çünkü çok yüksek dış borçlara ve hem niteliği hem de niceliği zayıf bir sanayiye yol açtı.
Bugün de, rekabetçi kur politikaları gereği bir $ en çok 7,70 TL olması gerekirken, 9,20 TL’ye yükselmiş. Bu da yanlıştır. Buna sebebiyet veren ekonomi yönetimi, en az 150 kademe başarısızdır.
Niçin?
Fiyat baskısı altındaki imalatçı-ihracatçılar bekâlarını ve kârlılıklarını garanti altına almak için dünyanın her yerinde ve her zaman yeniliği, kaliteyi ve taklit edilmesi zor nitelikte ürünler üretmeyi hedeflerler.
Aşırı ucuz TL Türk ihracatçılarının bu tip çabalarını gereksiz kılar hatta baltalar. İhracatı artırmak için TL’nin bu kadar aşırı değer kaybetmesi şart değil.
Gelecek yazıda ihracatı anlatırken bu zararlara değineceğim.
Eğer dünyadaki bütün ithalatçılar Türk malı almak istese bile, yine de ihracatımız, kısa vadede ve anlamlı bir oranda artamaz.
Çünkü Türkiye’nin imalat sanayisinin kapasitesi sınırlıdır, kapasite kullanım oranları da (KKO) %80’i geçememektedir. En son KKO %78,1’dir.
2003 -2020 döneminde, imalat sanayinin GSYH içindeki payı %16,9’du. 2020 yılındaki parasal değeri de yaklaşık 140 milyar $’dı. Yani sanayinin üretim kapasitesi sınırlıdır.
2020 yılında %19,1’e çıkan bu oran 2021’in ilk alt ayında %22,1’i aştı.
Demek ki daha fazla sanayileşmek mümkünmüş.
Eğer 2003 - 2017 döneminde REDK 90 olsa, imalat sanayimizin payı %16,9 yerine daha yüksek olabilirdi. Mesela şimdiki gibi %22,1 olsaydı; ihracat ve ithal ikamesi sayesinde dış borçlarımız 110 - 135 milyar $ daha az olabilirdi.
Rekabetçi kur ile rüsva edilmiş kur aynı şey değildir.