Aşağılayarak sorun çözülmez

Galatasaray ligde hayal kırıklığı yaşatırken, Avrupa Ligi’nde başarısını devam ettiriyor.

Dünya devi Barcelona deplasmanında bile gol yemeden beraberlik koparılması rövanş için büyük avantaj oldu…

Bu, Türkiye’nin UEFA sıralamasında geriledikçe gerileyip 20. basamağa inmesine sebep olan büyük çöküşten sonra yürek ferahlatan bir ümit ışığı oldu…

***

Perşembe akşamı İstanbul’daki rövanş, sadece Galatasaray için değil, Türk futbolu için de büyük önem taşıyor… Ülke puanının toparlanabilmesi, takımlarımızın başarısına bağlı…

Bütün kalelerimiz yıkıldığına göre, tek takım Galatasaray’ın oynayacağı maç milli maç mesabesindedir.

Dolayısıyla bütün bir ülke Galatasaray’ın Barcelona’yı elemesi ve yoluna devam etmesini istemeli…

Çünkü ülke puanı, bütün takımlarımızı da ilgilendiriliyor…

***

Son 3-4 yıldır Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi’nde aldığı hezimetleri ne kadar eleştirdiysek bu gün de yeni bir başarı hikayesi yazmasını o kadar desteklemeliyiz…

Tıpkı son büyük başarının mimarı Beşiktaş’ın 5-6 yıl önceki bütün Türkiye’yi sevince boğan Şampiyonlar Ligi’ndeki yenilgisiz grup liderliğindeki sevinci gibi…

O gün Beşiktaş’a yardımcı olunması gerekirken sıkıştırılmış fikstürde “Ya lig, ya Şampiyonlar Ligi” diye tercihe zorlanması ne kadar abes idiyse bu gün de Galatasaray’a yardımcı olunmaması o kadar hata…

***

Dolayısıyla Galatasaray Başkanı Burak Elmas’ın Beşiktaş derbisini erteleme teklifi yerindeydi…

Ancak Burak Bey’in üslubunu asla tasvip etmiyoruz…

Rakipleri rencide eden taleplerin hiç bir kıymeti yoktur ve bütün takımların vereceği desteği de engelleyicidir…

Hiç bir kulüp başkanının başka takımları aşağılamaya hakkı yoktur… O zaman da alacağınız cevap nettir…

***

Geçtiğimiz günlerde bir bilim insanı anlatmıştı…

“Galatasaray UEFA Kupası’nı kazandığında bütün renkler gibi, ben de Sarı-Kırmızılı flamayla kutlamalara katılmıştım.

Ancak ne zamanki, Galatasaray diğer takımları, ‘Ananızın liginde mücadele edin’ diye aşağıladı, o gün bu gündür artık Avrupa’da yenilmesini istiyorum” demişti…

***

Galatasaray’ın UEFA Şampiyonluğu’na giden yolda bütün Türkiye, her takım, kenetlendi. İstediği her maç ertelendi…

Hem TFF, hem de takımlarımız sonuna kadar yardımcı oldu ki, o büyük başarı geldi…

Ancak Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi’nin dediği gibi, bu Beşiktaş’tan esirgendi.

UEFA Kupası’na çok yaklaştığı halde, hemen bir yıl sonra da Şampiyonlar Ligi tarihimizin en büyük başarısını elde ettiği halde, ne TFF, ne de rakipleri “Maçlarımızı erteleyebiliriz” demedi, Kartal’ı kendi kaderine terketti…

***

Türkiye bugün, hala 15. sıralardaysa bunun en büyük sebebi o günkü Beşiktaş’ın kazandırdığı rekor puanlardı…

Yoksa çokça başarısı olan bir ülke değiliz. Ara sıra aldığımız başarılarda da seferber olmalı, o takımımıza yardımcı olmalıyız…

Sonra bedelini her takımımız ayrı ayrı ödüyor…

Şampiyonlar Ligi’nde de, UEFA ve Konferans Ligi’nde de ön elemelerle başlıyoruz, çoğu da çıkamıyor, boğuluyoruz…

***

Galatasaray da PSV’ye 2 maçta da farklı yenilmiş ve Şampiyonlar Ligi’ne bu sebeple katılamamıştı…

Şampiyon Beşiktaş ise grupta sıfır çekerek hayal kırıklığına sebep olmuştu…

Galatasaray, Avrupa Ligi’nde büyük bir başarı yolunda ilerleyerek, bunu telafi ediyor…

Barcelona maçı tam bir milli maç gibidir ve Aslan’ın alacağı başarı, bütün Türkiye’nin başarısı olacaktır…

***

2000’de Galatasaray, Fatih Terim’le tarihimizin en büyük başarısını elde etmiş UEFA’yı kazanmıştı, devamı gelmedi...

2008’de Zico’lu Fenerbahçe, çok iyi bir dönem yaşamıştı, UEFA’da da Aykut Kocaman’la yarıfinal oynamıştı.

Devler Ligi’nde. 5 yıl önce Beşiktaş iki yıl boyunca Şenol Güneş’le, yakaladığı müthiş performansla, yaşattığı ilklerle ve kırdığı rekorlarla Avrupa’da adından söz ettirip ülkemizin prestijini de kurtarmıştı…

Bütün Türkiye’yi de coşturmuştu. O da son başarımız oldu…

***

Galatasaray, Fenerbahçe, Beşiktaş ve Trabzonspor da uzun süredir, hiç bir başarı yakalayamıyor…

Milli Takım ve takımlarımız için hezimet yılları 1970-80’lerde bile Ahmet Suat Özyazıcı ve Özkan Sümer’le galibiyeti mağlubiyetinden fazla olan Trabzonspor, artık Avrupa’da kayıp.

Bu tablo, futbol ekonomisi Avrupa’da ilk 6’da diye övünen bir ülkeye yakışan bir tablo değil.

Yeni bir başarıya yelken açmanın, yeni bir kupayla buluşmanın vakti geldi... Gönül isterdi ki artık Şampiyonlar Ligi’nde final oynayalım, kupayı alalım...

Şu ana kadar olmadı, inşallah o da bir gün olacak...

***

Bari Galatasaray bu yılı bir kupayla taçlandırsın. Önce Barcelona’yı elemeli. Üstelik avantajlı.

Tabii ki çok zor ama hayal değil, imkansız hiç değil...

Alanların bizimkilerden hiçbir farkı yok...

Hedefi büyük koymak lazım, yürek lazım, cesaret lazım, kararlılık lazım... Sonra da bunu kalıcı hale getirmek, büyütmek lazım...

İçeride birbirimizi yiyeceğimize, dışarıda rakiplerimizi nasıl geçerize kafa yormak, birbirimize de yardımcı olmak lazım...

Rakipleri aşağılayarak, rencide ederek, kibirlenerek böbürlenerek değil…

KADIN GÜREŞİNDE İLK AVRUPA ŞAMPİYONLUĞU

Türkiye’de kadın güreşinin mazisi çok eski değil. Buna rağmen başarılar artarak devam ediyor. Genç güreşçiler de ilkleri başaran Yasemin Adar’ın yolunda devam ediyor…

İşte 23 Yaş Kadın Milli Takımı’mız, 1 altın, 1 gümüş, 4 bronz madalyayla takım halinde Avrupa Şampiyonu olmayı başardı.

Altın madalyayı 57 kiloda Elvira Kamaloğlu alırken, 68’de Aslı Demir gümüş madalya kazandırdı. Bronz madalyalar ise Rahime Arı 43, Yetgil 55, Yağmur Çakmak 65 ve Mehtap Gültekin 76 kiloda elde etti… Tebrikler gençler, başarılarınız daim olsun…

ADANA'NIN YILDIZI YUNUS, HAALAND'LA YARIŞIYOR

Süper Lig’in eski ekibi, yeni takımı Adana Demirspor, beklenenin üstünde bir performans sergiliyor.
Güney’in güçlü ekibi, oynadığı oyunla izleyenleri futbola doyuruyor, taraftarını coşturuyor, lige de renk katıyor… Ligde de üst sıralardaki yerini koruyor…

***

Genç yıldızı da attığı, attırdığı gollerle hem onu gönderen Galatasaray’a mesaj veriyor, hem de gençlere fırsat vermenin ne demek olduğunu ispat etmeye çalışıyor… Üstelik de Avrupa’da da şeref listelerine giriyor…

Yunus Akgün, 5 büyük lig ve Süper Lig’de gole en çok katkı yapan 21 yaş altı futbolcular arasına girdi.

Hem de Haaland gibi bütün dev kulüpleri peşinden sürükleyen Borussia Dortmun’un Norveçli golcüsü bir dünya yıldızıyla yarışıyor. İşte o tablo:

1. Erling Haaland: 16 gol, 5 asist
2. Vinicius Jr.: 13 gol, 6 asist
3. Florian Wirtz: 7 gol, 10 asist
4. Bukayo Saka: 8 gol, 5 asist
5. Yunus Akgün: 7 gol, 5 asist

RONALDO'NUN SON REKORU

Ronaldo, rekora doymuyor. Manchester United, sahasında Tottenham’ı 3-2 mağlup ederken asırlık bir ismi daha tarihe gömdü.

Old Trafford’daki maçta hat-trick yaparak takımına galibiyeti getiren 37 yaşındaki Cristiano Ronaldo, Uluslararası Futbol Tarihi ve İstatistikleri Federasyonu (IFFHS) verilerine göre Josef Bican’ı geride bırakarak 807 golle futbol tarihinin en golcü ismi oldu.

Bican, profesyonel futbol oynadığı 1931-56 döneminde Avusturya ve Çekoslavakya liglerinin yanı sıra milli takım formasıyla da çıktığı 530 maçta 805 gol atmıştı.

Ronaldo ayrıca, 37 yaş 146 günle Premier Lig tarihinin hat-trick yapan en yaşlı futbolcusu oldu.

YORUMLAR (2)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
2 Yorum