Biz her zaman durduğumuz yerdeyiz

Geçtiğimiz günlerde KARAR yazarlarından bazılarıyla gazeteci sıfatıyla İBŞB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun iftar davetine katılınca bazı trollerin istismarına muhatap olduk…

Bazıları da güya mürekkep yalamış ama daha sonra kara trol olmayı içine sindirmiş isimlerdi…

Yalakalığı o kadar abarttılar ki gazetecilikten tetikçiliğe evrilmiş mahlüklara dönüştüler…

Halbuki gazeteci, hangi görüşte olursa olsun, her siyasetçinin yemekli, kahvaltılı, kokteylli toplantısına katılır, açıklamalarını alır. Över, eleştirir, tartışır, kamu adına mesleki görevini yapar…

***

Biz ise AK Parti iktidarının hoşgörü, dayanışma, yardımlaşmanın en güzel örneklerini sergilediği o muhteşem döneminde, artık hayal kabül edilebilecek bazı icraatlarından bahsedeceğiz…

Türkiye’nin itibarı ve ülkenin menfaati sözkonusu olduğunda nasıl her kesimle el ele, kol kola girildiğini, birlikte aynı takımın oyuncuları olduğumuzu anlatmaya çalışacağız…

Bırakın çok daha özgür bir alan olan gazeteciliği, çok daha dar yetkileri olan bir bürokrat olarak nelere imza attığımızı bir görün…

Belki tatile çıkmış zekaları geri gelir de anlarlar…

***

Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü’ne atanır atanmaz ilk büyük sınavımız bizi bekliyordu…
Aslında bir imtihan süreci değil, cenazeyi kaldırma dönemiydi…

İzmir’de 2005’te Üniversite Yaz Oyunları vardı. Normalde organizasyon, 4 yıl önce alınır ve hazırlıklar hemen başlardı…

Ancak 2002 seçimleri gelip çatınca adeta “gelen iktidar düşünsün” dercesine hiç bir çalışma yapılmadan zaman harcandı…

İzmir B.Şehir Belediyesi de merkezi hükumet gibi yeni iktidarı beklemeye başladı…
Hatta başkan, “artık yetişmez, organizasyonu iade edelim” modundaydı…

***

Biz de göreve atanır atanmaz ilk iş olarak bu enkazı kaldırmak için kolları sıvadık, İzmir’in yolunu tuttuk…
Başbakan’ımız Sayın Abdullah Gül’dü, Bakan’ımız da Mehmet Ali Şahin’di…Bilgilendirdik ve harekete geçtik…

SPORDA İKTİDAR-MUHALEFET İŞBİRLİĞİ

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın henüz yasağı kalkmamıştı… AK Parti Genel Başkanlığı koltuğundaydı…

Genel Merkez’e gidip konuyu paylaştık, desteğini ve tavsiyelerini aldık…

CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı merhum Ahmet Piriştina ile durum değerlendirmesi ve görev dağılımı yapıp kolları sıvayacaktık…

***

Sayın Erdoğan bana, “ İstanbul’dayken bize yapılan yanlışları, biz şimdi İzmir’e ve muhalif partiden diye Ahmet Bey’e yapmayalım, destek olalım” dedi…

Biz de İzmir’de önce Vali Bey ziyaretinden sonra direkt belediyeye geçtik.
Başkan Piriştina bizi büyük bir heyecanla karşıladı.

Önce “ iade edelim” diyeceğimizi zannediyordu, biz “tabii ki yapacağız” deyince, müthiş sevindi…
Peki yetiştirebilecek miyiz topu topu 2 yıl kaldı. .

Sayın Erdoğan’ın selamlarını ve destek mesajını ilettik. Bakan’ımız Şahin’le görüştürdük, sonra da Başbakan’ımızla, tam bir birliktelik mesajı verdik…

***

Piriştina ansızın ölünce yerine Aziz Kocaoğlu geldi… Muhteşem bir uyumla çalıştık. İnanılmaz bir seferberlik başlattık…

12 bin kişinin konaklayacağı Olimpiyat Köyü’nden yeni spor komplekslerine, yüzme ve atlama havuzlarından salonlara, bunların yol-su-elektrik ve her türlü ihtiyacının km’lerce öteden getirilmesine kadar Atatürk Stadı’nın ve kullanılabilecek tesislerin tadilatına, açılış kapanış törenlerinine, güvenliği ve tarihin en iyi organizasyonuna kadar her şey mükemmele yakın oldu…

Bütün dünyaya referans bir organizasyon sunduk… Yağmur gibi organizasyonlar almaya başladık…

***

Formula 1, Şampiyonlar Ligi finali, Dünya Basketbol Şampiyonası’nın merkezi nasıl İstanbul idiyse ve Ak Parti’li merhum Kadir Topbaş’la mükemmel yardımlaştıysak aynı şekilde diğer belediyelerle de çalıştık…

Kayseri’de AKParti’li Mehmet Özhaseki ile bütün Türkiye’ye model spor tesisi dönüşümünü yaptık…

Erzurum’da AK Parti’li Ahmet Küçükler’le 2011 Üniversite Kış Oyunları’nı icra ettik.

Antalya’da yine AK Parti’li Menderes Türel’le hamle üstüne hamle yaptık…

CHP’li Trabzon Belediye Başkanı Volkan Canalioğlu ile 2007 Karadeniz ve 2011 Gençlik Oyunları’nı yaptık…

Yine ZCHP’li Mersin Belediye Başkanı Macit Özcan’la Mersin’de 2013 Akdeniz Oyunları’nı gerçekleştirdik…

Tabii Tarsus, Toroslar ve Akdeniz belediyeleri de MHP’deydi… Onlarla da uyum içinde çalıştık..

***

Askeri vesayetin kontrolü altındaki Diyarbakır’da HDP’li BŞB Başkanı Osman Baydemir’i, ilk defa devlet protokolünde biz konuşturduk…

Gençlik ve spor hizmetlerinde müthiş yardımlaştık…

Üstelik Diyarbakır’a gittiğinde Başbakan Erdoğan’ı karşılamak için askeri havaalanından geri çevrilmişti…

Dönemin Diyarbakır Valisi’ne, “Unutma ki bugün Başbakanlığı’nı yapan ve önünde saygı duyulan Sayın Erdoğan da, sırf RP’li olduğu için, bir zamanlar İstanbul’un sakıncalı belediye başkanıydı, o da hep dışlanırdı…

Ona yapılan yanlışları, seçilmiş hiç bir başkana yapmayacağız, yaptırmayacağız”dedik…
Daha sonra başbakanken Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın da Diyarbakır Belediyesi’ni ziyareti ve Başkan Osman Baydemir’le ve HDP’nin üst seviyedeki kadrosuyla verdiği samimi pozlar büyük bir adımdı Türkiye için…

***

Tabii bir bürokrat bunları tek başına yapamaz. Anında bileti kesilebilir de…

Arkamızda aslanlar gibi duran bir Başbakanımız, Cumhurbaşkanı’mız Recep Tayyip Erdoğan vardı…

Sayın Abdullah Gül’ün desteği hep bizimleydi…

Bize mükemmel ağabeylik yapan Başbakan Yardımcımız Mehmet Ali Şahin…
İnisiyatif kullanmak yürek ister, cesaret ister, her an görevden olmayı, göze almayı gerektirir…

Mesela daha sonraki spora bakar gibi yapıp bizim dönemin il müdürleri kadar bile yetki kullanamayan bakanların yapamadıkları gibi…

“DÜN DÜNDÜR, BUGÜN BÜGÜNDÜR” MÜ DİYELİM?

“Dün dündür, bugün bugündür, yarın da yarındır”… Türkiye’de en uzun süre görev yapan Süleyman Demirel tarzı bu…

“Konuşan Türkiye” vaadiyle geldiği görevlerde, en vazgeçilmez insan hakkı savunucularına bile kapıyı göstermiş, askeri darbelerin mağduru olduğu halde 28 Şubat sürecinden postmodern darbe inşa etmiştir..

Tam da politikacıları tarif ediyor…

Gerçekten politikacılar çok ilginçtir… Muhalefetteyken tam özgürlükçü bir figür olurlar… İdeal olanları dillendirirler…

***

Kendilerine yapılan yanlışları, iktidara geldiklerinde başkalarına karşı uygulamayacaklarını söylerler…
Bir süre de sözlerini tutar, böyle devam ederler… Sonra da her iktidar gibi muktedir olduğuna inandığında aslına rücu’ eder, yasakçı bir yapıya bürünürler…

Güç zehirlenmesi olunca da mazlum ve mağdur günlerini unutur, zulmün alasını yapmaya başlar… Güleryüzlü insanlar gider, çatık kaşlı, ceberrut devlet olur, geri dönerler…

***

Aslında 2002 Süreciyle beraber iktidara gelen AK Parti, uzun süre bu tuzağa düşmedi… Neresinden bakarsanız sağlam bir 10 yılı var…

Türkiye’ye rüya bir dönem yaşattı…

İnsan hakları, adalet, ekonomi, sağlık, spor, turizm, gençlik konularında müthiş reformlar yapıldı… Bunlar da Anayasa değişiklikleri ve kanunlarla kalıcı hale getirildi…

Daha önce iktidara karşı önyargıları olan pek çok insanın hayranlıkla izleyip takdir ettiği, yabancıların bile hayran kaldığı bu devir gerçekten rüya bir dönemdi…

Bütün Türkiye’yi kucaklayan ve her kesimi bağrına basan bu dönem sanki alışılagelmiş ve ezberlenmiş eski Türkiye’ye ait değildi…

***

Şimdi ise aslında AK Parti’yle hiç alakası olmayan, vaktiyle Sayın Cumhurbaşkanımız’a söylenmedik laf bırakmayan, asla dost olmayan, sırt etinden sütünden ve rantından yararlanmak isteyen, köşeyi dönen, ilk tökezlemede de bırakıp kaçacak, daha önce indikleri bir başka trene binip kaymağını yiyecekleri yeni hükumetlere yelken açacaklar…

Bunlar AK Parti’yi, kahramanı olduğu muhteşem bir dönemden yasakçı, vesayetçi, korkutucu, tehditkar, dışlayıcı, ayrıştırıcı bir kimliğe büründürmeye çalışıyorlar…

***
Bugün sevseniz de sevmeseniz de seçimle gelmiş bir belediye başkanıyla görüntü veren gazetecilere operasyon yapmak isteyen yalakalarla, o Cumhurbaşkanı’mıza operasyon çekenler, aynı takımın oyuncularıdır…Hiç değişmiyorlar, sadece kıyafet değiştiriyorlar…

Biz 2002, 2010, 2015’te nerede duruyorsak aynı yerdeyiz. 1 cm sallanmadık… Yarın da büyük bir kararlılıkla orda duracağız…

Sarsılmaz bir kaleyi, gecekondu yapısı bir üfürüklük esere çevirmek ve çadır tiyatrosu gibi yerinden kaldırıp her yere taşımak isteyenler, en tehlikeli insanlar…

Bu oyununu iyi okumak ve çözmek gerek… Dost, acı gerçeği, tatlı söyler…

YORUMLAR (7)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
7 Yorum