Değer miydi devlet otoritesini tartışmaya?

Niye inat ediyorsunuz, neden kibre kapılıyorsunuz, niçin “Biz devletiz, biz ne desek o, olur” dayatması yapıyorsunuz…

Dostça uyardık anlamadınız, eleştirinin dozunu artırdık, görmezlikten geldiniz, pek çok uzmanın samimi görüşlerine kulak tıkadınız…

STK’ları yok saydınız, federasyonları, kulüpleri ve otoriterleri kale almadınız… Kimseyi adam yerine koymadınız… Daha önce onca emek ve gayretle yapılan çalışmaları sümenaltı ettiniz…

Verecek bir şeyleri olanlardan bir şey almayı züll addettiniz…

***

“Nasılsa sayısal çoğunluğumuz var, istediğimiz maddeleri koyar, yasayı çıkarırız” kompleksiyle sakatlığı çok fazla bir taslağı yasalaştırmaya çalışıyorsunuz…

Hiç gerek yok… Bu ülke hepimizin, maksat üzüm yemekse, gelin o üzümü hep beraber yiyelim… Bütün tarafların memnun olacağı bir metinde uzlaşmak mümkün…

Hem uluslararası kriterlere uygun, hem FİFA ve UEFA standartlarında bir düzenleme…

Hem de Türkiye’de barışı tesis edecek, reformları devam ettirecek bir kanun metninde buluşmak imkansız değil…

***

Hele de yıllarca Türk sporunu geri bırakan, gençliğimize sporun kapılarını kapatan, üniversiteyle araya mesafe koyan, kendi küçük dünyasına hapsolan bir statükoyu geri getirme gafletinde bulunmamak gerekir…

Ancak komisyondan deliksiz geçen ve TBMM Genel Kurulu’na getirilecek yasal çalışmanın sayısız sakıncası var…

Metin, kabul edilemez maddelerle dolu…

Gene AK PARTİ iktidarının ilk 10 yıldaki icraatlarını yok sayacak, reddedecek düzenlemeler manzumesi oldu adeta…

***

O gün Başbakan sıfatıyla her reformda imzası olan Sayın Cumhurbaşkanı’mıza da, büyük gayretleri olan Bakan’ımız Mehmet Ali Şahin’e de, Genel Müdür olarak bizim ve arkadaşlarımızın verdiği emeklere de, ilgili bakanlıklara, saygın hukukçularımıza, uluslararası bilgi ve deneyim sahibi uzman ve hocalarımıza da hakaret içeren bir uygulamadır…

“Sizin yaptığınız yanlıştır, doğrusunu biz biliriz” diyerek geçmişi yok saymak ve zan altında bırakmaktır…

Hala bugün dünyada geçerli sistemi yansıtan bu düzenlemeleri tersyüz eden sağlıksız, gerçekçilikten ve modernlikten uzak, statükocu bir anlayışı geri getirenlere saygı duymamız mümkün değil…

***

Kimse de bunu bizden beklemesin… Ya makul ve mantıklı bir gerçeğe döneceksiniz, ya da biz eleştirmeye devam edeceğiz…

Şüpheniz olmasın ki, bu çıkaracağınız yasa Türk sporuna dar gelecektir ve kısa bir süre sonra değiştirmek zorunda kalacaksınız.…

20 yıldır Kulüpler Birliği, ilk defa bir devlet-hükumet çalışmasını bu kadar ağır eleştirmiş ve bu kadar tepki vermiştir…

Sayın Cumhurbaşkanı’mıza da, devlet otoritesine de, bu zararı vermeye hiç bir kişi ve kurumun hakkı yoktur…

Lütfen ya Genel Kurul’da düzeltin veya geri çekip baştan sona yenileyin…

'ÇAKIR'LAR ÖLMEZ VATAN BÖLÜNMEZ

Kurtlar Vadisi dizisi kitleler, özellikle de genç kuşak üzerinde, o kadar etkili olmuştu ki, neredeyse her sahnesi taklit edilir hale gelmişti…

Orta-lise çağındaki gençlerden başlayarak büyük bir kitle, yaşam tarzını Kurtlar Vadisi’yle özdeşleştirmişti…

Özellikle Testere Necmi karakterinin öz annesine uyguladığı vahşet, kamuya açık yayıncılıkta kabul edilebilir bir sahne değildi…

Gençleri şiddete meylettiren ve çeteleşmelerine sebep olan kontrolsüz bir televizyonculuk örneği, çok vahim sonuçlara sebep olabilirdi…

***

Biz de Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü olarak sansüre karşı olduğumuz halde bu ve benzeri yayıncılığa müdahale etme zarureti hissettik…

RTÜK’e başvurarak bu vahşet sahnelerinin kaldırılmasını istedik… Medyada geniş yayınlar çıktı, yapımcı-oyuncu dostlarımızdan sitemler işitsek de senaryoya verilen çekidüzenle biraz toparlanmasını sağladık…

Şimdi bakıyoruz o dizi, özellikle de Süleyman Çakır karakteri, hala fenomen…

Ölümü 8 Nisan 2004 olarak kayıtlara geçmiş. Kurtlar Vadisi dizisinin efsane karakteri Süleyman Çakır, ölüm yıldönümünde unutulmuyor, anılmaya devam ediyor….

***

Oktay Kaynarca’nın hayat verdiği ve Hekimoğlu türküsüyle bütünleştiği ‘Süleyman Çakır’ karakteri 18 yıl önce bugün dizide senaryo gereği vefat etmişti.

Dizinin seyircileri, Süleyman Çakır’ın ölümünün ardından gıyabında cenaze namazı kıldırmış, mevlit okutmuş ve gazeteler aracılığıyla başsağlığı dileklerinde bulunmuştu.

Her yıl 8 Nisan’da yas tutan sevenleri Süleyman Çakır’ı paylaşımlarıyla anıyor. Bu yıl da gelenek bozulmadı Twitter’da Süleyman Çakır trend topic listesinde ilk sırada yerini aldı.

AH MALATYA VAH MALATYA

Eskiden bir Malatyaspor vardı, 80’lerde yükseldiği ligde fırtına gibi eser, büyük renk katardı…

Her gittiği ilde taraftar bulur, müsabakaları şölene çevirirdi… Çok başarılı dönemler yaşadı…

Hatta Türkiye’yi temsil ettiği Avrupa’da UEFA Kupası’nın tozunu attı…

Sonra olanlar oldu. En güçlü zamanı, meğer en zayıf anıymış. Çok ciddi borçlanmalar sonunu hazırladı.

Bir anda alabora oldu, ligden düştü. Ancak öyle böyle değil. 2., 3.Lig derken son durağı Amatör Küme oldu…

Sporu çok seven Malatyalılar, hemen pratik bir çözüm üretti… Yeni bir takım kurdular, Malatya Belediyespor’u devreye soktular…

Yükselişi de çok hızlı oldu. Bir anda Süper Lig rüyası gerçek oldu…

Kulübün adı Yeni Malatyaspor oldu… Aslında 3 yıl önce ligi 5. bitirip Avrupa’da ülkemizi de temsil etti… Sonra yine bir iniş süreci ve nihayet dönüşü olmayan yol…

2 sezon önce küme düşen Malatyaspor, Kayserispor ve Ankaragücü, pandemi affıyla lige devam etti. Geçen yıl Ankaragücü yeniden düşmüştü, bu yıl da Malatya…

Toplam 5 yıl süren Süper Lig macerası da bu sezon noktalandı…

32 maç, 5 galibiyet, 5 beraberlik, 22 mağlubiyet. 33 gol atmış, 53 gol yemiş, -30 averaj ve sadece 20 puan.

Bitime 6 hafta kala küme düşmesi kesinleşmiş. Kesin bir hezimet bu… Yetmedi, en az yenen, en çok yenilen, en kötü averaja sahip olan bir takım…

Neredeyse bütün enlere sahip olan takım oldu…

***

Göztepe’nin 27, Çaykur Rizespor ve Altay’ın ise 29’ar puanı bulunuyor. Küme düşme hattının bir basamak üzerinde yer alan Giresunspor’un ise 39 puanı var.

Çok büyük bir futbol mucizesi yaşanmazsa, Süper Lig’den küme düşen diğer takımlar; Göztepe, Çaykur Rizespor ve Altay olacak.

Malatya yetim, İzmir öksüz kalıyor. Rizespor ise asansör olmayı o kadar alışkanlık haline getirdi ki, herkes tarafından kanıksandı…

İnsan üzülüyor mu, üzülüyor… Ancak yapacak bir şey yok, ne yazık ki…

Ne diyelim düşenlerin dönüşü yakın ve muhteşem olsun…

YORUMLAR (2)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
2 Yorum