Milli Görüş’ün spor serüveni-2

Sizi gidi Batı Kulüpçü zihniyetliler sizi’... Prof  MüNecmettin Erbakan’ın çok fazla kullandığı bir deyimdi. TBMM Genel Kurulu’nda,  Batı’ya endeksli politikalar ürettiğini iddia ettiği partilere karşı, Hoca’nın çokça tekrarladığı  bir sözdü... 

Bu ifade bir gün spora uyarlanacak ve belli  kulüpler için söylenecek söz haline getirilebilinir miydi, getirildi. 

KANAL D’de çok ilgi gören Televole programı vardı ve bu programın vazgeçilmez bir parçası da “SİYASİLER” köşesiydi. Günlük konuşmalarından  en çok pasajlar alınan lider de Prof Dr Necmettin Erbakan’dı.  

***

Spiker bir soru soruyor, Erbakan’ın daha önce yaptığı konuşma, cevap olarak yayına sürülüyordu. 

Spiker: Hocam, hep yabancı hoca ve futbolcuları kadrosuna dolduran “ Üç Büyükler” hakkında ne söyleyeceksiniz? 

Hoca:”Sizi gidi Batı kulüpçü zihniyetliler sizi”...  Başka  konularda farklı sorular ve cevaplar... Buna zamanın liderleri Süleyman Demirel, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Erdal İnönü de dahildi. 

Çok izlenen, sevilen bir bölümdü. İnsanları, siyasi gerilimden ve spordaki kavgalardan alıyor, sportif bir çeşni katarak eğlendiriyordu... 

Erbakan Hoca’yı da bu kadar sevimli gösteren başka bir hamle olamazdı... 

***

Cemal Kamacı’nın jübile yaptıktan yıllar sonra bir gösteri maçıyla  1985’te toplum huzuruna çıkan Prof Dr Necmettin Erbakan’ın, diğer liderler gibi referandumla siyasi yasağı kalkınca meydanlar şenlenmişti. 

Prof Dr Necmettin Erbakan ve yönettiği hareketin, bütün Türkiye’yi kucaklama hamlelerinde izlediği açılım politikalarından biri. Milli Gençlik Vakfı’nın 1994’te Abdi İpekçi Spor Salonu’ndaki gecesiydi. 

Gece, günlük politik söylemler yerine gençlik ve gençliğin sorunları ve gençliğe mesaj ağırlıklı olacak, şölen havasında geçecekti... 

***

O günkü RP İstanbul İl Başkanı Mehmet Ali Şahin, bir gün aradı ve MGV’nin gecesi için şampiyon sporcuları da davet edebilir miyiz, yardımcı olabilir misin diye sordu. Biz de formatın  siyasi olmayacağı cevabını alınca da ülkemizin çok sayıda şampiyon sporcusunu davet ettik.  

Diğer isteği de kendi alanında başarılı isimlere bir ödül töreni bölümü yapmak oldu ve Televole programına da ödül verelim oldu. Ben de tamam dedim, sunucusu Gültekin Onay’dı, yapımcısı ve “ Siyasiler” bölümünün yazarı da Aybars Hünalp’tı, geceye davet ettik. 

MGV’nın gecesi için Abdi İpekçi Salonu içi dışı tam bir şölen havasındaydı. Gecenin sunucusu bugünkü Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu’ydu. Biz, sporcuların ve törenin anonsuyla ilgili hazırladığımız konuşma metnini  Göksu’ya verdik, aynen uyguladı... 

Çünkü azıcık siyasi bir hava ve yanlış bir anons şampiyonların sportif geleceğini bitirebilir veya zarar verebilirdi. 

***

Sıra KANAL D’nin ödülüne gelince, sorun çıkmış. Erbakan Hoca’nın Basın Danışmanı Nazır Özsöz, “Biz Televole’yi dava ettik”, bu ödülü veremeyiz” demez mi. Gel de kızma.  

Gecenin sorumlusu İl Başkanı M.Ali Şahin, İBB Başkanı R. Tayyip Erdoğan ve Nazır Özsöz birlikte tartışıyoruz. “Programı hiç seyretmeden, kulaktan dolma bilgilerle dava etmeyecektiniz, bu ödül verilmeli” diye ısrar ettik. 

Tayyip Bey de Hoca’ya soralım  dedi ve sordu. Hoca, o hoşgörü dolu,  önyargılarını hala yenemeyenlere de kapak gibi cevabını verdi, başını sallayarak ” Verelim” dedi.  

Biz de rahat bir nefes aldık. Nazır Bey’e de, “Siz de artık, hemen sabah  davanızı geri çekin” dedik... 

Neticede KANAL D ve ekibinin ödülü Aybars Hünalp’a verildi ve güzel başlayan gecenin tadı damaklarda kaldı... 

***

95 seçimleri yapıldı ve RP 1. parti oldu. İlk denemelerden sonra Refah-Yol Hükumeti kuruldu. Prof Dr Necmettin Erbakan Başbakan oldu.  

İrtica paranoyasıyla ülkeyi kutuplaştıran 28 Şubat vesayetinden, spor da nasibini alıyordu.  

Stadlarda,”Türkiye Laiktir, Laik Kalacak” tezahüratlarıyla hükumete operasyon çekilmeye çalışılıyordu.  

Hükümete karşı operasyon olduğunu anlayan spor seyircisinin bu tahrikleri aşması ve vesayet aktörlerinin hesaplaşmasına müsaade etmemesi, fazla zaman almadı. 

***

Senaryo, Başbakan Erbakan’ın geleceği Ankara 19 Mayıs Stadı’ndaki Beşiktaş-Trabzonspor Başbakanlık Kupası maçında da tekrarlanmak istedi. Her iki tarafın başkanı M.Ali Yılmaz ve Süleyman Seba, hem takımlar, hem de tribünler buna alet olmadı. 

Ellerine tutuşturulmaya çalışılan pankartı, iki başkan da veto ederek takımlarına taşıtmadı, taraftarlar da siyasi slogan atmayarak ve sadece takımlarını destekleyerek maçın spor ruhu içinde bitmesini sağladı. 

Başbakan Erbakan, maçı 4-3 kazanan Beşiktaş’a Başbakanlık Kupası’nı, her iki takımın futbolcularına da madalyalarını takarak stadyumdan ayrıldı... 

***

O dönem ülkemizde önemli organizasyon pek yapılmıyordu. Dünyada yankı uyandıran, her yıl, yeniliklerle sürekli büyüttüğümüz ve sayısal olarak da dünyaya malettiğimiz bir Avrasya Maratonu vardı. 

Biz de yarışın startını ve ödüllerini vermek üzere Başbakan Erbakan’ı Avrasya Maratonu’na davet için Atatürk Kültür Merkezi’ndeki programına katıldık. İstanbul’u simgeleyen 34 numaralı göğüs numarasını takdim ettiğimizde yanındaki bir bakanı “Hocam’a 1 numara yakışır, 34 olmaz” demez mi.  

Biz kuralı hatırlattık, ‘1 numara, bir önceki maratonu kazanan atlete verilir, bu da Kenyalı Ngunzu’dur” dememize rağmen bakan bey Hoca’ya karşı aşırı sevgiden olacak herhalde, ısrar etti: 

“Bu kural, Hocam için bozulur”  diretmesi yaptı ama Erbakan Hoca, yine bizim dediğimizi yaptı, iş yine tatlıya bağlandı. 

***

Avrasya Maratonu, 1997’de tam 100 bin kişiyle koşulacak bir yarış oldu ve R.Tayyip Erdoğan’a 99.999, Necmettin Erbakan’a da 100.000 numarayı verdik.  

Maratonların tören bölümünde protokol konuşması olabilir ama başlangıç noktasında asla  olmamalı. 

Sporcular yarış heyecanı içinde sadece madalyaya odaklanır ve  başka hiç bir şey duymak istemez. Bu sebeple yarış tam süresinde başlar. Daha önceki kötü örneklerinde nutuk atmaya çalışanlar hep yuhalanmıştı.  

Startın verileceği Altunizade Köprüsü’nde Hoca’nın da konuşma yapabileceğinden endişe edenler aldandı. Hoca, yarışın kurallarını aynen uyguladı ve ne söylemesi gerektiğini yazılı olarak bizden aldı. 

“Sevgiye, Dostluğa, Barışa Koşuyoruz, hayırlı olsun” dedi ve silahı ateşledi... Bu ifade zaten sporun daimi ve Avrasya Maratonu’nun sloganıydı...  

***

Erbakan Hoca, dünyada, kıtalararası tek yarışı olan Avrasya Maratonu’nda Asya’dan Avrupa’ya yüzbin kişinin insan seli gibi akarken Boğaziçi Köprüsü’nde oluşturduğu muhteşem görüntüyü, 5 kıtadan 100’den fazla ülkeden gelen yarışçının heyecanını bir süre izledikten, kalabalık Avrupa yakasına geçtikten sonra start yerinden ayrıldı. 

Bir önemli sınav da aksaksız tamamlandı. Prof Dr Necmettin Erbakan,  kurallara olan bağlılığı, uzmanlara olan saygısı ve sporun dinamiklerine sadakati ile bir kere daha gönülleri kazandı. 

***

Prof Dr Erbakan’la başbaşa  uzun sohbetlerimiz, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü ve Basın İlan Kurumu görevimdeyken rahmetlik oluncaya kadar, Balgat’taki konutunda ve  Altınoluk’taki yazlığında oldu. Spor ve gençlikle ilgili de çok şey olan o uzun ve doyumsuz sohbetlerini, mutlaka değerlendirmek gerekiyor... 

Başta  Abdürrahman Akyüz olmak üzere pek çok şampiyon ve milli koruması vardı Hoca’nın. Sporcular arasında, günlük hayatında kullandığı sportif terimlerle, spora sıcak olduğu bir gerçek.  

Giydiği kıyafetler, özellikle sarı-lacıvert kravatlarıyla aslında Hoca’nın F. Bahçe’ye sempati duyduğu biliniyor. Ancak “Evdekiler ve çocuklar Trabzonspor’un başarılı olmasını isteyince, biz de onlara uyuyoruz” dediğini de yakın çalışma arkadaşları söylüyor. 

Biz, kendi bildiklerimizin dışında, Merhum Erbakan Hoca’yla, 60’lardan beri çalışma arkadaşlığı yapan pek çok siyasi, özel kalem ve fotoğrafçısı ile de konuştuk.  

Hatta ilk yazıdan sonra katkıda bulunan okuyucu arkadaşımız da katkı sundu. Erbakan’ın spor hayatını zenginleştirecek çok sayıda anekdot var. Hikaye uzar gider, başka vesilelerle, bunları da sizlerle paylaşmaya çalışacağız... 

Hülasa, Milli Görüş hareketi, uzun süre sporla çok içli dışlı görünmese de, Prof Dr Necmettin Erbakan, spora yabancı değildi. Özellikle son 25 yılda, spordaki bereketin kaynağında belediyecilikte ve sonradan merkezi hükumetteki hareketin büyük rolü var...

YORUMLAR (2)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.