Sessiz olimpiyatın sessiz kahramanları

Brezilya’nın Caiax do Sul şehrinde yapılan İşitme Engelliler Yaz Oyunları’nda sporcularımız Türkiye’ye yine bol madalyayla dönüyorlar…

Türkiye’nin en başarılı olimpik sporcuları, kuşkusuz işitme engelliler.

Türkiye’nin olimpiyatlarda arzu ettiği hedefini, işitme engelli sporcularımız başardı ve örnek oldu...

8 altın, 19 gümüş 17 de bronz madalya elde eden millilerimiz, toplam 44 madalyaya ulaşmayı başardı…

***

31 spor branşında, 73 ülkeden 1.638 erkek,763 kadın olmak üzere toplam 2.401 sporcunun katıldığı oyunlara, Türkiye ise 85 erkek, 50 kadın sporcuyla iştirak etti.

Türkiye yine madalya deposu branşlarda ipi göğüsledi.

Deaflympics’e katılan 73 ülkeden 50’si madalya kazandı. Türkiye 8 altın, 19 gümüş, 17 bronz madalya ile takım halinde 7’nci oldu.

Güreş 12, Karate 11, Tekvando 11 madalya kazandırdı. Diğer madalyaların geldiği branşlar ise, Judo 4, Voleybol 2, Hentbol 1, Futbol 1 ve Atletizm 2’den geldi.

8 altın madalyanın 4’ü güreş, 2’si de voleybol erkek ve kadın takımlarından geldi…

***

Sporcularımız 2017’de Samsun’da organize ettiğimiz oyunlarda 17 altın, 7 gümüş, 22 de bronz olmak üzere toplam 46 madalya kazanmıştı.

Türkiye Samsun’daki Oyunları 199 madalyayla 1. olan Rusya, Ukrayna ve Güney Kore’nin ardından 4. sırada tamamlamıştı… Brezilya’da ise madalya sıralamasında 7. basamakta yeraldı…

Samsun’daki 17 altın, Brezilya’da 8’e düştü belki ama toplam madalyada belli bir denge yakalanmış durumda…

Engel tanımazlarımızla gurur duyuyor, artık örnek alınmasını bir kez daha tavsiye ediyoruz...

***

Deaflympics her dört yılda bir düzenlenir ve Olimpiyatlardan sonra en uzun süredir yapılan çok sporlu etkinliktir. Aynı zamanda engelliler için organize edilen ilk oyunlardır.

Oyunlar, II. Dünya Savaşı için bir kez iptal olması dışında her dört yılda bir düzenlendi ve ek bir aktivite olan Deaflympic Kış Oyunları, 1949’da eklendi…

Bu kadar özverili ve başarılı sporcularımızı ne yazık ki medyamızda neredeyse hiç göremedik…

Ne Gençlik ve Spor Bakanlığı, ne de Federasyon, süreci kamuoyuna maledecek hiç bir çaba harcamadı, herhangi bir vizyon ortaya koyamadı…

TRT Yıldız’daki sınırlı yayınlar ve bizim özel takibimiz olmasa, organizasyondan ve sonuçlarından hiç haberimiz olmayacaktı…

Tabii bir de sporla ilgili yeni araştırmalar yapan peşpeşe eserler verip tarihe not düşen, geleceğe ışık tutan eski şampiyon güreşçilerimizden Ahmet Ak’ın büyük çabalarını ve özverili çalışmalarını da takdirle anmak

DEAFLYMPİCS NEDİR, KURALLARI NEDİR?

Deaflympics, ya da İşitme Engellilet Oyunları adı daha önce “Sağırlar İçin Dünya Oyunları”, ya da “Uluslararası Sağır Oyunları” olarak adlandırılıyordu.

Organşzasyon, Olimpiyat ve Paralimpik Oyunları’ndan 2 yıl sonra ve yine 4 yılda bir yapılıyor…

Diğer büyük organizasyonlar, Olimpiyatlar, Paralimpik Oyunları, ve Özel Olimpiyatlar’ın aksine, Deaflympics’te seslerle rehberlik yapılmaz.

Hakem silahları, borazan komutları veya hakem düdükleri gibi.

***

Oyunlar 1924’teki ilk oyundan beri CISS, “Sağırlar için Uluslararası Spor Komitesi” tarafından organize edilir.

Oyunlara katılabilmek için, kulaklarında en azından 55 dBlik bir işitme kaybına sahip olmaları gerekmektedir.

Kulaklık, sesin duyulmasını engelleyici cihazların kullanılması tüm atletlerin aynı seviye olması için yasaktır.

***

Deaflympics’te yarışan atletlere seslerle yönlendirme yapılamayacağı için, bazı sporlarda oyuna başlamak için alternatif yönler kullanılır.

Mesela futbol hakemleri düdük çalmak yerine bayrak dalgalandırır; pistlerde, yarışlar başlangıç tabancası yerine ışık kullanılarak başlatılır.

Ayrıca seyirciler alkışlamak ya da tezahürat yapmak yerine; dalgalanırlar.

BURSASPOR NEREYE GİDİYOR?

2009-2010 sezonu Süper Lig’in şampiyonuydu Bursaspor, 5. Büyük olmuştu… Merhum İbrahim Yazıcı’nın başkanlığında, Ertuğrul Sağlam’ın hocalığında ipi göğüslemişti…

Türkiye 1976’da şampiyonluğu Anadolu’ya taşıyan Trabzonspor’dan tam 34 yıl sonra bunu başaran ikinci takım olmuştu…

Futbolumuzu renklendirecek, rekabeti artıracak, diğer takımlarımızı cesaretlendirecek ikinci büyük devrimdi…

Bütün Türkiye yeni ve sevimli bir heyecana kavuşmuş, Bursaspor’u alkışlamıştı…

O kulübün çok kısa sürede önce Süper Lig’den, ardından da 1. Lig’den düşeceği hayal bile edilebilir miydi?

***

Üstelik Bursaspor, 2014-15 sezonunda da Şenol Güneş yönetiminde ligin tozunu atmış, en iyi futbol oynayan, en çok gol atan, gol kralı çıkaran, Milli Takım’a da 6 oyuncu veren bir takım olmuştu…

Pek çok yabancı oyuncusu da kendi ülkelerinde yeniden milli takımlara çağrılmıştı…

Göz kamaştıran yıldızları büyük kulüpler tarafından kapışılan yerli ve yabancı oyunculardan on milyon dolarlarca döviz kazanmış, kasasının doldurmuştu…

O paralar kısa zamanda çarçur edilip yanlış transferlerle kulüp adım adım iflasın eşiğine getirilmişti…

***

Neticede önce Süper Lig’den, bu sezon da 1.Lig’den düştü… Gelecek yıl 2.Lig’de ne yapar kestirmek zor…

Eğer bu büyük taraftarına ve çok yetenekli gençlerin bulunduğu özkaynağına rağmen toparlayamazsa çok yazık… Bunun için seferberlik şart…

Aksi halde Kocaeli, Diyarbakır, Van, Malatya, Mersin, Eskişehir ve daha pek çok takımımızın yaşadığı akıbete mahkûm olacak…

Üstelik de borç içinde yüzen ve çok kötü yönetilen diğer gözde takımlarımız da onları takip edecek…

***

Hiç bir ülkede olmayan büyük devlet desteği, bedava stadyumlar, iyice azaltılmış, kuşa çevrilmiş vergiler...

Ciddi yayın gelirleri. İddaa’dan büyük kaynaklar, stat isim hakları, hasılatlar, sponsorlar, ürün satışları, kombine gelirleri, satabilecekleri oyunculardan alacakları bonservis bedelleri...

Bu kadar gelirlere rağmen kulüpler iflas etmeye, düştükçe düşmeye ve kapısına kilit vuracak duruma gelmeye devam ediyor...

KÜME DÜŞEN TÜRK SPORUNU YÖNETENLERDİR

Üçüncü sınıf futbolculara ödenen birinci sınıf ücretler, fahiş bonservis bedelleri...

Bütün bunlar bile bu kadar büyük borçlanmanın, yanlış takım kurmanın ve bir zamanların dev kulüplerini düşürmenin gerekçesi asla olamaz...

Hep birbirine bakarak borç tırmandırma yarışına giren yöneticilerimiz, sadece kulüplerini değil, Türk futbolunu ve kendilerini de felakete sürüklüyorlar...

Hele içlerinde şaibeli transferlere imza atanlar, sahte belgelerle kulüplerini batıranlar çok tehlikeli bir oyun oynuyor…

Kulüpler de, yöneticiler de, simsar hocalar da bir gün enkaz altında kalacak da olan takımlarımıza oluyor...

İşte Bursaspor’un durumu da bu…

Tabii ki başta futbolumuzu yönetenlerle, sporumuzun başında olanlar ve göz göre göre yanlışlara göz yumanlar ve kulüpleri iflasa sürükleyip tarihe gömenler. Veballeri o kadar büyük ki...

***

O güzelim şehirler, bu gün Süper Lig’de temsilci bulundurmaktan mahrum…

5. Şampiyon Bursaspor, öyle bir düştü ki, bir daha toparlanamıyor.

Türkiye’nin en önemli futbol şehirlerinden Bursa gibi komşusu Kocaelispor ve Eskişehirspor da aynı akıbeti yaşıyor.

Yazık, hem de çok yazık.

Ey sporu yönetenler, Bakanlık, TFF, Kulüpler Birliği, ne olur bu gaflet uykusundan artık uyanın ve bu gidişata bir dur deyin…

Düşen Bursaspor değil, sizlersiniz…

YORUMLAR (1)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
1 Yorum