Tokyo 2020 Olimpiyatları zamanında yapılacak

Pandemi sebebiyle 2021’e ertelenen Tokyo-2020 Olimpiyatları, 23 Temmuz-8 Ağustos tarihlerinde yapılacak.

Görüştüğümüz IOC Başkan Vekili Prof Dr Uğur Erdener, “Artık, yeni bir erteleme olmayacak, alınacak tedbirlerle organizasyon, belirlenen tarihlerde gerçekleştirilecek” dedi.

Dünya Dopingle Mücadele Ajansı WADA’da da Yönetim Kurulu üyeliği devam eden Prof Erdener, Türkiye’nin yetiştirdiği en önemli konuma gelmiş bir sporadamı. Görüşlerini zaman zaman sizlerle paylaşacağız.

Ancak bugün konumuz Olimpiyatlar ve Türkiye olarak hazırlık sürecimiz.

***

Türkiye’de hala tereddüt taşıyanlar için önemli bir haber bu... Olimpiyatlar’ın belirlenen yeni zamanında yapılacağı ve artık ertelenmeyeceği kesinleştikten sonra görev yapacak isimler, artık kolları sıvamalı ve işe soyunmalı...

Çünkü artık çok kısa bir dönem kaldı.7.5 ay,  227 gün sayarak  her ayı, hafta hafta, gün gün saat saat planlamalı ve sporcu, hoca, yönetici,beslenme hocaları,  psikolog, fizyoterapist, ortopedist, doktor, masör, her türlü teknolojik cihaz, araç gereç malzeme, ergojenik yardım ve beslenme materyalleri dahil gereken her şey eksiksiz hazırlanmalı.

 Ne kadar gerekiyorsa bütçe eksiksiz tahsis edilmeli, bütün dünya ve Avrupa şampiyonaları, akreditasyon turnuvaları, hazırlık kampları, gerektiği şekilde iştirak edilmeli ve sporcular tam hazır hale getirilmeli...

***

Ödenek eksikliği sebebiyle hiç bir kamp ve turnuva asla iptal edilmemeli, mutlaka üniversite hocalarımızdan, özellikle pandemi sürecinin olumsuz etkisini ortadan kaldıracak “yaşam koçu” hizmeti fazlaca alınmalı, sporcuların kafa yapısı sadece yarışa odaklanır hale getirilmeli...

 Yönetim- federasyon- kulüpler-teknik ekip- sporcu ve yardımcı elemanlar-sağlık hizmetleri tam bir koordinasyon halinde olmalı...

Şu anda yürüyen hazırlıklarımız, federasyonların takvimleri, kaç sporcumuz akredite oldu, takım sporlarının Olimpiyat elemeleri ve baraj maçları, ferdi branşlarda nerdeyiz?

2’si yaz, biri kış iki Olimpiyat’ta Genel Müdür olarak kafile başkanlığı yapmış birisi olarak bizim bile hiç bir şeyden haberimiz yok, ilgi duymamıza rağmen bilgi alamıyoruz. Kamuoyunun bilgilendirildiğini de zannetmiyoruz.

***

Olimpiyat Oyunları’nda görev yapan gazetecilerden bir kaçı hariç, neredeyse tamamının gazete köşelerini ve TV yorumculuğunu kaybettiğini görüyor ve bu konuda da ne yazık ki ciddi bir noksanlık hissediyoruz...

Sadece yazar ve yorumcular değil, olimpik muhabirler, branş yazarlığının bile bittiği bir döneme doğru savruluyoruz...

Varsa yoksa futbol yazarlığı, gece gündüz bütün medya kuruluşlarını ve gazetecilerini esir aldığı, bilimsel anlayışın popülizme kaydığı bir ortam var...

Sadece güreşin 15-20 yazarının olduğu dönemlerden, neredeyse madalya getiren  bütün branşlarımızın öksüz kaldığı günlere geldik.

***

İşte onlar olmayınca gazete sütunlarında ve tv ekranlarında hazırlık sürecini değerlendirecek, takip edecek, yönetici hoca ve sporcular ile aksaklıkları sorgulayacak, gayrete getirecek kimse kalmadı.

Olanlar da ne gazete sütunu bulabiliyor, ne de bunları konuşabileceği bir ekran. İyi ki sosyal medya var da, enazından yazabilecek bir sitesi, portalı, veya hesabı olabiliyor...

Ancak özellikle tecrübeli büyüklerimizin çoğunun sosyal medyaya adaptasyondaki sıkıntıları da, en büyük sorunları...

***

 Yani, artık 4. kuvvet medya ayağı eksik olunca ve spor geçmişi ve turnuva tecrübesi olmayan deneyimsiz kadroların zamanı kullanma ve etkin çözümler üretme konusundaki yetersizlikler en büyük handikap.

 Birikimli insanların çoğunun zamanla tasfiye edildiği, sporun  yapısı içinde tecrübeli ve verimli kadrolardan bir kısmının kızak görevde olması, çok büyük kayıp. Bu açıdan da işler zorlaşıyor...

Biz, Olimpiyatlar’a kadar zaman zaman, IOC ve Tokyo Organizasyon Komitesi ile bakanlık, federasyonlar ve diğer mercilerden gelen bilgileri sizlere yorumlayıp sporcularımıza katkı sunmaya aksaklık olursa dile getirmeye ve denetim görevimizi yerine getirmeye çalışacağız.

Şimdilik ilk kıvılcımı çakarak hareketlenmeye vesile olursak ne mutlu bize.

***

Olimpiyatlar’da madalya aldığımız 6 branşa, Tokyo’da madalya depomuz iki branş daha ilave oluyor. Karate ve Wushu. Bu büyük avantaj. 2004 Atina Olimpiyatları’nda 10 madalya sınırını aştıktan sonra sürekli bir artış beklerken, geriledik ve adeta 8 madalyaya abone olduk.

Artık kafile olarak katılımın bırakın 100’leri, 200’leri, büyük ülkelerin havuzuna talip olacak  300’leri, 400’leri  yakalamalı ve madalya sayımızı da kademeli olarak 20’lere, 30’lara, 40’lara ulaştırmalıyız.

Dünyada ilk 10’a, ilk 5’e girmenin yolunu bulmalıyız. Devasa bir gençlik ordumuz, muhteşem tesislerimiz ve sporun büyük gelir kaynakları mevcüt...

***

Hiçbir komplekse kapılmadan bilimin ışığında yerli yabancı katkı sunabilecek herkesten, mutlaka üniversitelerden, federasyon ve kulüplerden, katkı sunabilecek insangücünden yararlanmalı, ve ortak akılla çağın şartlarında Türkiye’yi yarınlara hazırlamalıyız.

Çünkü bu ülke ve bu gençlik hepimizin. Yaşanacak her başarı ışığımız, şampiyonluklar, madalyalar gururumuz olsun...

Artık belki ABD, Çin ve Rusya henüz değil ama İngiltere, Almanya, Avustralya, İtalya,Fransa, Japonya’nın kulübüne girecek büyük tırmanışımızı gerçekleştirmeliyiz.

Çünkü Olimpiyatlar zamanında yapılacak ve erlelenmeyecek. Artık kaybedecek vaktimiz yok.

YORUMLAR (5)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
5 Yorum