Türkiye: Hoca Harcama Cumhuriyeti

Tam bir teknik direktör katliamı yapılıyor Türkiye’de... Adeta “Hoca Harcama Cumhuriyeti”yiz...  

Başarısızlığın sebebi de hoca, yanlış transferin bedeli de ona kesliyor. Ağzı var dili yok hocalarımızın.

Dövüyorsun ses çıkarmıyor, itibarsızlaştırıyorsun, sahipleneni olmuyor, rencide ediyorsun arka çıkanı yok...  

İşin hazin tarafı, tokat atsanız öbür yüzünü dönüyor, daha küskünlüğünü yaşayamadan tekrar çağırıyorsunuz tıpış  tıpış geliyor.  

Hiç bir şey olmamış gibi davranıyor... Uzlaşmacılık 10 numara, itibar yerlerde...  

Sonra yine kovulma, tekrar geri dönüş...  

Bayılıyoruz hocalarımızın bu haline, yöneticilerimizin tükürdüğünü yalayışlarına, her birinin birbirini horlayışıyla alkışlayışının kardeş oluşuna... 

*** 

Bugün sezon başından beri bazı kulüplerimizin nasıl da hocaları bozuk para gibi harcadığını görebiliyorsunuz. 1 yetmedi 2, olmadı 3.  

Yani ilkyarıda 3 hocayla çalışan bir kulübün ikinciyarıyı 6 hocayla tamamlamayacağını, kim garanti edebilir?. 

21 kulübümüzden 5’i yabancı, 16’sı yerli hocayla sezona başlamıştı.  

Denge yerliler lehine değişti. 19 takımın başında yerli hoca var. Yabancı sayısı sadece 2. Bunlar Rize’ye geçen Sumudica ve Kayseri’ye gelen Dan Petrescu. 2’si de Romen.  

Kalanı hep yerli. Vardır bunda da bir hayır diyebilirsiniz ama sebebi büyük ihtimal kulüplerin maddi sıkıntıları... 

Sürekli hoca harcayarak başarısızlığın örtbas edilemediğini de bu tablo gösteriyor. 

*** 

Özellikle de yabancılar için tam bir felaket tablosu sergiliyoruz. 

‘Hadi yerliler bizimdir, ses çıkarmaz’ diye ezdikçe eziyoruz. Nasılsa alternatif çok, diplomalı veya diplomasız, onuruyla oynanmış, rencide edilmiş umurlarında değil.  

Yedek bekleyen hocalar da ‘etik mi, değil mi’ sorgulamadan balıklama dalıyor. Ne yapsınlar ekmek parası.  

Kulüpler de bunu bildiği için istismar ettikçe ediyorlar. 

Elde var profesyonel 150’ye yakın kulüp... Oysa teknik direktör-antrenör sayısı 20 bin cıvarında... 

Başarısız olacağı belli ama fark etmez; onu da yollarız yeni bir hoca getiririz.  

Alırken bir para, gönderirken başka bir para. 

Kulüpler borçlandıkça borçlanır.  

Nasılsa hesap kitap soran yok. Denetleyen yok. Yapanın yanına kar kalıyor. 

Özellikle yabancıları yollarken çok daha büyük zayiat veriyoruz.  

Kaybettiğimiz dövizlere mi yanalım, kazandığımız düşmana mı?  

Ne yöneticilerimiz var; kazandıkları düşman, kaybettikleri döviz oluyor... 

*** 

Balık baştan kokuyor. Son 20 yıla bakarsanız Futbol Federasyonu’nun sabıkası en az kulüpler kadardır.   

Hiç bir  bir Milli Takım hocası normal süresini tamamlayabildi mi ki, kulüplere bir şey diyebilsin. 

Mesela bugünkü Milli Takım hocasından başlayalım. 

Türk tarihinin en büyük başarısının mimarı Şenol Güneş, 2002 Dünya üçüncülüğünden sonra bir de Konfederasyon Kupası üçüncülüğü yaşatmıştı. 

Üstelik FIFA da 2002’de Güneş’i dünyanın en başarılı teknik direktörü seçmişti. 

2003’te Güneş’i göz göre göre gönderdiler. Yerine getirilen Ersun Yenal da, başarısız değilken işine son verildi. 

*** 

1996’da Türkiye’yi Avrupa Şampiyonası finallerine taşıyan Fatih Terim, 2008’de de Milli Takım’a yarıfinal oynatmıştı.  

Sonra 2010 Dünya Kupası’na gidilemeyince ayrıldı, yerine Hiddink geldi.  

O gidince Abdullah Avcı geldi, başarısız değilken, zaman tanınmadan  gönderildi... 

Tekrar Fatih Terim, 8 yıllık uzun bir sözleşme ama 2016 Avrupa Şampiyonası finallerindeki tartışmalar, sonrasındaki tatsızlıklar sonucu, o da gönderildi. 

Lucescu geldi ve gitti. Yine Şenol Güneş var.  

İnşallah TFF bu sefer ders almıştır, aynı hatalar devam etmez.  

*** 

Ya kulüplerimiz?... Ne büyük hocalar, ne büyük hedeflerle getirildi bu ülkeye, ne çok hocayla kanlı birer düşman olduk, kılıç çektik, ok attık, dünyanın rekor tazminatlarını ödedik..... 

Getirildiği gibi gönderildiler.  

Del Bosque adında dünyaca ünlü bir hoca, Beşiktaş’ın başına getirildi. Sonuçlarını almadan gönderildi. Gelirken de, giderken de Türkiye’nin paraları çarçur edildi. 

Fenerbahçe de Joachim Löw’ü başarısız buldu ve yolladı. 

Del Bosque İspanya Milli Takımı’nı 2010’da, Löw de Almanya’yı 2014’te Dünya şampiyonu yaptı.  

Türkiye ise bu garip anlayış  sayesinde dünyanın en güçlü hocalarıyla yıllardır davalık.  

Bizim birer gönül elçimiz olması gereken hocalar, düşmanca davranışlarımız yüzünden bugün aleyhimizde... 

*** 

Tarihi boyunca sayısız yabancı denemesinden hiç bir verim alamayan Trabzonspor, bu sezona yeni bir buluşla İngiliz Eddie Newton’la başladı ama çok kısa sürede  yaya kaldı.  

Yine yerliye dönüş yaptı, bir  süre İhsan Derelioğlu ile devam etti.  

Nihayet Abdullah Avcı’yla anlaşarak toparlanma sürecine girdi.   

Diğer kulüplerimizden de değişiklik yapanlar oldu.  

Bazılarında ise eller tetikte, kurbanlık hocalar bayramını bekliyor. 

*** 

Galatasaray’a şampiyonluk ve  3 kupa birden kazandıran öz evladı Hamza Hamzaoğlu’nu göndermişlerdi. 

Nerde kaldı İtalyan devleri. Mancini ve Prandelli  gibi dünya markaları geldi... Keşke başarılı olsalardı da tatlı tatlı ayrılsaydık. Ama olmadı, takım yerlerde süründü. Ancak ayrılışlar hep tatsız oldu. 

Tabii sadece bu ülkede ölçü başarı, ya da başarısızlık olmuyor. Çok defa şampiyonluk yaşatan hocaların biletleri de kesiliyor. 

‘Netekim şartlar oluşmuştur, ihtilal kaçınılmazdır.’ diyen Evren Paşa gibi ortamları hazırlayıp hoca bileti kesmek de vaka-i adiyeden oldu. 

*** 

Sezona 1977-79 Rahmetli Bülent Ecevit hükümeti... Gençlik ve Spor Bakanı da Yüksel Çakmur...  

Özerk olmadığı için de federasyon başkanı seçimle değil atamayla geliyor. 

Tam 9 kere başkan değişiyor. Ortalama çalışma süreleri 4 ay... 

Bakan Çakmur, TBMM’de muhalefet partilerince eleştiri bombardımanına tutuluyor. 

‘Göreve getiriyorum, başarılı olamayınca da değiştiriyorum. Ne yapayım yani. Kavun mu ki koklayayım’ diye savunma yapınca muhalefet sıralarından sesler yükseliyor: 

‘Anlaşılan başbakan da seni koklamamış...’Olay bu. 70’li yıllardan bu güne hiç bir şey değişmemiş. İstikrarsızlık aynı hızla devam ediyor. Teknik direktör kıyımı devam ediyor. “Türkiye: Hoca harcama cumhuriyeti” mübarek... 

KULÜPLERİMİZİ KİMLER ÇALIŞTIRIYOR?  

Alanyaspor: Çağdaş Atan 

Antalyaspor: Tamer Tuna, Ersun Yenal 

Medipol Başakşehir: Okan Buruk 

BB Erzurumspor: Mehmet Özdilek, Hüseyin Cimşir, Mesut Bakkal 

Beşiktaş: Sergen Yalçın 

Çaykur Rizespor: Stjepan Tomas, Marius Smudica  

Denizlispor: Robert Prosinecki,Yalçın Koşukavak 

Fatih Karagümrük: Şenol Can 

Fenerbahçe: Erol Bulut 

Galatasaray: Fatih Terim 

Gaziantep FK: Marius Sumudica, - 

Gençlerbirliği: Mert Nobre, Mustafa Kaplan 

Göztepe: İlhan Palut, Ünal Karaman 

Hatayspor: Ömer Erdoğan 

Kasımpaşa: Mehmet Altıparmak, irfan Buz, Fuat Çapa 

Kayserispor: Bayram Bektaş, Samet Aybaba, Dan Petrescu 

Konyaspor: Bülent Korkmaz, İsmail Kartal 

MKE Ankaragücü: Fuat Çapa, Mustafa Dalci 

Sivasspor: Rıza Çalımbay 

Trabzonspor: Eddie Newton, İhsan Derelioğlu, Abdullah Avcı 

Yeni Malatyaspor: Hamza Hamzaoğlu 

 

YORUMLAR (4)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
4 Yorum