Amerikan tipi başkanlığa evet...
Başkanlık sisteminin ilk ortaya atıldığı günden bu yana yanlış bir zeminde ve yanlış argümanlarla tartışıyoruz. Bunun en önemli göstergesi de, başkanlık sistemi sanki demokrasi dışı bir kavrammış gibi sunularak ve de ‘diktatörlük-pad
Ancak şu ana kadar Cumhurbaşkanı Erdoğan nasıl bir başkanlık sistemi istediğini net olarak ortaya koymadığı, muhalefet de işi ‘diktatörlük’, ‘padişahlık’ eksenine kilitlediği için maalesef verimli bir tartışma yapılamamıştır.
Malum Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan 2011’den bu yana ısrarla başkanlık sisteminin tartışılmasını istiyor, bizzat kendisi de her fırsatta başkanlığın Türkiye için önemli bir sistem olduğunun altını çiziyor.
Doğrusu Türkiye’deki mevcut sistem karmaşası dikkate alındığında Erdoğan haklı bir tartışmanın tarafıdır. Zira darbe anayasalarının kötü bir mirası olan hali hazırdaki cumhurbaşkanlığı modeli, kelimenin tam anlamıyla parlamenter sistemi zehirleyen bir yapıya sahip. Dünyanın hiçbir parlamenter demokrasisinde böylesine büyük yetkilere sahip bir cumhurbaşkanlığı modeli yok.
İşte tam da bu yüzden Türkiye bir sistem tartışmasını yapmak zorundadır. İster mevcut yapıyı darbe dönemi virüslerden temizleyerek parlamenter sistemi güçlendirelim, isterse de şu anda en makul model olma özelliği taşıyan Amerikan tipi başkanlığa gidecek bir sistemin önünü açalım. Türkiye tarihsel olarak Tanzimat’a kadar uzanan bir parlamenter tecrübeye sahip olmasına rağmen, uygulamadaki haliyle mevcut parlamenterimsi sistemi yürütmek ne yazık ki pek mümkün gözükmüyor.
Nitekim Cumhurbaşkanı Erdoğan Katar dönüşü gazetecilere yaptığı değerlendirmede, “Çift başlılığı mutlaka ortadan kaldırmak lazım. Aksi taktirde birbirinizi ne kadar sevseniz de, geçmişte çalışsanız da zaman zaman sıkıntı olabilir” diyerek probleme dikkat çekmiş oldu.
Bu arada cumhurbaşkanının son değerlendirmeler
Elbette partili cumhurbaşkanlığı modeli de demokrasi içinde tartışılabilir. Ancak bunun Türkiye’nin yaşamakta olduğu sistem sorununu çözeceği kanaatinde değilim. Bu daha çok palyatif bir tedbir olabilir.
Oysa Türkiye’nin uzun yıllardır yaşadığı yönetimsel krizler, gerçek anlamda hukuksal zemini sağlam oluşturulmuş, bütüncül bir sistemi inşa edememekten kaynaklanmaktadı
Sonuç olarak dünyadaki demokratik sistemlerin adresleri herkesin malumu. Amerika’yı yeniden keşfedemeyeceğim