İttifaklar Meclis’in önemini artırabilir
Türkiye yıllardır yüzde 10’luk seçim barajını tartışıyor. Biliyoruz ki yüksek baraj uygulaması hem seçmen iradesinin parlamentoya yansımasında büyük bir adaletsizlik yaratıyor hem de demokrasinin kalitesini düşürüyor. Bugüne kadar bütün siyasi partiler bu durumdan şikayetçi olmasına rağmen, çözüm noktasında ne hikmetse bir türlü adım atılamadı.
***
Temsilde adaletsizlik oluşturan baraj sistemi hala kaldırılamamış olmakla birlikte, yeni Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi vesilesiyle biraz da iktidarın küçük ortağı MHP’yi salimen limana ulaştırmak için çıkarılan ‘ittifak yasası’ dolaylı da olsa barajı sıfırlamış bulunuyor.
Çünkü yeni sistemde yüzde 50+1’i yakalayabilmek için ittifak yapmak, bir başka deyişle koalisyonlar oluşturmak artık bir zarurettir. Demek ki bazen zaruretler, uzun yıllar çözülemeyen problemler için çok önemli bir çare haline gelebiliyormuş. Şimdi gelinen noktadan baktığımızda, iyi ki MHP var, iyi ki iktidarın MHP’ye ihtiyacı var demek gerekiyor. Çünkü bu vesileyle temsilde adalet için yeni bir imkan kapısı açılmış oldu.
16 Nisan referandumuyla kabul edilen yeni sistemle ilgili en temel eleştiriyi hatırlayalım; Herkes Meclis’in önemini tümüyle yitirdiği, kuvvetler ayrılığı ilkesinin de artık bir hayal olduğu kanaatindeydi. Aynı endişeler devam etmekle birlikte, yeni ittifak yasası, parlamentonun en azından dengeleyici fonksiyonu açısından bir umut ışığı yakmış oldu.
Zira iktidar bloğunun oluşturduğu ittifaktan sonra, şimdi muhalefet de seçimlere ittifakla girme konusunda en azından prensipte anlaşmış bulunuyor. Böylece barajı aşma sıkıntısı bulunan partiler de aldıkları oy nispetinde parlamentoda temsil edilebilecekler. Eğer ittifak işini gerçekleştirebilirlerse CHP-Saadet-İYİ Parti-DP ortaklığı 24 Haziran seçimlerine bir zenginlik katacaktır. Ayrıca sosyolojik anlamda ülkenin bütün renklerinin temsil edildiği bir parlamento hem kutuplaşma ve gerilimi azaltacak hem de Türkiye’nin demokratik görünürlüğüne pozitif katkı sağlayacaktır.
Evet yeni sistemde yürütmenin bütün gücü cumhurbaşkanlığında toplanıyor, dolayısıyla parlamentonun bir önemi yok. Ancak hemen hatırlatmak gerekiyor ki, parlamento aritmetiğinin muhalefetin de etkin olabileceği bir ‘denge’ fotoğrafını ortaya çıkarması durumunda her şey farklı bir istikamette ilerleyebilir. Ve doğal olarak, yeni sistemle ortadan kalktığı düşünülen parlamento denetimi bir anda çok önemli bir hale gelebilir. Görüldüğü gibi demokrasilerde çareler tükenmiyor, yeter ki millet iradesinin önünde gereksiz engeller oluşmasın...
***
Sandığın nasıl bir sonuç ortaya çıkaracağını elbette şimdiden kestirmek mümkün değil. Ama Türk siyasi tarihinde yaşanan tecrübeler göstermiştir ki, bazen bütün tahminleri altüst eden sonuçların çıkması da muhtemeldir. Kuşkusuz bu durum, siyasi partilerin halen toplumda var olan karşılığını gözardı etmeyi gerektirmiyor. Ancak unutmayalım ki, kutuplaşmanın derinleştiği, siyasetin keskin bir çizgide ilerlediği dönemlerde Türkiye’deki sosyolojik gerçekliğin nasıl bir siyasal davranış biçimi ortaya çıkaracağını kestirmek her zaman mümkün değildir. Sandık öyle bir irade ortaya koyar ki, hepimiz şapkalarımızı önümüze koyup yeni bir hesap yapmak zorunda kalabiliriz.
Son belirleyici seçmen iradesi olduğuna göre, ortaya çıkacak sonuç hepimiz için elbette bağlayıcı bir nitelik taşıyacaktır. Ama her halükarda ittifaklarla gidilen bu seçim, Türk demokrasisi açısından hayati bir önem taşımaktadır. Bir kere baraj sıfırlandığı için parlamentoda bir temsil zenginliği olacak ve bu da demokrasinin kalitesini arttıracaktır.