Liyakatsizliğe YÖK’ten teşvik primi

Bilindiği gibi YÖK, 2022 YKS sınavından itibaren lisans ve ön lisans tercihinde 150 ve 180 olan baraj puanlarının kaldırıldığını açıkladı. Öğrencilerin umutları üzerine bina edilen ve de popülist siyaset açısından kısa süreliğine de olsa cazibesi bulunun bu karar, ne yazık ki Türkiye’nin geleceği açısından endişe verici.

Doğrusu bu kararı duyduğumda Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın 2017-2018 Akademik Yılı Açılış Töreni'ndeki şu cümlelerini hatırlamadan geçemedim: ''İki alanda arzu ettiğimiz gelişmeyi sağlayamadık. Bunlar eğitim ve öğretimdir, kültürdür.''

Kuşkusuz Türkiye’nin en temel yapısal sorunlarından birisi eğitim, bu konuda da en baş sırada ‘düşük nitelikli’ eğitim yer alıyor. Aslında uzmanların da, velilerin de ittifak ettiği konu; Türkiye’de eğitimin kalitesinin düşük olduğudur. Nitekim 24 Ocak 2022’de Uluslararası Eğitim Günü vesilesiyle eğitimin kalitesinin mercek altına alındığı toplantıda konuşan PISA Direktörü Andreas Schleicher, Türkiye’de öğrencilerin karşılaştırma, eleştirme ve analiz etme konularında epey zorlandıklarını, öğretimin oldukça teorik olduğuna dikkat çekmişti.

Evet Türkiye’de eğitimin kalitesinin düşük olduğu, her geçen gün de gelişmiş dünya ile aramızdaki mesafenin açıldığı kesin, ama esas mesele eğitimin içeriğidir ve bu konuda da halimiz gerçekten içler acısıdır. Oysa eğitim müfredatının önceliği vasıflı, gelişmiş dünyadaki yaşıtlarıyla aynı bilgi ve beceri donanımına sahip gençler yetiştirmek olmalıdır.

Eğer okullarımızda gençlerimize doğru ve güvenilir bilgiye ulaşabilme; bilgiyi işleyebilme, yeni fikirler üretebilme, grup çalışması yapabilme, kendini iyi ifade edebilme ve teknolojiyi iyi kullanabilme becerisi kazandıramıyorsak; kaliteli mühendisler, ekonomi bilimine vakıf ekonomistler, sosyal bilimciler, sanatçılar ve dinin temel değerlerini yorumlayabilecek ilahiyatçılar yetiştiremeyiz.

YÖK’ün son kararına bu çerçeveden bakıldığında ne yazık ki Türkiye’de iktidarın kalite ve liyakat diye bir sorunun olmadığı anlaşılıyor. Maalesef son dönemde AK Parti iktidarı sadece eğitimde değil, ekonomiden dış politikaya, hukuktan sağlığa kadar her alanda kurumları neredeyse tamamen liyakatsizlere teslim etmiş bulunuyor.

Biliyoruz ki çağımızın öne çıkan değerleri insan hakları, özgürlükler, hukuk, şeffaflık, hesap verilebilirlik, barış, hoşgörü, ve farklı hayat tarzlarına karşı toleranstır. Doğal olarak bunlar aynı zamanda eğitimin kalitesini de arttıran değerlerdir.

Aslında AK Parti de yola çıkarken politikalarını bu değerler üzerine bina etmiş ve eğitim konusunda çok net vaatlerde bulunmuştu:

-Özgür düşünen ve bağımsız karar verebilen,

-Yeniliklere açık,

-Özgüven sahibi,

-Hayata olumlu bakan,

-Problem çözme yeteneği gelişmiş

-Bilim ve teknoloji üretebilen, bireyler olarak yetiştirilmelerini sağlayacak önlemler alınacaktır.

Ancak bugün bırakın kendi vaatlerine sadık kalmayı, popülizm adına kazmayı küreği eline almış yarım yamalar işleyen mevcut eğitim bile yok etmeye çalışıyor.

Yani iktidar diyor ki; öyle uğraşıp bir takım bilgiler edinmenize, teknik ya da mesleki beceriler kazanmanıza hiç ihtiyaç yok, üniversitenin kapıları hepinize açık, dört seneyi tamamlayıp diplomalarınızı alın ve de sokaklarda işsiz gezmeye talim edin.

Dramatik ama seçimler yaklaşırken iktidarın bulduğu en parlak çözüm; diplomalı cahiller…

Bilelim ki eğitimde kalitesizliği YÖK örneğinde olduğu gibi bu hızla teşvik etmeye devam edersek, sonunda faturayı hep birlikte ödeyeceğiz. Ve kalitesiz elektrik mühendislerinin, yöneticilerin bedeli on günlük elektrik kesintileri, ekonomi bilimine itibar etmeyen naylon ekonomistlerin faturası da zam olarak geri dönecektir.

Eğer diyorsanız ki öğrenciler kaliteli bilgi edinmesinler, en yasal demokratik haklarını kullanmasınlar, otoriteye itaat etsinler, akademisyenler düşüncelerinden dolayı takibata uğrasınlar hatta değerli bilim insanı Prof. Dr. Mehmet Azimli Hoca örneğinde olduğu gibi ilahiyat hocaları bile ölümle tehdit edilsinler ama hukuk da, iktidar da ortalarda gözükmesin…

Galiba bu yolun sonunun nereye çıkacağını hepimiz biliyoruz da ne hikmetse kendimize bile itiraf etmekten çekiniyoruz.

YORUMLAR (61)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
61 Yorum