“Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil”
Bu başlıktaki mısralar Divan şiirinin aşk ve ıstırap şairi Fuzuli’ye ait. Fuzuli lirizm anlamında divan şiirinin en güçlü sesidir ve divan şiirinin bütün inceliklerine hakimdir. Bugün Fuzuli’nin “Beyhude Gamlanma Divane Gönül” şiirinin lirik ırmağından müziğin muhteşem iklimine doğru kısa bir yolculuğa çıkacağız.
Ama önce, halen içinde yaşadığımız ve de hepimizi kederlendiren estetik fukarası iklimle ilgili küçük bir tespit yapmak gerekiyor. Son yıllarda hemen bütün sanat dallarında müthiş bir seviye kaybının yaşandığı, müzikte, mimaride ve resimde kalite ifade eden yaratıcı eserlerin ortaya çıkmadığı bir gerçek. Mesela dünya ölçeğinde müzisyenler, besteciler, mimarlar yetiştiremiyoruz. Dahası, son on yılda Türk sanat müziğinde neredeyse bir tek beste bile ortaya koyabilmiş değiliz. Bu yüzden de yorumcularımız, sadece geçmişte bestelenmiş eserleri tekrar etmekle yetinmek durumunda kalıyorlar.
Kuşkusuz bunu söylerken, klasik Türk musikisini geçmişin geleneksel kalıpları içinde aynen bugüne taşımaktan söz etmiyoruz. Önemli olan, özünde geleneğe bağlı kalarak gerek ritim, gerekse melodi yapısı itibariyle değişime açık yeni eserler yaratabilmektir.
İşte bu çerçevede bugün geleneksel Türk müziği ekseninde yeni ritim ve melodi yapılarının kullanıldığı güzel bir çalışmadan söz etmek istiyorum. Şu anda, Seher Çelik’in bestelediği ve Eda Karaytuğ’un yorumladığı “Aşka Sevdalanma” albümü duruyor önümde... Bilindiği gibi Eda Karaytuğ, klasik makam müziğinde üslup-tavır örneklerinin yanısıra özellikle serbest ritimli formlar ve makamsal gazel konusunda çalışmış, kendine has üslubu ve sesi olan değerli bir Türk sanat müziği icracımızdır.
Bu çalışmada özellikle altı çizilmesi gereken diğer önemli bir isim de, bestelerin mimarı Seher çelik... Aynı zamanda bir Türk halk müziği solisti olan Seher Çelik, gerçekten övgüye değer bir çalışmanın altına imza atmış. Yaptığı işi estetik bir temele oturtan Seher Çelik bu çalışmayla ilgili diyor ki: “Eserlere bakıldığında, geleneksel müziğimizin karakteristik söyleme biçimlerinin dışına çıkılmadığı, bir farklılık olacaksa onun kendi ekseni etrafında ‘tarzı bozmadan yeni stiller yaratma’ şeklinde işlendiği görülmektedir. Bu durum, müzik kültürümüzde ‘aslına uygunluk’ anlayışının zedelenmemesi açısından önemlidir. O sebeple eserler için orijinal ve gelenekseldir denebilir.”
Besteci bu çalışmayla, geleneksel müziğimizde yeni yetişen ve yetişecek olan bestekarlara bir örnek oluşturmayı amaçladığını söylüyor ki, bu son derece önemli...
Albümde Divan şiirinin büyük şairi Fuzuli’nin “Beyhude Gamlanma Divane Gönül” ve “Aşka Sevdalanma” adlı eserleri yer alıyor. Ayrıca albümde sözleri Bedrettin Dalan’a ait “Dağlar” adlı bir de türkü bulunuyor.
Türk sanat müziğinde kurak bir mevsimin yaşandığı şu günlerde Eda Karaytuğ’u ve Seher Çelik’i bu güzel çalışmadan dolayı kutlamak gerekiyor. Umarız bu tür çalışmalar örnek olur ve yeni bestelerle buluşuruz.
Büyük şair Fuzuli’nin şu mısralarını bir kez daha okuyarak umudumuzu tazeleyelim:
/Beyhude gamlanma divane gönül
Cümle alemin rızkını veren vardır
Yaptığın hatayı görmüyor sanma
Kalpte gizli en derin sırları bilen vardır
Mal-ı emlakım var deyu güvenme
Arkam var deyu dayanma
Sırt üstü insanı yere varan vardır
Beyhude gamlanma divane gönül
Cümle alemin rızkını veren vardır
Derdime vakıf değil canan
Beni handan bilir
Hakkı vardır şad olanlar
Herkesi şadan bilir
Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil
Çektiğim elemi bir ben bir de Allah’ım bilir/