Temel Bey’in siyasete getirdiği üslup nezaketi

Son dönemde siyasete getirdiği nezaket ve özellikle ‘kuvvetler ayrılığı’ bağlamında ortaya koyduğu politik üslubuyla dikkat çeken Saadet Partisi Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayı Temel Karamollaoğlu önceki akşam gazetecilerle bir akşam yemeğinde buluştu.

Bir hakkı teslim etmek açısından hemen belirtmeliyim, toplantının başladığı ilk andan bitimine kadar gerek konuşmasının, gerekse soru cevap faslının hiçbir anında başka siyasi partileri, farklı meşreplere mensup grupları, hatta iktidarı rencide edecek bir söylem ve tavır içinde olmadı. Hatta öyle ki kendisiyle ilgili çirkin karalama kampanyalarına karşı bile son derece sükunet içinde ve kelimenin tam anlamıyla bir bilge insan üslubuyla değerlendirmelerde bulundu.

***

Evet iktidarı eleştirdi, siyasete hakim olan kutuplaştırıcı ve gerilim üslubuyla Türkiye’nin bir yere gidemeyeceğinin özellikle altını çizdi. Çıkarılan ittifak yasasının partiler arasında işbirliğini zorunlu hale getirdiğini, zaten iktidarın da MHP’yi kurtarmak için böyle bir yola başvurduğunu belirten Karamollaoğlu, “Kendileri ittifak kurdular, muhalefete de ya baraja takılacaksınız ya da bir araya geleceksiniz dediler. Herkes dikkate almak mecburiyetindeydi” ifadelerini kullandı.

Bu çerçevede Karamollaoğlu’nun iktidar bloğuna ciddi eleştirileri var. Sanki ittifak kurmanın sadece iktidar bloğunun hakkıymış gibi bir algı oluşturmalarının siyasi ahlak açısından son derece tehlikeli ve rencide edici olduğunun altını çizen Karamollaoğlu, özellikle Bahçeli’nin 100 bin imzada “FETÖ iması”nda bulunmasına çok sert bir şekilde tepki gösterdi: “Sayın Bahçeli diyor ki, ‘kimmiş bu imza verenler getirin bir bakalım.’ Yani açıkça halkı tehdit ediyor.”

Doğrusu insan Bahçeli’nin bu haksız yakıştırması karşısında Hitler’in yakın arkadaşı ve Nazi Almanya’sının Propaganda bakanı Gobbels’in o meşhur sözünü hatırlamadan edemiyor: “Öyle bir yalan söyle ki herkes inansın.”

17-25 Aralık sürecinde FETÖ’nün iddialarıyla AK Parti’ye ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a ağır hakaretlerde bulunan MHP liderinin hangi saiklerle bu noktaya geldiğini bilemeyiz ama Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu 15 Temmuz hain darbe girişimi konusunda son derece net ve kararlı bir duruş ortaya koyuyor. Diyor ki: “15 Temmuz bir oyunun merhalesi ama bu bir günde meydana çıkmadı. Kalkışmaya girenleri, AK Parti döneminde 10 sene onların bağrında beslendi. Bunu görmezsek, hatanın nereden kaynaklandığını göremeyiz. Gökten zembille inmedi ki bu insanlar. Adalet, emniyet, ordu bunlara terk edildi. Bundan dolayı da her kademede ülke politikalarını etkileyecek mevkilere geldiler. Bu konuda dış güçlerin dahlinden şüphem yok.”

***

Özetle Temel Karamollaoğlu, Türkiye’nin ekonomide, adalet konusunda, özgürlüklerde, dış politikada ve eğitimde çok derin problemlerinin olduğunu söylüyor. Bütün bu alanlardaki tespitlerini ve eleştirilerini özet olarak şöyle sıralamak mümkün:

-2002 yılındaki üslup ve vaatler bugün önlerine konsa herhalde kendileri bile hayrete düşerler.

- Adalet mefhumu bütünüyle darmadağın edildi. Adalet mülkün temelidir. Adalet olmazsa huzur, barış olmaz. Kimse gelip yatırım yapmak istemez.

- Herkes endişeli. Çünkü seçime OHAL’de gidiyoruz. Başkanlık sistemi otoriter bir sistem. Yanlışları düzeltebilecek hiçbir mekanizma yok. 5 yılda bir seçim var diyor. 5 yıla kadar mağdurların canı çıkar ya. 5 yılda adalet sağlanmaz ki. Seçim başka bir şey, adalet başka bir şey. Bundan dolayı maalesef çok olumsuz şartlarda seçime gidiyoruz.

- IMF’ye borcumuz yok diye türkü söylüyorlar ama ekonomik olarak büyük bir fiyaskoyla karşı karşıyayız. Borç batağındayız, işsizlik almış başını gidiyor.

- Batı kapitalizmini batıdan daha katı bir anlayışla uygulamaya koydular. Devletin elinde ne varsa satıldı. Rant üretimin önüne geçti.

-Üslup itibariyle dışarıda da kavgalı olmadığımız ülke kalmadı. Avrupa’yla, Amerika’yla kavgalıyız. Bütün İslam ülkeleriyle kavgalıyız.

-Şu anda geldiğimiz noktada bir çıkmazın içinde olduğumuz, ülkenin böyle yönetilemeyeceği kanaatindeyiz. Bu iktidar ve anlayışı değişmezse, ülkemiz daha büyük badirelerle karşı karşıya kalır endişesi taşıyoruz.

-Eğitim problemi çözülemedi. Eğitimi inşaatın bir dalı olarak gördüler. Ne yazık ki bizim üniversiteden mezun olan çocuklarımızın ellerinde bir diploma var ama iş almalarına yetmiyor.

- Tarım çöktü. Bugün Türkiye buğday, canlı hayvani et, mercimek, nohut ithal ediyor. Ama bir tane önemli derdimiz var; en sonunda Rusya’yla domates ithalatının önünü açtık. Büyük bir başarı. Komik bir tablo.

YORUMLAR (118)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
118 Yorum