Darbe denemesinin ardından…

Rus paramiliter şirketi Wagner’in Cuma akşamı başlayan kalkışması Belarus Cumhurbaşkanı’nın arabulucuğuyla ertesi gün sona erdi. Moskova’ya doğru yola çıkan ve çıktıkları yolda ciddiye alınabilecek hiç bir dirençle karşılaşmayan birlikler dendiğine göre tekrar geldikleri yere, mevzilerine geri döndü.

Ulusuna seslen Putin faklı şeyler söylese de bu “olay” Rusya’nın siyasi ve askeri zafiyetlerini bir kez daha ortaya çıkarttı. Her şeyden önce koskoca Rusya Federasyonu’nun, konvansiyonel gücünden yıllardır korkulan devin aslında kağıttan kaplan olduğu, 25 bin kişilik yarı düzenli bir gücü kendi başına durdurmaya yetecek imkanı bulunmadığı, müttefiklerinin desteğine muhtaç kaldığı anlaşıldı.

Bu öylesi bir hal aldı ki hasımları bile Rusya’nın geleceğinden endişe etmeye başladı. Dağılırsa, iç savaş olursa elindeki nükleer silahlar ne olur diye tartışmalar, konuşmalar ve yazışmalar yapıldı. Normal şartlar altında ne iyi oldu da Rusya karıştı demesi gerekenler karışma ihtimalinden korktu, Belarus’un müdahalesine bariz bir şekilde sevindi.

Ancak geleceğe ilişkin endişeler bitmedi. Dışarıdan bakanların çoğu bunun sadece bir ilk raund olduğuna inanıyor. Kimileri Wagner patronu Prigojin’in saf dışı bırakılacağını, kimileri Putin iktidarının sonunun geldiğini söylüyor. Durum tespitiyle siyaset yapanların, bunu kendi sistemlerinin Rusya’dakinden ne kadar üstün olduğunu gösterme fırsatına çevirenlerin sayısı da hiç az değil.

Mesela AB’nin Dış Politika şefi Borrell belli ki Mary Shelley klasiği Frankeştayn’a atıfla Putin’in kendi yarattığı canavarın saldırısına uğradığını açıkladı. Fakat nükleer bir gücün istikrarasızlaşmasından mutlu olamayacaklarını da ekledi. Guardian Lüksemburg’da buluşan diğer bazı AB dışişleri bakanlarının da benzer kaygıları dillendiklerini kayda geçirmiş.

Ne İsveç ne de Alman dışişleri bakanları Rusya’ya müstahaktır tarzı konuşmuş, ilgilerinin Ukrayna’ya, onun AB üyeliğine yoğunlaşacağını söylemekle yetinmiş. ABD Dışişleri Bakanı Blinken de katıldığı bir televizyon programında Wagner isyanının Rusya’nın, daha doğrusu Putin’in iç işi olduğunu vurgulamış, hatta Putin’e kredi verir bir şekilde konuşmuş. Biden da bu işin bizimle ilgisi yokturun altını çizmiş.

Umarım bu açıklamalar Rusya yönetimi tarafından doğru anlaşılır, çökmelerinin istenmemesi Ukrayna savaşının bitirilmesi ve rejimlerinin kendisini konsolide etmesi için vesileye dönüştürülür. Zaten artık her şeyin üstüne sünger çekip Wagner’le barışsalar ya da ortadan kaldırsalar dahi Prigojin’in savaşın meşruiyetine dair açıklamaları kolay unutulmayacak.

Rusya'yı daha fazla sarsmadan Ukrayna savaşında başarı elde etmek, NATO ve AB’nin kendilerine doğru ilerlemesini durdurmak mümkün olmayacak. Prigojin’in meydan okuması, birliklerini Moskova’ya 200 kilometre kadar yaklaştırması Putin bundan sonra ne yaparsa yapsın, ne derse desin, hangi tedbiri alırsa alsın zayıf düştüğü algısını değiştirmeyecek.

Bir zamanlar bizim için kullanılan “Avrupa’nın Hasta Adamı” yakıştırması yakında büyük olasılıkla Rusya için de kullanılacak. Tıpkı topraklarını paylaşamadıkları için öldürmeye kıyamadıkları imparatorluk Türkiyesi gibi nükleer silahlarından endişelendikleri Putin Rusyasının da iyi bir formül bulana kadar parçalanmasını,birleşenlerine ayrılmasını istemeyecekler.

Fakat bundan sonra savaş bıkkınlıklarını üstlerinden atıp, iktisadi kayıplarını ve birbirleri arasındaki sorunları unutup Ukrayna’yı daha kararlı biçimde destekleyecekler. Çünkü Wagner kalkışması Ukrayna toprakları üstünde verilen savaşın Ukrayna’nın olası kazanımlarının ötesinde de siyasi sonuçları olabileceğini gösterdi. Gördüklerinden çok mutlu olmasalar da dirençleri arttı.

Bu durumu Türkiye’nin fırsata çevirmesinde, kendisini de içine alabilecek, yansımalarında etkilendiği ve daha da etkileneceği bu savaşı bitirmek için ağırlığını kullanmasında herkes için fayda olabilir.

Amerika’ya Rusya’nın çöküşünün maliyeti, Rusya’ya Amerika’yla stratejik uzlaşmaya varmanın fazileti anlatılabilir.

Ukrayna ise sanırım AB, NATO üyeliği, etkin güvenceler, sağlanacak kalkınma yardımları ve 24 Şubat 2022 sınırlarına geri dönüşü içeren, en azından ima eden bir ateşkese, belki yeni bir Normandiya Formatı’na ikna edilebilir. Litvanya’daki NATO Zirvesi ve marjındaki görüşmeler de istenirse bu amacı ön plana çıkartacak şekilde kullanılabilir. İyi, huzurlu ve mutlu bir bayram dileğiyle…

YORUMLAR (9)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
9 Yorum