Rus uçağı

Türkiye’nin 24 Kasım’da Rusya Federasyonu’na ait bir uçağı düşürmesi ve pilotlarından birinin hayatını kaybetmesinin ardından gerilen ilişkiler yavaş yavaş yumuşamaya başladı. Geçtiğimiz ay sonunda Atina’yı ziyaret eden Başkan Putin’den olumlu açıklamalar geldi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Yıldırım jestler yaptı, muhataplarına yapıcı mesajlar gönderdi. Son olarak da Ekonomi Bakanı Zeybekçi katıldığı bir televizyon programında iki ülkenin birbirine ihtiyacı olduğunu vurgulayan şeyler söyledi.

***

Belli ki iki taraf da gerilimin aşılmasını, ilişkilerin yeni bir safhaya geçmesini arzu ediyor. Ancak Türkiye henüz Rusya’nın talep ettiği özür ve tazminat koşullarını karşılamaktan uzak. Oysa özür dilenmezse Rusya’nın da manevra yapması, Türkiye ile olan ilişkilerinin seyrini değiştirmesi zor.

Nihayetinde karşımızda ABD ve AB ile yarışan dünya devi bir ülke var. Türkiye’nin, haklı gerekçelerle de olsa, uçağını düşürmesini durup dururken unutmasını beklemek gerçekçi değil. Türkiye’nin uçağını düşürmesini özürsüz kabullenmesi, caydırıcılığını yitirmesi anlamına gelebilir.

Kaldı ki bizim nasıl kamuoyu ne der endişemiz varsa, onların da aynı endişesi var. Uçağımızı düşürdüler ama biz yine de Türklerle ilişkilerimizi iyileştirmek zorundayız diyemezler. Ya Türkiye’ye karşı bir şey yapmalılar ya da Türkiye’nin kendileri için bir şey yapmasını sağlamalılar.

Türkiye’den istedikleri de aslında çok değil. Özür ve tazminat bekliyorlar. Tıpkı bizim İsrail’den beklediğimiz ve aldığımız gibi. Bizim için sorun özür eylemini hak fiili ile birlikte değerlendirmemiz. Oysa biri hukuki ve etik bir kavram, diğeri ise siyasi bir eylem.

Türkiye özür dilemekle hava sahası üstündeki egemenlik hakkından vazgeçmeyecek sadece bu hakkın kullanımı sırasındaki bir uygulamanın muhatabında doğurduğu manevi zararı giderecek. Maddi zarar için de tazminat üstünde uzlaşmaya varacak.

Özür için değilse bile tazminat için bir komisyon kurulması, bu komisyonun Rus tarafının isteklerini tespit etmesi gerekli. Yeter ki komisyon kimin haklı olduğunu bulmak amacıyla kurulmasın, sonu gelmez teknik tartışmalar komisyonu ve dolayısıyla da iki ülke ilişkilerini rehin almasın.

Unutmayalım ki uçağın düşürülmesinde önemli olan nokta hava sahasının ihlali değil, bizim desteklediğimiz muhalif grupları bombalamasıydı. İhlal gerekçe oluşturdu. Eğer uçak Suriye hava sahası üstünden değil de Karadeniz ya da Ege üstünden ihlal gerçekleştirmiş olsaydı, karşılık farklı olurdu.

***

Bu yüzden komisyon kurulacaksa veya taraflar oturup bir yerlerde konuşacaksa, ihlal yerine ihlale neden olan sorunu, bu sorunu karşılıklı olarak nasıl yönetebileceklerini konuşmalılar. Bir de tabii ki özür ve tazminat karşılığında Türkiye’nin ne elde edeceğini.

Zeybekçi başında bulunduğu bakanlığın görev alanı gereği daha çok ticaretten ve yatırımdan söz ediyordu. Fakat bizim Ruslarla daha çok siyaset konuşmamız gerekiyor. Ajandamızı belirleyecek olan konu, PKK/PYD olmak zorunda. Onlarla Suriye’nin geleceği üstünde mutabakata varmalıyız...

YORUMLAR (11)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
11 Yorum