Demokles’in Kılıcı demokrasinin başında sallandıkça

İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu büyük gürültüyle başlatılan ve akıl almaz iddialarla süslenen ama iddianame ortaya çıkınca bunlardan eser bulunmayan bir kampanyayla hapse atıldı. Beraberinde ekibinin tamamına yakını ve CHP’li bazı belediye başkanları da tutuklandı. Benzeri bir furya sadece kayyum rüzgarlarının estiği dönemde HADEP/HDP/DEM belediye başkanlarına karşı yaşanmıştı. İmamoğlu’na karşı yapılanlar; medya kampanyasıyla, siyasi propagandayla ve devasa iddianameyle bunu da geçti. Kaldı ki İmamoğlu’nu hedef alan birçoğu “siyasi yasak” maksatlı girişimler sadece İBB Davası’ndan ibaret değil. Diploma iptalinden başlayarak akla gelen ve işe yarayacağı tahmin edilen her şey dava konusu yapıldı. Şu anda kaç davadan yargılandığını muhtemelen avukatlarından başka bilen yoktur.

Bir süredir Ankara Belediye Başkanı Mansur Yavaş da hedefte. Yavaş, en azından İmamoğlu’na göre daha şanslı görünüyor ama haksızlık haksızlıktır. Malum, kendisine konser meselesinden bile soruşturma açıldı. Şimdi de imar usulsüzlüğü iddiaları için İçişleri Bakanlığı’ndan soruşturma izni çıktı.

Bakanlığın iddiası, Ankara’nın Gölbaşı ilçesi İncek Mahallesi’nde yaklaşık 90 hektarlık alanı kapsayan imar planlarına ilişkin yargı kararlarının uygulanmadığı iddiasına dayanıyor. Buradan da “görevi kötüye kullanma” suçlamasına bağlı soruşturma izni veriliyor.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı ise şu açıklamayı yaptı: “İşin aslı şudur: Söz konusu soruşturma; Melih Gökçek döneminde yapılan usulsüz imar artışlarına engel olunması nedeniyle başlatılmıştır. Herhangi bir usulsüz imar artışı söz konusu değildir. Aksine, Dodurga bölgesine verilen usulsüz imar artışının veto edilmesine ilişkin karar, bu soruşturmanın konusudur.”

Kamuoyu bu iki açıklamayı nasıl takdir edeceğini ve neyin ne olduğunu bilir. Herkesin bir kanaati var. Ayrıca 19 Mart’tan beri yapılan anketler de genel olarak bir şey söylüyor.

Elbette, birçok belediye başkanı sadece bir itirafçının sözleriyle görevden alınıp hapse atılırken ABB için verilen “soruşturma izni” de fazla dikkat çekmeyebilir. Zira herkes epeydir, “Daha kötüsü olmasın da soruşturmanın lafı olmaz” noktasına geldi.

Nasıl, kriz içindeki ekonomide sokaktaki insan, ücretliler, emekliler daha azına razı bir hayatı yaşıyorsa, yargıdan gelen haberler de toplumda benzer bir teslimiyeti yerleştirdi. ‘Beterin beteri var’ diyerek herkes “daha azına razı” bir seviyeye geriledi. Bu seviye kaybı bile ülkede hukukun geldiği noktayı anlatmaya yetiyor.

O yüzdendir ki arkasında seçim zaferleri ve 21 milyonu aşkın imza bulunan Cumhurbaşkanı adayı hapiste, üzerine yığılan davaları bekliyor. Birçok belediye başkanı ve bürokrat da aynı kaderi yaşıyor. Dışarıdakilere de huzur yok. Ankara Belediye Başkanı’nın tepesinde sürekli Demokles’in Kılıcı sallanıyor.

Millet, bu sürecin sonunda CHP’nin/muhalefetin ne kadar yolsuz, usulsüz olduğunu görecek ve tekrar iktidara destek vermeye devam edecek. Maksat bu!

Peki, demokraside seçmen kanaatinin serbestçe belirlenmesi prensibine ne oldu?
Hepsi yüksek oylarla seçilen, milletin onayını almış sevilen siyasetçiler. Hepsi başında bulunduklarını başarıyla yönetiyor; böyle olduğu için de ikinci kez seçiliyor. Yani ortada bugüne kadar demokrasi kurallarıyla işleyen ve seçmenin onanıyla devam eden bir düzen var.

Anlaşılan o ki problem, bu düzenin muhalefet lehine işlemesi ve bundan sonra da işleyecek gibi görünmesidir.

Oysa, herkesin çok iyi bildiği gibi seçim ve sandık düzeni kimin lehine işlerse işlesin saygıyı hak eder. Temel kural budur. Demokraside esas olan yani demokrasiyi var eden, siyaseti millet iradesinin tanzim etmesidir. Kimi seçeceği, kimi seçmeyeceğine, kimi başa geçireceğine kimi değiştireceğine milletin kendisi karar verir. Milletin tercihini beğenmeyip mühendislik faaliyetine girişmek demokrasi değildir. Tabiatıyla hukuk da değildir.

YORUMLAR (17)
17 Yorum
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.