Elden gelenin en iyisi bu mudur?

Peker’in iddia ve ithamlarından sonra merak edilen çok soru var ama bir yerden başlanacaksa birincinin peşine düşmek gerekir: “Mafyadan 10 bin Dolar alan siyasetçi…” Üstelik, bu konuyu gündeme getiren organize örgüt lideri değil bizzat İçişleri Bakanı Soylu olmuştu. Bakan, TRT’de bir milletvekilinin Peker’den 10 bin dolar maaş aldığını ve bunun belgesinin elinde olduğunu söylemişti. Bugün ise, o -eski- vekilin kim olduğu ve halen parti idaresinde görev yaptığı biliniyor. Çünkü, Peker ismi açıkladı ve paranın söylenenden daha çok olduğunu bile söyledi. Bu meselenin üzerine bir de 10 milyon Euro meselesi geldi ve kirliliğini boyutları genişlemeye başladı.

İlk sorudan devam edelim… Herkesin bildiği ve aynı zamanda merak ettiği 10 bin dolar alan vekil meselesini çözmek için İçişleri Bakanı, Meclis Başkanı Şentop’a gitti. Ne görüştüklerini Şentop’un ifadelerinden anlamaya çalışalım. Meclis Başkanı şöyle diyor:

Sayın bakanımız geldi. Mektubumuza cevaben kendi yazılı olarak cevabını da getirdi. Kastettiği isim, oradaki eylemle ilgili olarak kast ettiği isim, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde milletvekili olan bir kişi değil…. Dolayısıyla konunun bundan sonraki aşaması adli çalışmalar, soruşturmalar kapsamında olacaktır. Mesele bundan ibarettir.”

Bakan isim verdi mi?” sorusuna ise, “Hayır. Mektupta paylaşılan bir isim yok” cevabını veriyor. Mektupta yok ama şifaen söyledi mi bilinmiyor. Devamında da “Malum ben Meclis Başkanı’yım ve TBMM’nin kurum olarak ve burada görev yapan bütün milletvekili arkadaşlarımızın hukukunu korumayı bir vazife addediyorum. Ama Türkiye’de siyaset yapan herkesle ilgili olarak benim bir şey yapabilmem mümkün değil tabi” diyerek bahsi kapatıyor.

Soylu, bu ismi veya belgeyi veyahut da ikisini birden savcılığa da vermiş görünüyor. Yani, bundan sonra kime ne sorulacak olursa “Mesele artık yargıya intikal etti” diyerek işin içinden çıkmak mümkün olacak. Zira, siyasetçilerin açıklamadığı bilgiyi kimse savcıdan bekleyemez. Böylelikle herkesin bildiğini herkesten gizlenerek kriz yönetilmiş olacak. Devlete karşı saldırıları savuşturulacak ve işler umdukları gibi giderse bu bela defedilecek!

Ne akıllıca, ne kadar parlak bir yöntem değil mi? Herkesin işine yarar… Bundan sonra 10 bin Dolar da, 10 milyon Euro da, bilmem kaç yüz milyon lira da aynı yöntemle pekala geçiştirilir. Herkes bir güzel aklanır, temizlenir. Meclis, siyaset, iktidar, bürokrasi, medya töhmet altında kalmak şöyle dursun bakarsınız karlı bile çıkar!

Hazin bir hal…

Mesele sadece Meclis Başkanı ya da Bakan’ın çaresizliğinden ibaret değildir. Sorumluluk makamında sadece onlar oturmuyor. Onlarca, yüzlerce isim aynı durumdadır ve aynı şekilde eylemsizdir. Kimse kendisini sadra şifa; hatta hiçbir şey söylemeye mecbur hissetmiyor.

Benzeri görülmemiş bir karanlık ilişkiler ağı, yolsuzluk ve yozlaşma tablosu ülkeyi kuşatmışken sorumluluk sahiplerinin gerçekle yüzleşmek yerine olayları geçiştirmekten başka yol bulamamaları hazindir. Toplumun zihninde devletin işleyişine dair güçlü ve endişe dolu kanaat oluşmuştur. Boş laflarla vakit öldürmek, rüzgarın dinmesini beklemek artık işe yaramayacaktır. Herkes, yarın ahlaki ve vicdani olarak sonucu önüne konulacak bir sınavdan geçiyor. Bu karanlıkta, bu kirlilikte ne yaptığı ve ne yapmadığı herkesi yaftalayan bir ölçü olacaktır.

Yanlışa bulaşmak kadar olup bitene seyirce kalmanın, kenardan seyretmenin de yanlış olduğunu akıldan çıkarmamak lazımdır.

YORUMLAR (43)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
43 Yorum