İmamoğlu’nun değil Türkiye’nin zor davası

Önceki gün hakkında neredeyse bir kitap büyüklüğünde iddianame hazırlanan ve ağırdan daha ağır cezalar talep edilen İstanbul Belediye Başkanı/Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu yakın tarihin kendisiyle en çok uğraşılan siyasetçisidir. İmamoğlu’nun iktidarla problemi iddianameden çok öncedir. 2019 yılın Mart ayında kazandığı ilk seçimin iptaliyle başlayan meşakkatli süreç bu yılın 19 Mart’ında hapse atılmasıyla devam etmiş, devamında sayısız iddia, sayısız hakaretle gelişmiş ve casusluk gibi akla hayale gelmeyecek ithamlara kadar ulaşmıştır.

Belediye Başkanlığı süresince birçok yetkisinin kısıtlanması, belediyeye ait birçok mülkün geri alınması ve büyük yatırımlar için gereken izinlerin verilmemesi cabası… Hapse atıldıktan bir akşam önce diplomasının iptali, atıldıktan sonra da sosyal medya hesabının kapatılması, resimlerinin yasaklanması da cabası… Babasının, evladının ifadeye çağrılması da cabası… Onunla selamlaşan herkesin bugün ya hapiste ya da yargılanmak üzere oluşu da öyle.

İmamoğlu’na karşı yapılanlar, O’nun siyasetten mutlaka tasfiye edilmesi gereken bir tehdit! olduğunu gösteriyor. Böyle olunca hakkındaki davaların siyasi olduğu tartışılmıyor bile. Öyleyse öyle havası var… Bütün bu iddialara rağmen arzulanan sonucun alınamaması ve İmamoğlu’nu kesintisiz şekilde uğraşılması gereken bir isim haline getiriyor. Hakkındaki iddiaların toplum tarafından kabul görmemesi de… O zaman daha inanılmaz iddia, daha fazla manşet…

Üzerindeki baskılar artsa da sokağa e anketlere göre İmamoğlu siyasi gücünü muhafaza etmeyi başarıyor. Bu kez yenisi başlıyor… Devasa yolsuzluk iddialarının yeterli görülmeyip üzerine bir de son dakikada casusluk ithamı yetiştirilmesi bunun sonucudur. İmamoğlu’nu bir şekilde alt etmek çabası atılan her adımda barizdir.

Peki, bu tür girişimlerin sonuç almaması şaşırtıcı mı? Değil. Çünkü siyasetin en basit tecrübesi bile siyaset mühendisliği çabalarının sonuç vermediğini defalarca göstermiştir. Ok yaydan çıkınca menzilinde ilerler. Ekrem İmamoğlu ilk seçimi kazandığı gün ok yaydan çıkmıştı… Cumhurbaşkanı adayı olacağı belli olduğunda onu durdurmak için yapılacak şey, diplomasını iptal etmek ya da hapse atmak değil sadece siyasi mücadele olmalıydı. Oysa, en yanlış ve işe yaramayacak yol tercih edildi. Böylelikle, siyasi rekabette üstünlük kurulamadığı gibi Türkiye’nin hukuki ve ekonomik görünümüne de onulmaz zararlar verildi. On yıllarca bahsi bitmeyecek, dönüp dönüp konuşulacak ve iyi anılmayacak büyük bir politik problem üretildi.

İddianamenin ne söylediğinin değil, gerçekte hangi siyasi sonucu hedeflediği başlı başına durumu özetliyor. 2019’da başlayan politik baskı, önceki gün mahkemeye sevkedilen dosyanın çoktan önün geçmiş bulunuyor. Davaya ağır ve keskin bir siyasi kimlik kazandırmış bulunuyor.

Türkiye’nin büyük ve bazıları artık kangrene dönüşmüş problemleri varken yapılması gereken siyasi rekabeti zenginleştirmektir. Bunun yerine sorunları çözmeye aday ismin ve arkadaşlarının hapse atılması, hakkında asırlarca ceza talebiyle dava açılması durumu daha da kötüleştiriyor.

Aylar oldu hiçbir mesele ciddiyetle konuşulmuyor, yargıdan başka hiçbir kurumdan bahsedilmiyor ve gerilim arttıkça artıyor. Fikir, çözüm, vizyon veya öneriler üzerinden yarışmak imkansız hale geldi. İBB davası da bu verimsiz gidişi köpürtmekten başka bir sonuç doğurmayacaktır.

Demokrasinin, hukukun ve ülkenin daha fazla yara almadan bu cendereden çıkmasının bir yolunun bulunması herkes için en iyi sonuç olacaktır.

YORUMLAR (124)
124 Yorum
YORUM YAZ
İÇERİK VE ONAY KURALLARI: KARAR Gazetesi yorum sütunları ifade hürriyetinin kullanımı için vardır. Sayfalarımız, temel insan haklarına, hukuka, inanca ve farklı fikirlere saygı temelinde ve demokratik değerler çerçevesinde yazılan yorumlara açıktır. Yorumların içerik ve imla kalitesi gazete kadar okurların da sorumluluğundadır. Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır. Özensizce belirlenmiş kullanıcı adlarıyla gönderilen veya haber ve yazının bağlamının dışında yazılan yorumlar da içeriğine bakılmaksızın onaylanmamaktadır.