Keşke o kara listeler için de ‘resmi açıklama’ yapılabilse…

Bazen kamuoyunun bile farketmediği sıradan bir olay, bir açıklama ya da bir sosyal medya mesajına en üst düzey resmi ağızlardan gösterilen tepkileri görüyoruz. En ağır ifadelerle yalanlamalar, En şiddetli tepkiler, “Türkiye’yi hedef alan bu saldırılar…. Algılar, iftiralar… Maksadı belli operasyonlar…” vesaire tarzında sert cevaplar duyuyoruz. Birçoğu medyaya bile bu cevaplar sayesinde yansıyan olaylara gösterilen tepkileri de anlama gerekiyor. Diplomatik pozisyon diye bir şey var ve Türkiye’yi ilgilendiren veya hedef alan küçük-büyük, önemli-önemsiz her gelişmeye cevap vermek gerekir. Hassasiyet gösterilmeli ve kayda geçirilmeli… Türkiye’nin onuru, gururu, itibarı sahiplenilmeli.

Bazen de yerli yabancı medyaya yansıyan, manşetlere taşınan ve Türkiye’nin itibarını doğrudan ilgilendiren çok önemli olaylar yaşanıyor. Türkiye’nin küresel markasını yakından ilgilendiren, bu ülke vatandaşlarının, taşıdığı pasaportun kıymetini azaltan raporlar, bilgiler, istatistikler, listeler yayınlanıyor.

Ülkelere hukuk, şeffaflık, kara para, yargı bağımsızlığı, ifade hürriyeti ya da yolsuzluk gibi konulara not veren listeler.

Ya da döviz kuru, enflasyon, faiz, CDS puanı sıralamaları…

Ya da Avrupa’ya en çok iltica başvurusu yapan ülkeler listesi…

Veya çalışanların en düşük ücret aldığı ülkeler…

Yahut eğitimde en gerilerde olduğumuzu gösteren, üniversite kalitesinde sıraya dahi giremediğimiz listeler…

Yani, bir ülkenin itibarını, gururunu ve değerini doğrudan ilgilendiren sıralamalar veya değerlendirmeler.

Bugüne kadar bir tanesine bile itiraz, reddiye, tepki veya karşı bilgilendirme yapıldığını duymadık.

Hukukun üstünlüğü endeksi (117. sıra), şeffaflıkta (101. sıra), basın özgürlüğü (165.sıra) ya da enflasyonda (dünyada ilk üç) veya döviz kurunda (TL, en çok değer kaybeden para) çok kötü sıralara takılıp kalmış bulunuyoruz. Ama kimse “Bu Türkiye’nin gelişmesini çekemeyen karanlık odakların, maksadı belli çevrelerin çarpıtmaları ve hain planlarının yansımasıdır” falan demiyor. “Biz hukukta en ilerideyiz, eğitimde uçuyoruz ya da enflasyonun belini büktük” diyene rastlanmıyor. Hadi enflasyonu anlıyoruz, döviz kurunu, faizi savunmak mümkün değil, rakamlar ortadadır. Ama dünya bize hukuksuzsunuz, şeffaf değilsiniz, özgürlükte- demokraside şuradan şuaya gerilmediniz dediklerinde de yok mu verecek cevabımız. İnandırıcı olmasa bile bir söz söyleyip hukuk ve demokrasi kararlılığı göstermek de mi zor?

Yeni Hazine Bakanı, “Türkiye gri listeden -yani kara para suçlamasından- çıkacak” diyene kadar sokaktaki insan böyle bir listeyle girdiğimizi bile bilmiyordu. Çünkü, dönemin bakanı Türkiye listeye alındığında “Ne hakla bizi gri listeye alıyorsunuz. Beni ülkemi nasıl kara parayla suçlayabilirsiniz” demedi, diyemedi. Bunun yerine o sıralarda vatandaşa, “Büyük ve güçlü devletiz. Adımızı duyan titriyor. Kimse önümüzde duramayacak. Ekonomide ilk ilk 10 ülke arasına girdik, giriyoruz” hikayesi anlatılıyordu.

Önceki gün Almanya’ya en çok iltica başvurusu yapan ülkelerin listesi yayınlandı. Birinci sırada Suriye var, ikinci Türkiye… Ardından Afganistan, Gürcistan, Irak, Rusya, İran ve Somali geliyor. Daha utandırıcı bir liste olabilir mi? Eğitimli vatandaşları Avrupa kapılarına dayanana, eğitimli/eğitimsiz olanları ise iltica kuyruğuna mahkum olan bir ülkenin yetkililerinin bu tabloya bir izah getirmeleri gerekmez mi? Tıpkı yukarıdaki tablolara izah getirmeleri gerektiği gibi…

Türkiye’nin iyi yola girdiğini anlamak, artık başarabileceğini söyleyebilmek ancak bu tür kötü listelere karşı itiraz ederek ve ardından gereğini yaparak; yani hukuku, eğitimi, şeffaflığı, fikir hürriyetini geliştirerek, enflasyonu, faizi, döviz kurunu düşürerek mümkün olacak. Yani lafla değil icraatla konuşarak…

“Büyük, güçlü, müthiş” olmak şöyle dursun, vatandaşına güven veren başarılı; yani başarabilmiş bir ülke olmanın yolu bu listelere girmemekten geçiyor. Tıpkı bugünlerde sıradan bir sosyal mesajına karşı gösterilen sert tepkiler gibi; asıl tepki gösterilmesi gereken şeylere itiraz edebildiğimiz gün o eşiği aşmış olacağız. O güne kadar hamasete, slogana, hikayeye tahammül etmeye devam edeceğiz.

YORUMLAR (61)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
61 Yorum