Piramit

Devlet idaresinde ve hükümet faaliyetlerinde cevapsız soruların artması işlerin yolunda gitmediğinin işaretidir. Oldu bittiler, geçiştirmeler, örtbaslar artar hesap veren bulunmaz; insanlar hesap sormaktan yorulur ve yozlaşma sıradanlaşır. Öyle bir an gelir ki sormak sadece sormuş olmak, kayda geçirmek maksadı taşır. Sorulan bıktırır, soran bıkar.

Türkiye’nin gelip dayandığı yer burasıdır. En sansasyonel ihalelerin, en büyük yatırımların veya üst düzey bir siyasetçiden aşağıya, taşrada bir memurun yahut parti rozetiyle caka satan bir adamın, iş ve eylemleri aynı dokunulmazlık zırhına sahiptir. Suçüstü halleri dahi... Yeter ki konu veya şahıs iktidar gücünün ayrılmaz bir parçası olsun ve ona dokunmak iktidara dokunmak ihtimali taşısın. Kimse sahipsiz değildir. Yukarısı hiçbir ayrıntıyı kaçırmaz; aşağıyı korur, gözetir. Her defasında itham edilen değil itham eden kendini hedefte bulur ki bir daha ithama cesaret eden bulunmasın.

Yolsuzluğun yozlaşmanın, usulsüzlüğün ve kayırmacılığın sermayesi ve gücü bu dikey yapılaşmadır!

Bir piramit gibi… Üst katmanlarda daha yaygın ve daha sorgusuz sualsiz işler dönerken, bir altta, daha altta sırasıyla paylar küçülerek ama iştah ve cesaret azalmadan başka işler dönmeye devam eder. Herkesin payı aynı değildir ama kâr ve imtiyazdan piramidin her tabakasına bir pay düşer. Aşağıya az, yukarıya çok. Piramidi ayakta tutan da bu rızaya dayalı “adil” paylaşımdır. Aşağıdaki, çıkarı için üst katmanı destekler; üstündeki bir üstünü, o da bir üstünü. Her kat, üstündeki katın teminatıdır. Her katmanın üyeleri birbirlerinin doğal tanıdıklarıdır. Kimi büyük paralar kazanır, kimi istediği ihaleyi alır, kimi imar payını artırır, kimi maaşına maaş katar, kimi istediğini işe aldırır, kimi dilediğini söyleyip hesap vermemekle yetinir, kiminin de piramitteki yeri sayesinde karakolda her işi rast gider…

Büyük küçük fark etmez; hepsinin sahip olduğu güç ve imtiyaz çok kıymetlidir. Özenle korunur ve fırsat olduğunda bir üste çıkmanın yollarına bakılır. Piramidin ucu da bu itina ve fırsatçılık sayesinde sivrilir, güçlenir. Aşağıların taşıdığı duygu, istek ve iştah yukarıdan ustalıkla idare edilir; her statü muhafaza edilir. Piramide parça olmaya, bir kata tuğla olmaya büyük kıymet atfedilir. Bu mutlak dayanışma sayesinde ortaya sağlam ve yıkılmaz bir yapı çıkar. En üsttekinin ve en alttakinin aynı dokunulmazlık zırhıyla korunması teminat düzeninin selameti için zarurettir. Yukarısı en sağlam yerdir; dünya yıkılsa, deprem olsa tek parçası kopmaz. Nadiren aşağı katmanlardan bazı küçük parçalar kopup düşse de piramidin gücü eksilmez. Zira tuğla olmaya talip hep çok kişi vardır.

Zenginlik, kar, güç, kudret, nüfuz piramitte hüküm sürenlerin mülküdür. Hak, hukuk, hakkaniyet ve ahlak ise dışarıdakilere kalır. Çoğunlukla küçümsenen bakışlara muhatap olurlar çünkü piramide karışıp dokunulmaz olmak varken dışarıda sahipsiz kalmayı tercih etmek manasız gelir.

Yozlaşmanın piramidi gözden uzakta örülmeye başlar; hızla kurulur, birden yükselir. Bakarsınız birden o toplumun merkezine oturmuştur. Güçlü, ahlaklı, prensipli ve gelişmiş toplumlarda ise yatay mimari vardır. Herkes birbirine aynı göz hizasından bakar, herkes aynı hukuka tabidir. Piramit ya da gökdelen; bir binada tuğla olmak imtiyaz kazandırmaz, bir binanın parçası olmamak dezavantaj sayılmaz.

YORUMLAR (54)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
54 Yorum