Bir Kuşak Bir Yol Projesi

Tarihin belki de en bilinen, hakkında en çok kitap yazılmış, belgesel yapılmış, filmlere, romanlara konu olmuş ticaret yoludur İpek Yolu. Çin’den Avrupa’ya kadar uzanan hem ticaret hem de kültürel bir alışveriş yolu olan İpek Yolu hem Avrupa’nın Doğu’daki medeniyet ile tanışmasına hem de Avrasya’nın zenginleşmesine hizmet etmişti.

Şimdi bu tarihi ticaret yolunun benzer bir şekilde yine canlandırılması gündemde. Çin devlet başkanı Şi Cinping 2013 yılında Orta ve Güney Asya ülkelerine yaptığı ziyaretlerde “Bir Kuşak Bir Yol” projesi adında yeni bir ticaret, yatırım ve altyapı projesi ortaya atarak çağdaş İpek Yolu’nun başlamasının sinyalini verdi.

Proje’de tarihi İpek Yolu’nun klasik kara rotalarının yanında, demir ipek yolu şeklinde tren ulaşımı ve buna baz olan ticaret; deniz ipek yolu şeklinde Çin’den Avrupa’ya, Yunanistan ve İtalya üzerinden ticaret, hava ipek yolu şeklinde bir ağ ile e-ticaret teslimatı ve navlun da düşünülmektedir.

Hemen belirtelim, Çin projenin sahibi değil, fikir babasıdır. Projenin güzergahındaki tüm ülkelerle görüşme ve anlaşmalar devam etmektedir. ASEAN, Şangay İşbirliği Örgütü, BRICS ortak inisiyatifi gibi çeşitli uluslararası örgütler bu yeni İpek Yolu’nun hem siyasi altyapısı hem de bir yerde yönetici iradesidir.

Karadan gidecek olan rotada ana duraklar olarak şimdilik, Urumçi, Duşanbe, İstanbul, Moskova ve oradan da Avrupa ülkeleri düşünülmektedir. Kapsama alanında yaklaşık 60-65 ülke, Dünya nüfusunun %63’ü, Dünya ekonomisinin ise %40’u bulunmaktadır. Bu kadar büyük bir projenin tabii ki bugünden yarına bitirilmesi düşünülemez, projenin 40 ile 50 yılda tamamlanması planlanmaktadır. Çin’in hedefi projeyi kuruluşunun yüzüncü yılı olan 2049’a yetiştirmektir.

Gerçekleşirse burada amaç tüm bu ağdaki ülkelerde ticaretin, buna bağlı refahın, üretiminin, turizm ve kültürel iş birliğinin artmasıdır.

Siyasi sorunlar

Tabii ki her şey bu kadar toz pembe değil. Bu projeye dair çok ciddi siyasi soru işaretleri var, hatta projeye aleni karşı olan ülkeler…

Bir Kuşak Bir Yol projesine Çin’in Marshall planı gözü ile bakılıyor ve bu projenin Çin’i Dünya’da bir süper güç hatta ekonomik tekel haline getirmesinden çekiniliyor. Bundan ötürü ABD başta olmak üzere projeye karşı olan ülkeler var.

Hindistan, Japonya gibi ülkeler projeye şüphe ile bakıyorlar. Hatta Hindistan ilk başta projenin güzergahında bile yoktu ve kendisi buna alternatif bir baharat yolu projesi düşünüyordu. Ancak daha sonra Hindistan da masaya davet edildi. Şu an için Çin’den bu konuda kopmuş değil ancak, Çin’in Asya’da aşırı güçlenmesinden o da çekiniyor ve ayrıca ABD ile çok iyi olan ilişkilerinin zedelenmesini istemiyor.

Bir diğer sorun bu aşırı uzun ticari rotaların güvenliği. Örneğin kara yollarının geçtiği Pakistan, Afganistan bölgesinde yıllardır Taliban terörü var ve şimdilerde DAEŞ’in de oraya yerleştiğini duyuyoruz. Hindistan-Pakistan’ın arası çok açık hatta bu iki ülke son yirmi yılda iki defa savaşın eşiğine geldiler. Çin’in doğusunda Uygur bölgesinde Türk azınlıktan ötürü huzursuzluk var.

Deniz yolunda ise Somali açıklarında yıllardır korsanlık mevcut, halen çözülebilmiş değil. Yine deniz güzergahında olan Sri Lanka daha dün terör olayları ile çalkalandı. Deniz yolu duraklarından biri olan Yunanistan’da ise Almanya hakimiyeti aşırı derece artmış durumda.

İşin bir ayağı da finansman sorunu. Bu kadar büyük bir projeyi kim, nasıl, nereye kadar finanse edecek? Çin finans kurumları Türkiye de dahil birçok Avrasya ülkesine yerleşmeye başladılar. Ancak her ülkenin kredi riski ve bunu geri ödeme gücü farklı, bu da hem maliyet hem de projede gecikme sorununa yol açacaktır. Ayrıca sadece Çin ya da onun etkisindeki birkaç ülkenin tüm finansman riskini yüklenmesi de gerçekçi değil. ABD-AB bankalarının bu projeye karşı takınacağı tutum ise ülkelerinin iç siyasetinden etkilenecektir.

Türkiye ayağı

Türkiye, yani içinde bulunduğumuz Anadolu coğrafyası, tarihi İpek Yolu’nda olduğu gibi bu çağın İpek Yolu olan Bir Kuşak Bir Yol projesinde de çok kritik bir noktadadır. Zira Türkiye, Çin’den sonra bu projede en uzun kara güzergahlarına sahip birkaç ülkeden biridir. Projenin diğer ana unsurları olan Rusya ve Avrupa’ya coğrafi olarak komşudur.

Üçüncü Boğaz köprüsü, İstanbul havalimanı, demiryollarına yapılan yeni yatırımların, bu proje ile ilişkili olduğuna dair iddialar mevcuttur. Proje şimdiden güzergahında olan ülkelerde yatırımlara, kalkınmaya yol açmaya başlamıştır.

Hiç kuşkusuz Türkiye de projedeki diğer ülkeler gibi siyasi sorunlarla karşılaşacaktır. ABD-AB-Rusya-Çin arasındaki küresel satrançta tüm aktörlerle ilişkileri bozmadan ilerlemek ülkemizi zorlayacaktır. S-400 konusunda ABD ile yaşamakta olduğumuz krizi hatırlayalım.

Görünen o ki 21.yy getirdiği ekonomik-teknolojik yeniliklerin yanı sıra, yeni bir küresel düzenin kurulmasına tanıklık edeceğinden çok ciddi siyasi çalkantılara da yol açacaktır.

YORUMLAR (9)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
9 Yorum