Yine erken seçim!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sonbaharda Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) üzerinde faiz baskısını arttırmasının bir erken seçim sinyali olacağını ifade eden iki yazı yazmıştım. Farklı çevrelerden ve uzmanlık alanlarından dostlardan bazı itirazlar gelmişti.

Ben elbette kahin değilim. Ekonomide atılan adımların tek başına bir erken seçim işareti olacağını da söylemek bugünkü şartlarda biraz zor. Ama öyle sinyaller var ki insan bu adımların yaratacağı kısa vadeli etkiyi ve ardından gelmesi muhtemel devasa ekonomik krizi düşününce bunu düşünmeden edemiyor.

Mesela geçtiğimiz hafta Temmuz ayı bütçe açığı verileri Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından açıklandı. Bu verilere göre Temmuz ayında merkezi yönetim bütçe açığı aylık bazda rekor kırdı. Yılın ilk 7 ayındaki bütçe açığı ise 78,3 milyar TL’ye ulaştı. İşin enteresan kısmı ise bütçe açığının neredeyse %60’ının yani 45,8 milyar TL’sinin tek bir ayda verilmiş olması.

Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, dün Kocaeli’nde iş dünyasının katıldığı bir toplantıda bu açığın dönemsel olduğunu ifade etti. Ancak bana pek öyle gelmedi. 2018, 2019 ve 2020 yıllarının Temmuz aylarına baktığınızda 2018 ve 2019’da aynı dönem bütçe fazla vermişken, pandemi gibi bir şoku yaşadığımız Temmuz 2020’de bütçe 30 milyar TL açık vermiş. Eğer gerçekten Ağustos ve Eylül aylarında da durum Bakan Elvan’ın dediği gibi geçici bir açığa işaret ederse o zaman farklı düşünebiliriz.

Bakan Elvan aynı toplantıda bir konuyu daha gündeme getirdi ki bu da sonbahar döneminde birkaç ay da olsa piyasanın hareketlenmesini sağlayacak bir gelişme.

Hazine ve Maliye Bakanı toplantıda üretim, istihdam, yatırım ve ihracatı desteklemek amacıyla, KGF destekli üç yeni mekanizmayı başlatacaklarını açıkladı. Geçmişte aynı amaçla verilen KGF destekli kredilerin bir süre sonra ithalatta hızlı bir artışa neden olduğunu gördük. Bu da döviz talebi, TL’nin değer kaybı ve artan enflasyon olarak bize döndü.

Bu etkiler tıpkı bir faiz indiriminin enflasyona geçişinin zaman alması gibi zaman aldı.

Yanlış anlaşılmasın. Bu yazı, KGF destekli kredilerin doğruluğu ya da yanlışlığı ve kamu harcamalarının artması ile ilgili bir tartışma için yazılmadı. Bütün bunlar başka bir yazının konusu olabilir.

Bu yazı para politikası üzerinde yaratılan faiz indir baskısının ardından gelen genişlemeci bir maliye politikası yaklaşımının bugünkü konjonktürde ciddi riskler taşıdığını ifade etmek, bu riskin ise hükümet tarafından alınmasının arkasındaki mantığı aramak üzere yazıldı.

Dolayısıyla da bir kez daha yazmak isterim.

Ekonomideki bütün adımlar ve açıklamalar bir erken seçim sinyali veriyor.

Bu sinyaller siyaseten de karşılık bulacak gibi olursa yeni yılın ilk yarısında bir seçimi yaşamamız çok muhtemel.

***
Gündem dışı bir konuyu daha yazmak istedim bugün.


Geçtiğimiz Çarşamba akşamı itibariyle KRT TV’de ekonomik gelişmelerin bize etkilerini tartışacağımız “Sana Faydası Ne?” isimli bir TV programına başladık. Programda dilimiz döndüğünce ekonomik verileri ve ekonomide gündem olan konuların bize ne faydası ya da zararı var onu tartışmaya çalışıyoruz.

Uzunca bir zamandır hepimizin en önemli gündem maddesi olan ekonomide keşke güzel gelişmeler olsa ve onları sizlere hem bu köşeden hem de ekrandan anlatabilsek. Ancak görünen o ki bize bu dönemde düşen misyon eksikliklerin bir gün giderileceği umuduyla dile getirilmesi oldu.

Bu süreçte siz okuyucularımızın da katkısı çok mühim.

Daha güzel konuları yazabilmek ve konuşabilmek umuduyla...

YORUMLAR (31)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
31 Yorum