Bile bile lades...

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu “Akşam 21’de hepinizi bekliyorum önemli açıklamalar yapacağım” diyene kadar 2023 seçimlerinin başörtüsü diye bir gündemi yoktu. Sadece Türkiye’nin değil Altılı Masa’nın da, diğer partilerin de, hatta CHP’nin de yoktu.

Kılıçdaroğlu “[Mevcut] yaralardan biri de başörtüsü mevzusu. Burada bizim de yanlışlarımız oldu geçmişte ama değişmeyi, öğrenmeyi bildik. Şimdi bir sonraki aşamaya geçme zamanı. … Evrensel hukuk ilkeleriyle uyum içinde bir kanuni çerçeve oluşturduk. Kadınların giyim kuşamını siyasetin tekelinden çıkartıyoruz. Bu hakkı yasal güvenceye alacağız. Yarın itibarıyla … kanun teklifimizi grup toplantımızdan hemen sonra TBMM’ye sunacağız.” -diyene kadar durum buydu.

Çoğu CHPli yönetici Kılıçdaroğlu’nun niyetinden o video ile haberdar oldu. Tam açıklama yapılırken DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın programında idik. Babacan da orada öğrendi ve yanındakilere baktı “nedir detayı” diye.

Sonrası malum. Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘gollük pası’ aldı işi anayasa düzenlemesine getirdi. Altılı Masada son dönemde liderlerin uzun uzun konuşup üzerinde anlaşamadıkları en önemli mesele de başörtüsü konusunda nasıl tavır takınılacağı oldu.

Sorunu görebilmek için büyük analist olmaya gerek yok. Gelecek, DEVA ve Saadet için bir başörtüsü düzenlemesine hayır demenin imkânı yok. İYİ Parti’nin, ortada bir sorun olmadığını düşünse de, sokağa çıkıp muhtemel bir referandumda düzenleme karşıtı kampanya yürütmesi de zor.

Kaldı ki İYİ Parti lideri daha ilk gün bu konuda bir sorun yok diyerek Kılıçdaroğlu’nun çıkışından pek de memnun olmadığını göstermişti. En son “Bu kapanmış yaranın üzerinde vicdansızca tepinerek kadınların en helal haklarını yeniden tartışmaya açmayalım. Milletimizin tamamını kapsayacak, Gazi Meclisimizin bir bütün olarak arkasında dimdik duracağı Türkiye’ye yakışır bir düzenleme yapalım.” sözü bunun işaretini veriyor. Ama kapanmış yara gündeme geldi ise bunu Erdoğan yapmadı.

Şimdi iktidarın ne yapacağını bildiği, mecliste ya da referandumda nasıl tavır takınacağı konusunda hiç tereddüdünün olmadığı ama muhalefetin içinden nasıl çıkacağını kestiremediği bir başörtüsü gündemimiz var.

En son Anayasa Komisyonu’nda CHP ve İYİ Parti değişiklik talep etti, iktidarın oyları ile de reddedildi. Görünen, madde bu şekli ile meclise gelecek. Ve iktidarın yumuşak karnı ekonomi ya da dış politika, yönetim sistemi, HDP’nin kapatma davası ve adalet, hukuk gibi konular değil başörtüsüne anayasal düzenleme konusu öncesinde ve sonrasında günlerce kamuoyunda tartışılacak.

Genel Kurul’da iktidar adına konuşacak sözcülerin metin hazırlamakta hiç zorlanmayacaklarını kestirmek pek de zor değil. Muhtemelen son dönemde özgüvenleri en yüksek oturumunu yapacaklar.
Muhalefet sözcülerinin ise kendi gündeme getirdikleri konuda iktidarın anayasal teklifine karşı çıkarken nasıl bir söylemle kürsüye geleceklerini kestirmek zor.

Altılı Masa gelecek hafta Ortak Politikalar Mutabakat Metni’ni kamuoyuna açıklayacak. Üzerinde ne kadar emek verildiğini, gerek komisyonların gerek liderlerin her madde üzerinde ne kadar çalıştığını komisyon üyeleri ve genel başkanların açıklamalarından bir nebze biliyoruz. Ama kamuoyunun gündemini bu metin ne kadar işgal edebilecek, başörtüsüne anayasal güvence ekseninde bölünmüş muhalefet fotoğrafı ne kadar gündem olacak bunu öngörmek de kolay değil.

Siyasi içerik olarak tutarsızlık üzerinden muhalefete gelebilecek eleştirilerin yanında iletişim zamanlaması olarak sürecin doğru işlemediği ortada.

CHP sözcüleri mevcut öneriye bu haliyle parlamentoda destek vermeyeceklerini açıkladılar. Dolayısıyla CHP “bu yara kapanmalı” diyerek kendi başlattığı süreçte başörtüsü karşıtı bir yere kodlanma riski içerisinde.

Anayasa teklifi referanduma gitse meydanlarda bir tartışma başlayacak. Teklif 360’ın altında kalıp reddedilse Cumhurbaşkanı Erdoğan muhalefetin başörtüsüne özgürlük düzenlemesini mecliste engellediğini anlatacak.

Bu gelinen nokta CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun çok doğru ve cesur bir çıkışla başlattığı ‘helalleşme’ mantığı ile de çelişiyor ve baştan beri Kılıçdaroğlu’nun partisini getirmeye çalıştığı yerin karşına kendisini konumlandırıyor.

Günün sonunda da “CHP devamını planlamadığı bir çıkışla bile bile lades denebilecek bir tartışmayı neden başlattı?” sorusu kalıyor.

YORUMLAR (17)
YORUM YAZ
UYARI: Hakaret, küfür, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. (!) işaretine tıklayarak yorumla ilgili şikayetinizi editöre bildirebilirsiniz.
17 Yorum