Tarkan’dan Sezen de çıkmaz, komplo da…
1994 yılında daha memlekette lise öğrencisi iken dolmuşta garip bir şarkı dinlemiştim. Aacayip şarkı sonradan öğrendim ki Tarkan adında yeni bir şarkıcınınmış. Yalan yok. Başta çok garipsediğim o şarkıyı sonra kaç kere dinledim bilmiyorum.
Ama asla da bir Tarkan hayranı olmadım. Arabada giderken, hele de hava sıcaksa camları indirip keyifle dinlenecek şarkıları oldu hep. O ritim, insanı kıpır kıpır eden sözler epey bir insanı mutlu etmiştir eminim.
Şimdi Türkiye’nin ‘süper star’ı Geçcek şarkısı ile başka şekilde gündemde. Şarkı şimdiden milyonlara ulaştı. Yazıyı kaleme alırken henüz 24 saati doldurmadan şarkının YouTube’daki klipi 6 milyon kez izlenmişti. Daha diğer mecralar var.
Haliyle ilk kez izleyen birçok kişi ‘düş baba yakamızdan bir düş’ sözlerini duyunca şarkının hedefinin Cumhurbaşkanı Erdoğan olduğunu düşünmüştür. Bu algı klip izlenmediğinde sadece sözlerden hareket edildiğinde daha da güçlü oluyor.
Tarkan tartışmalar üzerine Kral Radyo’dan Gezegen Mehmet’e "Bir yıl kadar önce ruh halimin çok iyi olmadığı bir dönemden geçtim. Pandemi, dünyada olup biten üzücü olaylar, insanlığın endişe verici gidişatı, doğanın yok edilişi gibi bir sürü şey beni çok olumsuz etkilemiş, umudumu kaybeder gibi olmuştum" diyerek asıl amacım pandemi mesajı vermiş.
Şimdi eğri oturup doğru konuşmak gerek. Bu şarkıyı dinleyip de, mevcut ortamda ilk akla gelenin pandemi olduğunu düşünmek o kadar da kolay değil. Zaten tartışma da buradan kopuyor.
İktidar sözcüleri şarkının sözlerinin Pennsylvania’dan gönderildiğinden Tarkan’ın asıl amacının İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden imar izni almak istemesine kadar akla zarar onlarca argüman ileri sürdü. Dinime küfreden Müslüman olsa diyeceklerinizin Tarkan’ı trolleşmiş sanatçı diye eleştirmesinden şarkıyı CHP’nin sipariş ettiğini iddia edenlere kadar yüzlerce yorum birbirini izledi.
Diğer tarafta da şarkıyı muhalefet pek bir sahiplendi. İşte aradığımız isyan tarzında alkışlar birbirini izledi. Önce şunun altını çizmek gerek. Tarkan’dan bir Sezen çıkmaz.
Daha iki hafta kadar önce Sezen Aksu’nun bir şarkısı üzerinden ortalık birbirine girdi, Erdoğan önce ‘dilini koparırız’ dedi sonra geri adım attı. Sezen Aksu da ‘ben avım sen avcı, dur bakalım; kim yolcu kim hancı, dur bakalım” diyerek kendi tavrını koydu.
Sezen Aksu tartışmasında gördüğümüz ve başka konularda farklı yerlerde duran kimliklerin bu şarkı özelinde birleşmesini beklemek de doğru değil.
Son tahlilde popüler kültürün milyonlara mal olmuş bir taşıyıcısıdır ama politik dilin ve söylemin bir figürü değildir.
Şarkının neden yazıldığından bağımsız olarak ona bu kadar anlam yüklenmesi bir yanda toplumsal bir duyguya karşılık geldiğini gösteriyor elbette. Muhtemelen statlarda (yayıncı kuruluşlar ne kadar verir bilmiyorum ama) epey tekrar edilir. Konserlerde söylendiğinde gelenler şarkıya coşkuyla eşlik edecektir.
İktidar kesimi de şarkıdan çok bu sahiplenmenin altındaki duygu ile ilgilense daha iyi. Sonuçta Tarkan genel duruşu ile keskin bir muhalif değil. Öyle olsa bu kadar kitleselleşmesi de mümkün olmazdı. Ayrıca bir şarkının heyecanı ile insanlara kendini unutturamayacak sorunlar var önümüzde.
Hatta iktidar yanlısı olup tepki göstermek için önce bir dinleyeyim diyenler sonra gizli gizli tekrar dinleyebilirler şarkıyı. Kaldı ki, diyelim muhalif bir şarkı. Bunu hakaret etmeden, hedef göstermeden yaptı ise bundan niye rahatsız oluyoruz? Siz de çıkar başkasını yaparsınız. Nitekim Erdoğan, burada rahmetli Erol abiyi de hayırla anmak gerek, şarkılar türküler üzerinden siyasal dil kurmayı defalarca başarmış bir lider.
Keşke en büyük derdimiz şarkılar olsa.
Yeri geldi, bu da ‘Geçcek’ üzerinden bir Cumartesi yazısı oldu.
En iyisi dinlemedi iseniz kendiniz dinleyin kararı öyle verin.