Şenol hoca enteresan bir teknik adam, zaman zaman şapkadan tavşan çıkarmayı seviyor. Ya tutarsa dediği taktik hem tuttu hem tutmadı. Bu takım kanatlardan gidebilir mi derken gitti. Gönül belki de en etkili ilk yarısını oynadı. Aboubakar’ın golü her şeyi kolaylaştırdı derken göbek Marcelo’ya rağmen delindi ve Roni durumu eşitledi. Roni’nin golü aslında bu senenin de bir resmi gibiydi. Beşiktaş çok iyi olduğu maçlarda bile pasa dayalı oyun oynayabilen her takımdan gol yiyor. Beşiktaş açısından ligimizde bu kalitede takım az olduğu için Beşiktaş fazla zorlanmadan buralara kadar geldi.
TOLGAY’IN ÇOK ÇALIŞMASI LAZIM
Adana’nın maçlarını izlemeyenler belki şaşırsa da Adana her zamanki topunu oynadı. Çok yazık ki sene başında yaşanan değişikliklerin cezasını küme düşerek ödeyecek.
Kağıt üstünde kolay gibi görünen bir maçta bile Oğuzhan-Tolgay ikilisinin bu denli savruk olması kabul edilebilir gibi değil. Tolgay hızla Olcay olma yolunda ilerliyor. Seneye de bu takımın bir parçası olmak istiyorsa çok çalışması gerek. Tabii ki burada Güneş’e İnler’e olan mesafesinin nedenlerini de sormak isterim. Bu denli önemli bir topçunun bu kadar kötü bir ikiliye rağmen kadroya girememesi çok enteresan.
İkinci yarı Atiba-Quaresma değişikliği ile başlarken, kim ne derse desin Queresma’nın ölüsünün bile bu takım için ne kadar önemli olduğu açıkça görüldü. Queresma Adana’nın çıkışlarını yavaşlatırken ilk yarıdaki güvenlerini de aldı. Talisca’nın golü Beşiktaş’ı rahatlatsa da bu kez Atiba’sızlık orta sahayı tedirgin etti. Ve üst üste delinen göbekten Adana golü yine bulurken neredeyse öne bile geçme şansını yakaladı. Son dakikalar şapkadan kim tavşan çıkaracak derken şapkadan Tosic çıktı. Ve belki de hem maçı hem de Şenol Güneş’i ipten aldı.
