Yıllardır Şampiyonlar Ligi’nde Mart ayını gören bir takımımız yok. İlk maçtaki ağır yenilgiyi bir yol kazası kabul ederek bu gecenin keyfine varmak vardı ve nitekim tribünlerdeki binlerce taraftar da bu heyecanla gelmişti.

Beşiktaş kaybederse belki çok şey kaybetmeyecekti ama kazandığı takdirde kazanılacak çok şey olduğunun farkındaydı taraftarlar. Ancak kadroyu gördüklerinde muhtemelen hepsi şaşırmıştı. Güneş, Leipzig maçı benzeri bir kadro ile çıkmıştı maça. Ve seneye de burada olabilmek için ligin daha önemli olduğu mesajını takıma ve taraftara vermişti. Çıkın ve keyfinizce oynayın demişti Şenol Güneş.

Diğer taraftan Bayern Münih’in 5-0’a rağmen en iyi kadrolarından biriyle çıkmış olması maça ve Beşiktaş’a gösterdikleri saygıyı işaret ediyordu. Böyle bir havada başladı maç. Kim bilir belki de Quaresma kupada yediği kırmızı kartın bedelini müthiş bir futbolla öderdi.

Maç her zamanki gibi tribünlerin coşkulu desteği ile başlasa da tabii ki sahaya futbolun gerçekleri yansıyacaktı.

Love’un golünden sonra maç adeta Rus ruletine dönerken, Güneş tüm hamlelerini sahaya sürdü. Medel ve Necip ayrı bir parantezi hak edecek kadar iyi oynadılar. Beşiktaş taraftarı da bir kere daha büyüklüğünü gösterdi.